Güncelleme Tarihi:
GÜVEN İÇİNDE HUZURLA YAŞAYACAĞIZ
“Müstesna günü müstesna bir eserle şereflendiriyoruz. TBMM 101 yıl önce bir 23 Nisan günü dualarla, salavatlarla, tekbirlerle Ankara’da açılmıştı. Bu Gazi Meclis’i, başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere rahmetle yâd ediyoruz. Rabbim ülkemizi bir daha yeniden İstiklal Harbi vermek, İstiklal Marşı yazdırmak mecburiyetinde bırakmasın diyoruz. Vatan topraklarını parçalamak ve milletimizi bölmek için kullanılan yöntemler değişmiş olsa da niyet hep aynıdır. Bugüne kadar darbecilerden terör örgütlerine, ekonomik tuzaklara kadar bu ülkeyi ve milleti hedef alan her saldırı aynı kirli senaryonun ürünüdür. Son devletimiz Türkiye Cumhuriyeti’ni ilelebet payidar kılmak için maziden atiye kurduğumuz köprüyü güçlendirerek gece gündüz çalışıyoruz. İstanbulumuzun en güzel tepelerinden birinde nazlı nazlı dalgalanan bayrağımızın gölgesinde inşallah güven içinde, huzurla yaşayacağız.
TÜRKİYE’DE DAHA BÜYÜĞÜ YOK
Türkiye’de bu bayraktan daha büyüğü yok. Bu yükseklikte bir bayrak direği de yok. Şu anda Çamlıca bununla müşerref oluyor. Ve İstanbul bir gülümsemeyi de bu tepeden, inşallah sadece Türkiye’ye değil, dünyaya da yapıyor. Toprak için kan dökülmediyse vatan olmaz. Ben onları hep şuna benzetiyorum: Arsa var, arazi var. Araziyi arsaya dönüştürmek için belli bir bedel ödemek gerekiyor. Aksi halde arazinin hiçbir anlamı yok. Biz de bu ülkede bu toprakları vatan yapmak için nice şehitler verdik. (2053’ün Türkiye’sini bugünün gençlerinin kuracağını hatırlatarak) Biz toprağın altında olacağız. Rabbim lütfederse oradan sizi inşallah izleyeceğiz. Size inanıyoruz. Size de böyle bir Türkiye’ye bıraktığımıza inanıyoruz.”
ÇEVRECİLİK İŞTE BUDUR
Cuma namazını Büyük Çamlıca Camisi’nde kılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, tören için Çamlıca Tepesi’ne çıkarken Küplüce ve Kirazlıtepe mahallelerinden geçti. Erdoğan’ın aracı mahalle sakinleri tarafından sık sık durduruldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mahalle sakinleriyle ne konuştuğunu törendeki konuşmasında anlattı. Çamlıca’yı TV ve radyo antenlerinden temizlediklerini, bölgeyi eski yapılardan kurtardıklarını hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
“Hani birileri çevrecilikten bahsediyor ya, işte çevrecilik budur. Çevrecilikle biz burayı temizledik. Tam anlamıyla bir çevre düzenlemesi yaptık. Kirazlıtepe, Küplüce ve buradaki kardeşlerime de sesleniyorum. Gelirken buranın sakinleriyle de görüştüm.
NE BEN ÜZÜLEYİM, NE SİZİ ÜZEYİM
Bakın burada bir çevre düzenlemesi yapıyoruz. İstiyoruz ki buradaki yapıları tamamıyla kaldıralım. Kirazlıtepe’ye yapılan binaları görüyorsunuz. Bir başka güzellik kattı Kirazlıtepe’ye. Cumadan sonra aradaki vatandaşlarımla görüştüğümde, hepsi ‘Başkanım, ya ne olur, bizi de aynı şekilde bu değişim, dönüşüm planı içerisinde, aynı duruma kavuşturun’ dedi. Ben de kendilerine şunu söyledim: ‘Ne olur siz şöyle aranızda anlaşın da, ne ben üzüleyim, ne sizi üzeyim.’ Şu anda bitirilmiş olan binalar nasıl? Hepsi ittifakla, ‘Çok güzel’. ‘Onlara hangi hakkı verdiysek, size de aynı hakkı verme sözünü veriyorum’ dedim. Tüm bu güzelliklerin tam manasıyla neticelenmesi, buradaki kentsel dönüşümün tamamlanmasına bağlı. İstanbul’a da bu yakışır.”
KORONAVİRÜS UYARISI: KARARLARIN NEDENİ BU BELAYI EN AZ ZARARLA DEFETMEK İÇİN
Cuma namazını Büyük Çamlıca Camisi’nde kılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, cemaate hitap ederken koronavirüsle mücadele konusunda şunları söyledi: “Bazı tedbirler açıklıyoruz. Bazı kararlar alıyoruz. Aldığımız bu kararların tek sebebi, eğer ülkemizi yönetiyorsak en az zararla bu belayı nasıl defederiz onun için. Temennimiz odur ki en kısa zamanda Rabbim bizleri bu musibetten ‘Ya Hafız’ ismi şerifi hürmetine muhafaza eylesin. Bizlere bu musibetten inşallah en kısa zamanda kurtulmayı nasip eylesin. Bu belaya kapılanlardan şu ana kadar ebediyete uğurladığımız kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Hocalarımızın yanında tabii bana düşmez bu iş. İnşallah az önce hasta yatağında ölenlerin de şehit olduklarına dair bir hadisi şerifi hocam burada ifade etti. Temennimiz odur ki, bu hastalıktan Hakk’a uğurladığımız kardeşlerimiz de inşallah şehitler safındadır.”