23 Nisan Hürriyet'i yarışmasını kazananlar belli oldu

EN BEĞENİLEN YAZILAR 'DİZÜSTÜ BİLGİSAYAR' İLE ÖDÜLLENDİRİLDİ

Aybüke Akyazı'nın yaptığı 'Bir esnafın altmış yıllık öyküsü' adlı röportaj en iyi yazılardan biri seçildi ve 12 yaşındaki Aybüke, dizüstü bilgisayar ödülüne layık bulundu. Akyazı'nın röportajı, her geçen gün AVM’lerle dolan şehirlerde, esnafların da hâlâ varlık gösterdiğini, etkileyici bir söyleşi ile aktardığı için dizüstü bilgisayar ödülüne layık bulundu.

BİR ESNAFIN ALTMIŞ YILLIK ÖYKÜSÜ
Aybüke AKYAZI-Bursa/12 yaşında

"Bursa’nın İznik ilçesinde altmış yıldır hazır erkek giysisi satan ve İznik çarşısında, kırk beş yıldır aynı dükkânda bu mesleği sürdüren 84 yaşındaki Fahrettin Uzunoğlu ile yapılan kısa söyleşi.

Merhaba, adınızı öğrenebilir miyim?
Merhaba kızım, adım Fahrettin Uzunoğlu.

Bu hazır giyim dükkanını altmış yıl öncemi açtınız?
Yok, o zamanlar işimiz çiftçilikti, haftanın altı günü tarlada bahçede çalışır, bir gün babamla pazarda elbise satardık. Dükkân yok o vakitler, satılan satılır satılmayanlar evin altındaki odaya yığılırdı. Dedem Durmuş da babam Bekir de aynı işi yapmış.

Kaç yıldır bu mesleği yapıyorsunuz?
Altmış yıldır baba mesleğini yürütüyoruz, 22 yaşında başladım, şimdi 84 yaşındayım.
Elbiseleri nereden alırdınız?İstanbul Mercan'dan. 3-4 ayda bir gider, peşin parayla alırdık. 1972'de bu dükkânı kökten alınca, çarşıya çıktım. Bakkaldı burası, önü ağaçlı… Çerçeveler yaptım, raflar yaptım. Burası İznik’in ilk elbise dükkânı!

Neler satardınız?
Kışlık mal satardık, yazlık mazlık yoktu, millet yazın da kışlık giyerdi. Ağustos'ta yağmur yağar, bir poyraz çıkar giyinirsin, yazlığa güven olmaz. Az çeşit mal vardı, model filan yoktu. Keçe yelek satardık, şimdi naylon istiyor gençler. Kasket de azaldı, her sene kasket giyenler ölüyor kızım. Harmanda, ürün kalkınca millet paralanır; Ağustos’ta üç ay iş vardır. Aralık'tan sonra mısır patlağı gibi çat pat iş olur.

Dükkânı yenilemeyi düşündünüz mü?
Yok, mahsus yenilemiyorum, öyle soytarı mankenlerden hazzetmiyorum. Çiviye asarız, malı ucuza satarız kızım.

Oğlunuzun aynı işi yapmasını ister misiniz?
Oğlum İznik'te avukat kızım, niye şapkayla pantolonla uğraşsın?

Esnaflık yapacak gençlere öğütleriniz?
İnsanına göre konuşmalı, burnun yere düşünce almalı, almazsan, gelen müşteriye bakmazsan ne olur? İflas eder gidersin, adamın suyuna göre su veririm, esnaflık budur!"

BARIŞA UYANSAK
İlayda ÇAVDAR-İstanbul/11 yaşında

İlayda Çavdar'ın yazdığı 'Barışa uyansak' adlı şiir, Hürriyet Çocuk Kulübü jürisi tarafından en iyilerden biri seçildi. Çavdar'ın şiiri günümüzde yaşanan siyasi ve sosyal olaylardan yola çıkarak, umut, sevgi ve barış temalarını yalın bir şiirle anlattığı için dizüstü bilgisayar ödülüne layık bulundu.

"Bitse artık şu savaşlar
Patlamasa artık bombalar
Şehit oğullarının arkasından
Ağlamasın analar babalar

Hep böyle olacaksa dünyanın hali
Geleceğimizin olmayacağı belli
Bu top sesleri içinde
Nasıl öğreneceğiz sevgiyi?

Güneşli bir bahar sabahında
Uyansak barış dolu bir dünyaya
Beyaz renkli barış güvercini
Masmavi gökte özgürce uçsa"

BİR ÇOCUK, BİR DÜNYA
Ezgi KAYA-İstanbul/13 yaşında

Ezgi Kaya'nın yazdığı 'Bir çocuk, bir dünya' adlı yazı, çocukların hislerini, yetişkinlerin çocuklarla iletişimindeki sorunları ve birbirini anlayabilmenin önemini yalın bir dile aktarmayı başardığı için dizüstü bilgisayar ödülüne layık bulundu.

"Çocuklar dışarıdan bakınca çok güzel ve eğlenceli gözükürler. Çoğu zaman hayallerinin peşinden koşan, umutlu tatlı küçük insanlardır. Ama iç dünyalarında ne yaşadıklarını kim bilebilir ki? Çocuk sahibi olmak isteyen anne babaların, sadece çocukları çok sevdikleri için çocuklarının olmasını istemesi yetmez. Çocukları tanıyor musunuz? Onları gerçekten anlıyor musunuz? Onun her dediğini yapmak onu mutlu etmez! Onunla konuşmak, dertleşmek, her daim gideceği liseyi değil de gelecekte kendini nasıl mutlu hissedeceğini sormak; pahalı oyuncaklar almak değil de, onunla oyun oynamak sevindirir.

Bir anne veya baba, çocuklarına hediye alarak onu sevdiğini gösteremez. Sonuçta o daha çocuk aklıyla o hediyeyi niçin aldığını bilemeyebilir. En iyisi onun yanına gidip: “Seni çok seviyorum yavrum” demektir. En önemlisi de ne kadar hata yaparsa yapsın onun sonsuza dek yanında olmaktır. Yaptığı her yanlışta vurmak değil!

Şiddet… Asla kesinlikle ne olursa olsun, ne kadar kötü bir hata yaparsa yapsın, şiddet hiçbir şekilde çözüm değildir. Meselâ bazı anne babalar, çocuklarını dövüyorlar. Sonra pişman olup, sırf kendi vicdanlarını rahatlatmak için, çocuğa hediye alıp onu sevindirdiklerini sanıyorlar. Ancak hiçbir aile unutmasın! O evde çocuğa şiddet uygulanıyorsa, çocuk; “Annem beni dövüyor, ben de arkadaşımı döveyim” der ve arkadaşlarıyla kavga eder. Yarın bir kardeşi olur, “Babam beni dövdüyse, ben de onu dövebilirim” der ve kardeşini döver. Çocuğu olur, ona şiddet uygular.

“Çocukları anlamak çok zor” derler. Hayır, zor değil! Biraz empati yeter. Bir çocuk bir dünya demektir. Onlar da bir gün büyüyecek. Emin olun, bir çocuk bir dünyayı değiştirebilir. Ve unutmayın, en heybetli çınar ağaçları bile önceden küçücük bir fidandı."

EN İYİ KARİKATÜRLER 'TABLET BİLGİSAYAR' ÖDÜLÜ KAZANDI

Devran Ahmet TUNCER-İstanbul/10 yaşında
Savaşlar sebebiyle yuvasız kalan çocukların mülteci kamplarında çektiği sıkıntıları başarı ile resmettiği için tablet bilgisayar ödülüne layık bulundu.

Rümeysa Gül TUNÇ-Sinop/14 yaşında
Savaşları ancak barışla durdurabileceğimizi başarı ile resmettiği için tablet bilgisayar ödülüne layık bulundu. 

Ayşe Naz TOPOĞRAF-Bursa/11 yaşında
Çocukların teknoloji bağımlısı olduğunu, mizahi bir karikatürle dile getirerek, bu konuda düşünmemizi sağladığı için tablet bilgisayar ödülüne layık bulundu.

EN İYİ FOTOĞRAFLAR 'DİJİTAL FOTOĞRAF MAKİNESİ' İLE ÖDÜLLENDİRİLDİ

Ezel GÜRKAN-İzmir/11 yaşında
Betonların her gün arttığı şehirlerde çocukların oyun alanlarının kalmadığını ve evlere hapsolmalarını çarpıcı bir kare ile fotoğrafladığı için dijital fotoğraf makinesi ödülüne layık bulundu.

Burak TEZCAN-Ankara/10 yaşında
Çocukların dijital oyunlarla ve teknoloji ile vakit harcadığı günümüzde geleneksel oyunların önemini anlatan bir kare yakaladığı için dijital fotoğraf makinesi ödülüne layık bulundu.

�

Samet Arda MERCAN-Konya/9 yaşında
Birçok çocuk oyun oynarken, bazı çocukların zor koşullar altında çalışmak zorunda olduğunu etkileyici bir fotoğraf karesi ile belgelediği için dijital fotoğraf makinesi ödülüne layık bulundu.