23 Nisan çocuklarının akıbeti ne oldu?

Güncelleme Tarihi:

23 Nisan çocuklarının akıbeti ne oldu
Oluşturulma Tarihi: Nisan 20, 2013 00:00

Her yıl olduğu gibi bu yıl da yine 23 Nisan’da ülkemiz, dünyanın çeşitli yerlerinden küçük konuklarını ağırlayacak. Peki ya önceki yıllarda Türkiye’ye gelip sonrasında memleketlerine geri dönemeyen minik yavrular şimdi ne yapıyor? Zaytung sizler için araştırdı.

Haberin Devamı

Bu yıl da farklı kültürlerden gelen minik yavrular bir yandan ülkemizi tanıma fırsatı bulurken bir yandan da kendi kültürlerini tanıtıp, halk oyunları oynayacak, kısmetse şahane mi şahane anılarla memleketlerine dönecekler. Peki ya dönemeyenler? 23 Nisan şenliklerinin tarihi boyunca bir biçimde yurdumuzda kalanlar? İşte kimisi daha yakın tarihte, kimi yıllar önce bir 23 Nisan’da şenlik için ülkemize gelen ve ardından yurduna dönemeyen o çocukların hikâyeleri:
Maksim Gurmanof (Bulgaristan): 8 yaşındayken geldiği Türkiye’de kısa boyunun avantajıyla milli halter takımına sızarak vatandaşlığa hak kazanan Maksim, ergenlik döneminde boy atması sonucunda yakayı ele verdi. Vatandaşlıktan çıkarılmadan önce son umutla kendisine bir de voleybolda şans verilmesini isteyen Maksim’in bu talebi reddedilerek sınır dışı edildi.

Haberin Devamı

Alya Talininka (Rusya): 1988 yılında Ankara Kanuni İlkokulu velilerinden İbrahim - Mualla Özveren’e konuk olan minik Alya, sevimliliği ve güzelliğiyle ailenin göz bebeği olarak evlat edinildi. Slav ırkının tüm özelliklerini bünyesinde barındıran Alya’nın da aileye katılmasıyla beraber toplam üç çocuğa bakmanın mali yükünü kaldıramayan Özveren çifti yaklaşık bir yıl kadar sonra öz oğulları Cevdet ve Mithat’ı Ostim Sanayi Sitesi’nde bir kaportacının önüne bırakarak güzeller güzeli Alya ile beraber ortadan kayboldu.

Djenba Thonduga (Güney Afrika): Ülkemize 2000 yılı 23 Nisanı’nda gelen Djenba, halen Türkiye’nin en genç saat satıcısı olma unvanını elinde bulunduruyor. Djenba “manevi babam” dediği Türkiye’deki velisi Halit Uzunsular’a layık olabilmek için eve ekmek götürdüğünü, kısmet olur da kendini bir takıma beğendirebilirse profesyonel futbol işine girerek ona bir ev almak istediğini belirtiyor.

Juninho Eduardo da Concales Stevensio (Brezilya): Ülkemize geleceği ilk duyulduğunda “Herhalde beş kişi geliyorlar” düşüncelerine yol açan ancak adım atar atmaz “Bana kısaca Çeçe derler” diyerek gönüllerde taht kuran minik Sambacı, konuk olduğu ailenin reisi Önder Kuntaner’in çabalarıyla Gençlerbirliği altyapısına kazandırıldı. Kulübün tarihindeki en genç transfer olan Minik Çeçe’nin Brezilya’nın adeta futboldaki yüz karası çıkması neticesinde Sakarya Caddesi’nde Reggae müzik yapan bir bar açması Ankara’da coşkuyla karşılandı. Bugün halen Çeçe Reggae Bar, Ankara gecelerinin önemli adreslerinden biri.
Anthony Johnstone (ABD): “Gel giderken seni de götüreyim” diyen ABD büyükelçisi eşliğinde Türkiye’ye ayak basan 9 yaşındaki Johnstone, dönemin ‘ABD ile müttefiklik’ havası nedeniyle havaalanında sevgi gösterileriyle karşılandı. Gazetelerin ‘küçük elçi’ olarak lanse ettiği minik Anthony, diplomatik bir karışıklık neticesinde bir süre sonra kendini gerçekten ‘ABD Ankara Küçükelçisi’ makamında otururken buldu. Johnstone, bugün Kavaklıdere’de yer alan küçükelçilik konutunda halen iki ülke çocuklarının vize, pasaport vb. işlemlerine bakıyor.

Haberin Devamı

Helga Kahlmuhrer (Almanya): Türkiye’ye ilk gelişinde konuk olduğu aile tarafından el bebek gül bebek ilgi gösterilen Helga, yanında getirdiği Alman çikolatası stokunun bitmesi üzerine dışlandı. Uzunca bir süre Almanya’ya dönebilmek için kendi başına çareler arayan minik Helga son olarak Galatasaray’ın cezası nedeniyle Almanya’da oynanan bir Avrupa kupası maçında, kulüp uçağına sızarak takım kadrosuna dahil oldu. Son olarak sahaya Hakan Şükür’ün elinden tutarak çıkarken görülen minik Helga, devre arasında ortadan kayboldu.

Oogar Rasmussen (Norveç): Ülkemize geğirerek “ice ice baby” deme geleneğini Avrupa’dan getiren Norveçli Oogar, müziğimizdeki boşlukları iyi değerlendirerek Beyoğlu’nda sahne alan ilk death metal grubunu kurdu. Rasmussen, ‘Naagarath’ adlı grubuyla uzun süre İstanbul’un en önemli mekânlarında sahne almasının ardından kendisi gibi 10 yaşında olan minik udi Burcu Pamukcak’la beraber ortak bir albüm çalışmasına imza attı.

Haberin Devamı

Otto Solomon (İsrail): Küçük yaşta İsrail’in Filistin politikalarını eleştirmesiyle Türkiye’de yıldızı parlayan Solomon, 12 yaşında Türk vatandaşlığına geçti. 20 yaşında kapıya gelen askeri inzibatlara anlam veremeyen ve bir anda kendini uzun dönem komando piyade er olarak Hakkâri Çukurca Dağ ve Komando Tugayı’nda bulan Solomon, askerliğinin ikinci ayında firar ederek İsrail’e döndü. İsrail vatandaşlığına alınma işlemlerinin tamamlanmasının ardından Kudüs 2. Ana Bakım Levazımat Komutanlığı’ndaki birliğine teslim edilen Solomon, bir süre sonra oradan da kaçarak Somali’ye sığındı.

Son dakika

* Apo’nun mektubunu geri çekilen PKK’ya ulaştırmaya çalışan BDP’de büyük kovalamaca...

Haberin Devamı

* Kandil Dağı’ndan İmralı’ya mesaj: “Abi kendi isimlerimiz var bizim, niye böyle olduk?’’

* Erdoğan Bayraktar: “Bir miktar daha para + Holosko... Son teklifim bu...’’

* Devlet dairesinde sorun çıkmadan işini halledebilmek için aşırı nazikleşen vatandaş, ‘Sir’ unvanı almaya hak kazandı.

* Büyük umutlarla açılan bir Facebook grubu daha bakımsızlıktan yıkılmak üzere...

* Beyoğlu Belediyesi tarafından düzenlenen, ‘35 yaşına geldiklerinde hâlâ bekârlarsa birbirleriyle evleneceklerine söz veren yakın arkadaşlar’ın toplu nikâh töreninde anlamsız bir coşku vardı...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!