21 ilin AK Parti adayları açıklandı

AK Parti’nin 21 Belediye Başkan adayını Başbakan Recep Tayyip Erdoğan dün açıkladı.

İŞTE AK PARTİ'NİN ADAYLARI

Toplantıda Başbakan Erdoğan'ın çocuk sayısı üçten az olan adayları kürsüde uyarması renkli anların yaşanmasına neden oldu.

Ordu Belediye Başkan adayı Enver Yılmaz'ın iki çocuğunun anons edilmesinden sonra Başbakan Erdoğan kürsüden Yılmaz'a eliyle 'iki' işareti yaptı.

'HATANIZ VAR'

AK Parti’nin Bilecik belediye Başkan adayı mevcut başkan Selim Yağcı oldu. Yağcı’nın adaylığı açıklanırken Başbakan Erdoğan’dan üç çocuk uyarısı geldi.

Yağcı kürsüye çıktığı sırada özgeçmişi okundu ve iki çocuk sahibi olduğu anons edildi. O sırada Başbakan Erdoğan Yağcı’ya dönerek, “Tabi bir hatanız var. Belediye başkanı olarak en az üç çocuk olması lazım” dedi.

Erdoğan’ın sözleri salonda gülüşmelere neden oldu.

8 ÇOCUKLU ŞIRNAK ADAYINA ALKIŞ VE TEBRİK

Başbakan Erdoğan, Şırnak Belediye Başkan adayı Ahmet Hamdi Yıldırım'ın 8 çocuğu olduğu bilgisi salonda anons edilince ise alkışlayarak tebrik etti.

Erdoğan, "Evet Ahmet Hamdi Bey'i tebrik ediyoruz. Örnek" diye konuştu.

ARTIK BİR KADIN ELİ DEĞECEK

Başbakan Tayyip Erdoğan, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı adayını, “Artık bir kadın eli değecek. Fatma Şahin” diye duyurdu. Erdoğan İstanbul Milletvekili Enver Yılmaz’ı Ordu adayı olarak gösterirken iki bakan yardımcısı da belediye başkan adayı oldu. Aday olmak için aylardır çalışma yaptığı bilinen eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in, seçim bölgesi Ordu’nun adayı tanıtıldığında milletvekilleriyle birlikte kürsüye çıkmaması dikkat çekti. Şahin’in toplantıya katılmadığı bildirildi. Enver Yılmaz, “Arada küslük mü var” sorusuna, “Kesinlikle öyle birşey yok. Mutlaka özel bir nedeni vardır. Kendisiyle seçim sürecinde birlikte çalışacağız” yanıtını verdi. Erdoğan, 3 Aralık’ta İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak Binali Yıldırım’ı, 5 Aralık’ta da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak Kadir Topbaş’ı açıklayacak.

4 AY FİTNE ÜRETECEKLER

Birtakım terbiyesizlikler yapıyorlar. Polislere, kadınlara, milletvekilllerine, bakanlara karşı ağza alınmayacak ifadeler kullanıyorlar, çirkince davranışlar sergiliyorlar. Aile, kişi mahremiyeti, özel hayat, edep, haya tanımadan saldırıyorlar. Bunlara karşılık verdiğinizde, tepki gösterdiğinizde, o kadar hayasızlar ki bundan memnun oluyorlar. Hiçbir iftiralarını, hiçbir idddialarını karşılıksız bırakmayacak, ancak üslubumuzdan edep ve hayamızdan da asla taviz vermeyeceğiz. Onlara ihtiyaçları olan gıdayı, çamuru sunmayacağız. Onların seviyesine düşmeyecek, düştükleri çukurda, çamurda onları kendi hallerine bırakacağız. Onlar bizi paçamızdan tutup aşağıya, kendi seviyelerine çekmeye çalışacak. Ancak biz o seviyelere düşmeyeceğiz. Önümüzdeki 4 ay boyunca plan, proje, vizyon değil sadece fitne üretecekler. Türkiye düşmanlarıyla bile işbirliği yapıp üzerimize saldıracaklar. Kaybedeceğimizi de bilsek meşruiyet, edep ve haya dairesinden çıkmayız. Eğer edep perdesi yırtılmış, ar damarı çatlamışsa oradan bir kazanç çıksa da o kayıptır. 4 ay boyunca böyle bir şuurla hareket edeceğiz.

SOKAKLARA DAĞILIN

İşimiz ganimet toplamak değil, millet bizi bu makamlara ganimet için göndermedi. Bırakın ganimet, faniliğin peşinde başkaları koşsun biz dava taşını gediğine koymanın peşinde olacağız. Ganimet peşine düşen daha en baştan kaybetmiştir. Meselesi makam olan daha şimdiden kaybetmiştir. Nasıl olsa kazanacağız diyerek oturduğu yerden kalkmayan seçimi kazansa bile kaybetmiştir. Şu andan itibaren bu davaya gönül vermiş her bir kardeşimin sokaklara caddelere dağılmasını istiyorum. ‘Efendim bu kapıdan kovacaklar’ Kovsunlar hele sen git. ‘Efendim bu sokağa giremiyoruz’ İstersen girersin. ‘Tehdit ediyorlar, saldırıyorlar, taşlıyorlar’ Sinme, korkma, asla geri adım atma. Zafer mücadele ister, yürek, cesaret ister. Bu hassas süreçte teşkilatımızın kademeleri arasında hiçbir münakaşayı hoş görmeyiz. Zaman münakaşa zamanı değil, eğer meselesi olan varsa rica ediyorum meselesini 30 Mart akşamına kadar ertelesin. Küsmek, darılmak, bozulmak, kırılmak, bizim dava kültürümüzde asla kendisine yer bulamaz. Bu süreç aynı zamanda bir samimiyet imtihanıdır. ‘Beni aday yapmadılar?’ diye kenara çekilen, uzak duran, mesafe koyan partimizi değil lütfen kendi nefsini kalbini sorgulasın. Ki bu kardeşlerimizin arkadaşlarımızın içinde 1 dönem, 2 dönem belediye başkanlığı yapan arkadaşlarımız da var, olacak. Büyük projeler inşa ederken, büyük adımlar atarken küçük ama önemli dokunuşları ihmal etmeyeceğiz. Marmaray’ı ne kadar önemsiyorsak, milyonlarca insanın yürüdüğü kaldırım taşlarını da o kadar önemsemek zorundayız. Şehir güvenliğine, temizliğine, estetiğine, yeşile, parklara, otoparklara daha fazla yoğunlaşacak, çocuklar, kadınlar, yaşlılar, engelliler için çok daha fazla yatırımlar yapacağız.

ÇOCUK, YARIŞ ATI OLMASIN

Özellikle çocuklar. Artık cumartesi, pazar günlerini çocuklarımıza ayıralım. Cumartesi ve Pazar günlerinde de yavrularımız yarış atına döndürülmesin. Onların da tatil hakkı var, dinlenme hakkı var. Onların da çimende şöyle bir yuvarlanma hakkı var. Toza, toprağa bulanma hakkı var. Bu haktan yavrularımızı mahrum etmeyelim. İnşallah eğitim sistemimizde yavrularımızı devletin eğitim kurumlarında yetiştirdiğimiz kadarıyla daha ileri imkanlarla yetiştirmenin gayreti içindeyiz. Ama yavrularımızın adete ekonomik kaynak olarak görülmesine da fırsat vermeyeceğiz. Ticari meta haline gelmesine fırsat vermeyeceğiz. Her belediye başkanımız, attığı her adımda bunları da düşünecek. Onun için çocuklarımıza oyun parkları, yeşil alanları yapacak. Ben çocukluğumda şunu şunu yaptım diye masal, hikaye kitaplarını yazabilsinler bu yavrularımız. Şimdi bu imkan var mı? Yok. Şimdi ne diyecek? Ben cumartesi, pazar günleri dershanedeydim, başka söyleyecek hiçbir şey yok. İnşallah şimdi adımları da atılıyor.