Güncelleme Tarihi:
9 Mart 2017 Perşembe, saat 08:25. Her zaman olduğu gibi, İstanbul'un yolları etrafı duman içinde bırakan, fabrikalara ve iş merkezlerine gitmekte olan araba ve otobüslerle tıkanmış durumda. 15 milyon insan için yine sıradan bir gün.
Hiçbir uyarı olmadan yer sarsılmaya başlıyor. Binalar devriliyor, yıkılıyor ve içindekiler toprağa gömülüyor; doğalgaz ve su boruları çatlıyor ve patlamalar yaşanıyor; panik telefonlarıyla kilitlenen telefon ağı çöküyor. Marmara Denizi’nin kıyısında bir bahar günü yürüyüş yapan insanlar, bir anda kendilerini yutacak bir tsunamiyi fark ediyor.
Günün sonunda, 35 bin insan hayatını kaybediyor, 200 bin kişi yaralanıyor, 80 bin ev harabeye dönüyor. Geride kalan Sultanahmet Camii gibi yapılar ise herkesin geleceğinden haberdar olduğu ancak hiçbir hazırlık yapmadığı 2017 depreminin işaretlerini on yıllarca taşıyacak izlerle ayakta kalıyor.
Bu senaryo bu şekilde gerçekleşmek zorunda değil. Bu anlatılanlar hiçbir zaman yaşanmayabilir ancak daha kötüsü de olabilir. İnsanlık Güneş Sistemi’nin derinliklerine keşif araçları göndermiş olabilir ancak kendi gezegeni hakkında halen yeterince bilgi sahibi değil. Bilgi eksikliği olanların büyük bir kısmı da evleri fay hatlarının üzerinde inşa edildiği için, en büyük risk altında yaşayanlar. En yakını İstanbul’dan 16 kilometre uzaklıkta bulunan Kuzey Anadolu Fay Hattı da bu risk alanlarından biri.
FAY HATLARINI İNCELİYORLAR
Tamsin Davies ve kız kardeşi Serena, arkadaşları Adam Whitaker ile İzlanda’dan İtalya’ya ve Türkiye’nin doğusuna kadar, Avrupa’daki fay hatlarını incelemeye karar verdi. Bu isimlerin oluşturduğu “Faultine Living Expedition” ekibi, İngiltere’nin Kraliyet Coğrafi Araştırmalar Derneği ve Land Rover şirketi tarafından destekleniyor.
Belgesel yapımcısı olan Serena, “Yüzlerce fay hattı haritasına bakarsanız, her birinin bir depreme neden olabileceğini görürsünüz. Ancak hala fay hatları hakkında yeterince bilgiye sahip değiliz” dedi.
Daily Telegraph, Faultine Living Expedition ekibini 1999 depreminin yaşandığı İzmit’te takip etti. Yaklaşık 18 bin insanın ölümüne neden olan fay hattı, bir gün İstanbul için de bir faciaya neden olabilir. Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde araştırmalar yapan Şerif Barış, “1999’da yaşanan depremin ardından, gelecek 30 yıl içinde İstanbul’da Richter ölçeğinde 7.5 şiddetinde bir depremin yaşanması olasılığının yüzde 65 olduğu tahmin edildi. Bugün, 10 yıl geride kalmış durumda” dedi.
Profesör Barış 2017’de yaşanması muhtemel depremin zayiat ve yıkılacak bina rakamlarıyla ilgili tahminlerde bulundu. Barış, “Birçok insan tehdidin farkında ancak sorduğunuz zaman hazırlıklı olduğunu söyleyenler yüzde 20’nin altında. Japonya’da çocuklara anaokulunda deprem eğitimi veriliyor. Türkiye’de bir nevi kadercilik mevcut. Bazı insanlar zaten çok kötü durumda olan binaların yıkılacağını ve öleceklerini düşünüyor. Bu yüzden eğitime önem vermiyor” ifadesini kullandı.
Depremden kurtulanların tepkileri ise büyük farklılık gösteriyor. Bazıları kurtulduklarına sevinirken, diğerlerinde ölenlere yardım edememenin vicdan azabı ve depremin tekrar yaşanma korkusu bulunuyor.
İZLANDA’DA BAŞLADI
Araştırmalar, yer şekilleri depremler ve yanardağ patlamalarıyla çizilen İzlanda’da başladı. Ayrıca, İzlanda'nın Avrasya ve Kuzey Amerika tektonik plakaları üzerinde ata biner gibi oturması ülkeye ayrı bir özellik kazandırıyor. Ancak İzlanda bu konumundan fayda sağlayarak, ısınma ihtiyacının yüzde 87’sini jeotermal enerjiden sağlıyor.
Deprem ihtimali İzlanda gibi nüfusu seyrek bir ülkede çok risk yaratmasa da, İtalya için aynısı söylenemez. Geçtiğimiz yıl ülkenin orta bölgesinde bulunan L’Aquila kentinde yaşanan 6.3 şiddetindeki depremde 1,500 kişi öldü, 65 bin kişi evsiz kaldı.
Serena, “Deprem bölgelerinde yaşayanlar genelde riskleri anlamıyor. İhtiyaç duydukları bilgiyle aralarında bir bariyer var. Genelde ‘en son deprem 100 yıl önce yaşandı, şu an sorun yok’ gibi bir yaklaşım görüyoruz. Yaşlı kuşaklar ise daha kaderci” dedi.
İNSANLARDA KADERCİLİK HAKİM
L’Aquila depreminin yaşanmasından birkaç gün önce, depremin merkez üssünden 80 km uzaklıktaki bir karakurbağası kolonisi üzerinde çalışmalar yapan zoologlar, erkek kurbağaların yüzde 96’sının koloniyi terk ettiğini gözlemledi. Ancak insanlardaki öngörü yeteneğinin bu kadar güçlü olduğu söylenemez. Ocak ayında Haiti’yi yerle bir eden deprem, önceden keşfedilmemiş bir fay hattına bağlandı.
İngiltere’de, her yüzyılda büyüklüğü 5 veya daha fazla olan depremler yaşanıyor. Nisan 1580’de Londra’da yaşanan ve iki kişinin ölümüne neden olan depremin aynısı, bugün o tarihe oranla nüfusu 50 kat fazla olan şehirde yaşanırsa, sonuçları geçmişe göre çok kötü olabilir.
Araştırma ekibinin bir sonraki inceleme bölgesi Tahran. Tahran’ın karşı karşıya bulunduğu tehdit, şaşırtıcı derecede İstanbul’unkine benziyor. Hatta, İran’ın başkentini bir gün başka bir yere taşıma olasılığı bile değerlendiriliyor.
Genel olarak bakıldığında, insanlığın üzerinde yaşadıkları gezegenin öfke nöbetlerine kaderci bir yaklaşım gösterdiği söylenebilir.
Bu yazı, "How to examine earthquakes" başlıklı makaleden derlenmiştir.
http://twitter.com/HurriyetPlanet