Oluşturulma Tarihi: Mayıs 21, 2002 22:05
Amerika 2001'in terör raporunu açıkladı. Raporda 2001, 11 Eylül saldırıları yüzünden dünyada en kanlı terör yılı olarak açıklanırken, İran, Irak, Suriye, Libya, Sudan, Küba ve Kuzey Kore'nin terörizmi desteklemeye devam eden ülkeler olduğu ileri sürüldü.
Raporun Türkye bölümünde de DHKP-C ve Türk Hizbullahı'nın, Türkiye'deki en etkin terörist örgütler olduğu, Türkiye'nin etkili mücadeleyle bu grupları geriletmesine karşın, PKK, DHKP-C ve Türk Hizbullahı'nın halen öldürücü saldırılar düzenleme kapasitesinin bulunduğu bildirildi.
ABD Dışişleri Bakanlığı'nın bu akşam açıkladığı 2001 dünya terör raporunda, dünyada geçen yıl terör olaylarında toplam 3547 kişinin öldüğü ya da kaybolduğu, bu sayının 2000 yılında ise 409 olduğu kaydedildi. 11 Eylül saldırılarında ölen ve kaybolanların sayısı ise 3 bin olarak verildi, ancak bunun da kesin olmadığı belirtildi.
KARA LİSTEDE 7 ÜLKE
Uluslararası terör hareketlerini destekleyen ülkelerin başında İran'ın geldiği kaydedilen rapora göre, Libya ve Sudan ise, terör örgütlerinden uzak durmaya çalışan bir görüntü veriyor. Raporda, "Bazıları teröre karşı tutum değiştirir gibi görünse de,hiçbiri terörizmle bağını tamamen koparmadı" ifadesi kullanıldı.
PKK ve DHKP-C YİNE LİSTEDE
ABD Dışişleri Bakanlığı'nın yıllık raporunda, sadece 2001 yılı gelişmelerini kapsadığı için, terör örgütü PKK'nın, adını KADEK olarak değiştirdiğine yer verilmedi. Daha önceki yıllarda olduğu gibi raporda, PKK ve DHKP-C, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın terör örgütleri listesinde yer aldı.
Raporun "Türkiye" bölümünde, Türk hükümetinin terörizmle mücadelede uzun dönemli ve kuvvetli bir müttefik olduğu, terörizme karşı mücadeleyi tamamen desteklediği vurgulandı. Bu çerçevede Türkiye'nin, ABD'nin Afganistan'daki operasyonları için üs, uçuş hakkı sağladığı, Afganistan'da yerel orduyu eğitmek üzere birlik gönderdiği ve Afganistan barış gücü ISAF'a katıldığı belirtildi.
Türkiye'nin, kendi topraklarında ise "iki en etkin terörist örgüt" olarak nitelenen DHKP-C ve Lübnan Hizbullahı ile ilgisi bulunmayan Türk Hizbullahı'na karşı mücadele verdiği anlatıldı.
Türk polisinin, 100'den fazla DHKP-C ve yüzlerce Türk Hizbullahı üyesi ile destekçilerini tutukladığı, terör hücrelerini tespit ettiği,silah, bilgisayar ve belgelerini ele geçirdiği de belirtildi. Bütün buçabalara karşın DHKP-C'nin, öldürücü faaliyetlerde bulunma kapasitesini koruduğu ve tarihinde ilk kez intihar bombalı saldırılar düzenlediği de raporda kaydedildi.
Ocak 2001'de DHKP-C'li bir militanın İstanbul'da bir polis karakoluna girerek, vücuduna sardığı bombayı patlattığı ve 1 polis memurunun ölümüne, çok kişinin yaralanmasına neden olduğu raporda yer aldı. Bunun dışında, 10 Eylül 2001'de, İstanbul'da halka açık bir meydanda, ikinci bir intihar saldırısında iki polis memurunun öldüğü, bir Avustralyalı turistin ölümcül şekilde yaralandığı kaydedildi.
TÜRK HİZBULLAHI
Türk Hizbullahı'nın, ilk saldırısını, Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan'a ve beraberindeki beş polis memuruna karşı düzenlediği anlatıldı. Örgütün, İstanbul'da Ekim ayında üç polis memuruna pusu kurarak ikisini öldürdüğü, birini yaraladığı raporda yer aldı.
Raporda Türk Hizbullahı'nın 1980'lerde Diyarbakır bölgesinde ortaya çıktığı ve Türkiye'nin Güneydoğu bölgesinde PKK saldırılarına karşı eylemler düzenlediği belirtildi. Türk Hizbullahı'nın, Türkiye'nin Güneydoğusunda, bağımsız bir İslam devleti kurmak istediği ifadesi de yer aldı.
ÇEÇEN EYLEMCİLER
ABD raporunda, "Çeçen ayrılıkçılar" ve sempatizanlarının da Türkiye'yi terörist saldırılara sahne olarak kullandığı yazıldı. Nisan ayında 13 Çeçen destekçisi silahlı adamın, Çeçen kökenli bir Türk vatandaşı olan Muhammed Tokcan liderliğinde, İstanbul'da bir oteli 12 saat rehin aldığı ve bu kişinin 1996 yılında bir Rus feribotunu Türkiye'den kaçırmaktan sadece 4 yıl hapis yattığı belirtildi.
Tokcan'ın, aralarında 37'sinin Amerikalı olduğu 150 kişiyi otelde rehin aldığı ancak barışçı bir şekilde teslim olduğu, amacının ise Rusya'nın Çeçenistan'daki faaliyetlerine dikkat çekmek olduğunu belirttiği anlatıldı.
ABD raporunda, "Türkiye'nin mahkeme sistemi, Çeçen destekçisi teröristlere karşı, göreceli olarak yumuşak" iddiasında bulunuldu. Raporda, Tokcan'ın, asıl suçu yerine, daha az ciddi olan silah bulundurma ve özgürlüğü kısıtlama gibi suçlardan yargılandığı ileri sürüldü.
Bunun dışında 3 Çeçen'in, 175 yolcu taşıyan bir Rus uçağını İstanbul'dan Moskova'ya 15 Mart'ta kaçırdığı ve yakıt sorunu yüzünden uçağın Suudi Arabistan'a indiği ve bu düzenlenen operasyonla krizin sona erdirildiği anlatıldı.
PKK
Raporda, terör örgütü PKK'nın elebaşı Abdullah Öcalan'ın, Ağustos 1999'da yakalandıktan sonra "barış girişimi" başlattığı ve bu çerçevede PKK'nın, Batı Avrupa'da "halkla ilişkiler" faaliyetlerini yoğunlaştırdığı belirtildi.
ABD raporunda, PKK'nın, "serhildan" adı verilen ve ayaklanma anlamına gelen bir safhaya geçtiği, bu çerçevede, "Avrupa'daki PKK üyelerinin açıkça Kürt kimliklerini ve PKK ile bağlantılarını kabul ettikleri, Türkiye'deki Kürt azınlığın haklarını geliştirme çabasıyla gösteri düzenledikleri" ifadeleri kullanıldı.
Raporun Avrupa ile ilgili genel değerlendirme bölümünde de, "Türkiye, Afganistan'daki kampanya için lojistik, üs desteğinin yanı sıra tam diplomatik ve siyasi destek sağladı. Türkiye'nin PKK, DHKP-C ve Türk Hizbullahı'na karşı etkili kampanyalarının bu grupları geriletmesine karşın, bu örgütler halen öldürücü saldırılar düzenleme kapasitelerini koruyor" denildi.
ABD raporunda, yaklaşık 4 ila 5 bin PKK militanının şu sırada Kuzey Irak'ta bulunduğu ve PKK'nın, Türkiye ile Avrupa'da birçok sempatizanının bulunduğu belirtildi.