Güncelleme Tarihi:
Geçen ay Birmingham'da gerçekleşen G-8 toplantılarına katılan dünya liderleri, artık bir gerçeği görmek zorundalar. Dünya ekonomisinin çehresinin değişiminde kadınlar önemli rol oynuyor. Newsweek’e göre dünya, yavaş yavaş kadın girişimcilerin hükmü altına girmeye başladı.
Bir yanda teknolojinin gelişmesi ve bir yanda da kadınların iş dünyasında varlıklarını hissettirmeleri, iş hayatının çehresini değiştirdi. Kadının iş gücünün, iş hayatında radikal bazı değişikliklere neden olduğu da kesin. Artık iş dünyasında kadınlar varlıklarını hissettiriyorlar. Kadınların iş dünyasına girmeleriyle, pek çok kavram da değişmeye başladı. Çalışma saatlerinin 9-5 arası olması artık bir kural sayılmıyor. Çalışanların, iş yerlerinin dışında da bir hayatlarının olması gerektiği kabul edilmeye başlandı. Gecenin geç saatlerine kadar açık kalan mağazalar, gündüz bakım merkezleri, geç saatlere kadar hizmet veren bankalar, aslında hep iş dünyasına giren kadınların neden oldukları değişiklikler.
SERVİS SEKTÖRÜ
Kadın işçilerin sayısındaki büyük artış servis sektörüne daha fazla önem verilmesiyle aynı zamana rastlıyor. Petrol, çelik ve demir sanayiinde fazla kadın çalıştırılmadı. 80'li ve 90'lı yıllarda bu saydığımız sanayilerde çökme olduğu zaman, bu durumdan kadınlar fazla zarar görmedi. 1991-95 yıllarında 846 bin Alman erkeği işsiz kaldı. İşlerini kaybeden kadınların sayısı ise sadece 428 bindi. Batı Almanya'da 210 bin kadın iş bulurken 440 bin erkek işsiz kaldı.
Servis sektöründe çalışan kadınların sayısı her geçen gün artıyor. Önümüzdeki on yıl içinde İngiltere’de, kadınlar 1.4 milyon işten 1 milyonunu alacaklar.
BİLGİ ÇAĞI
Bilgi çağında yaşıyoruz. Kadınlar da erkekler de artık bilgili olmanın önemini kavramış durumdalar. 1996 yılında Almanya’da ilk kez, erkeklerden daha çok kız öğrencinin kolej öğrenimine başladığı saptandı. Avrupa Birliği’ne dahil ülkelerde kolej mezunu her 100 erkeğe karşılık 110 kız öğrenci var. Kolej sonrası öğrenimde de kızlar, erkekleri geride bırakmış durumdalar.
Doris Moormann bir müzik öğretmeniyken şimdi kendine ait multimedya işinin başında. Şirket hızlı bir gelişme içinde. ‘‘Dental Village’’ isimli şirket diş hekimleri ve diş malzemecileri için CD-rom'lar ve web sayfaları üretiyor. Moormann'ın yanında 9 kişi çalışıyor ve her ay kadroya yeni elemanlar dahil etmek zorunda kalıyor. Moormann'ın en büyük sıkıntısı yetenekli eleman bulup onları kaçırmamak.
20. yüzyılda başarı örnekleri
20. yüzyılda kadınlara hükümet ve iş dünyasında daha önemli rol oynama fırsatı verildi. Bilgisayarların erkek kökenli oldukları söylenir, ama bilgisayar programcılığı 1950'li yılların başında Grace Hopper tarafından geliştirildi. Bu arada yüzyılımızda kadınların neleri başardıklarına bir göz atalım:
1902: Kadınların seslerinin güzelliği dikkat çekmeye başladı. Telefon operatörlerinin % 63'ünü kadınlar oluşturdu. Bugün ise bu oran % 90.
1918-1920: Kanada, Sovyetler Birliği, Almanya ve ABD'de kadınlar oy verme hakkını kazandılar.
1920: Sovyetler Birliği’nde kadınlar istedikleri takdirde kürtaj yaptırma hakkını kazandılar.
1928: İngiltere’de 21 yaşını geçen kadınlara oy verme hakkı tanındı. Politikada erkeklerle eşit haklara sahip oldular.
1932: Amelia Erhart, Atlantik Okyanusu’nu tek başına geçen ilk kadın pilot oldu.
1939-45: Kadınlar, işçi dünyasında önemli bir yere sahip oldular. Özellikle savaş sanayiine çok büyük katkıda bulundular. Kadınlar fabrikalarda çalışmaya iyice alıştılar.
1944-1946: Fransız, İtalyan ve Japon kadınları oy verme hakkını kazandılar. ABD'de çalışan kesimin yüzde 36'sını kadınların oluşturduğu saptandı.
1949: Fransız feminist Simone de Beauvoir ‘‘İkinci Cins’’ isimli kitabını yayınladı.
1959: Ruth ve Eliott Handler, kızlarının adını verdikleri Barbie bebekleri üretmeye başladılar.
1959: Bir Amerikan şirketinin başkanı eşinin jartiyer kullanmaktan yakındığını duyunca külotlu çorap imalatına geçti.
1960-1963: ABD'de ilk doğum kontrol hapı satışa çıktı. Sovyetler Birliği’nde Valentina Tereshkova uzaya giden ilk kadın oldu.
1963: Londra ve Paris’te mini etek modası başladı.
1970: Dünyanın önde gelen sanayileşmiş ülkelerinde yaşayan kadınların yüzde 38’i işçi olarak çalışmaya başladı.
1979: Margaret Thatcher, Avrupa ülkelerinde iktidara gelen ilk kadın başbakan oldu.
1980: Fransız akademisi ilk kez bir kadın üyeye sahip oldu. Fransız romancı Marguerite Yourcenar, akademiye üye seçildi.
1986: Linda Wachner, bir şirketin başına geçen ilk kadın oldu.
1990: Sanayileşmiş ülkelerde yaşayan kadınların yüzde elli ikisi, işçi olarak çalışmaya başladı.
1995: Pekin'de toplanan Birleşmiş Milletler Kadın Konferansı’nda kadın haklarının savunulması ve geliştirilmesi kararlaştırıldı.
Yetenekli ve bilgili elemanların çoğu bir süre sonra kendi işlerini kurmak için şirketten ayrılıyorlar. Öyle ya, iş ve kredi olanakları varken, neden bir başkasının emrinde çalışılsın?
Moormann, Silikon Vadisi’nde çalışan tipik bir küçük iş patronu gibi görünebilir ama o Berlin'de yaşıyor. Aslında Paris'te ya da Toronto'da da yaşıyor olabilirdi. Doris Moormann, gelişmiş ülkelerdeki değişimin güzel bir örneği. Bilgisayar teknolojisi gibi yeni sanayi dalları da kadınlar için ideal birer meslek. Doris Moormann'ın da belirttiği gibi ‘‘İnternet'te cinsiyet önemli değil.’’
Mali konular da aynı şekilde cinsiyet farkı gözetilmeyen meslekler arasında yer alıyor. Özel bankacılıkta çalışanların çoğunluğunu kadınların oluşturmaları bir rastlantı değil.
Bilgiye dayalı mesleklerde teknik, bilimsel araştırma, şirket yönetimi gibi iş kollarında kadınlar çok başarılı oluyorlar.
Kuşkusuz çalışma hayatının koşulları çok ağır. Kadınlar iş hayatıyla aile hayatı arasında denge kurmakta zorlanıyorlar. Çocuk bakımevlerinin sayısı henüz çok az ve fiyatları çok yüksek. İş yerlerinde kreş açma fikri ise henüz pek yaygınlaşmadı. Almanya’da doğum yapan kadınlar üç yıl izinli sayılabiliyorlar. Fakat bu süre fazla uzun olduğu için çalışan kadınlar erkek meslektaşlarının gerisinde kalıyorlar.
1970'li yıllarda kolej mezunu bir kadının başarılı bir meslek yaşamına kavuşması için çocuk yapma düşüncesinden vazgeçmesi gerekiyordu. Part-time çalışma konusunda ise kadınların büyük bir çoğunluğu oluşturdukları biliniyor. 1990'lı yıllara gelindiğinde ise tablo tamamen değişti. Şirket yöneten kadınların sayısında büyük bir artış gözlendi. 1997 yılında OECD kadın girişimcilere daha çok kredi sağlanması için uluslararası bir konferans düzenledi. Kadın girişimcilerin sayısı artarken sermaye sorunu da büyüyordu. Ekonominin dişileşmesi, sosyal yaşamda da birçok değişikliklere yol açıyor. Gelecek yüzyılda, dünya ekonomisi çok farklı bir yüze sahip olacak.
YARIN: Batılı kadının değişen profili