Güncelleme Tarihi:
Modern kültürün vazgeçilmez parçalarından ve hatta bazıları için hayat tarzı haline gelen fast food, yani kolay hazırlanan ve çabuk tüketilen yiyeceklerin sektörünün tarihi Romalılara kadar dayanırken, günümüzde pek çok kişinin karnı acıktığında ilk tercihlerinden biri olan hamburgerler bundan tam 110 yıl önce ilk kez ABD’de üretildi.
Birinci Dünya Savaşı’nın ardından, otomobillerin herkesin karşılayabileceği fiyatlara inmesiyle birlikte yaygınlaşması, aynı zamanda fast-food sektörünün temelini oluşturan “arabadan inmeden alışveriş yapabilme” eğilimini yarattı.
ABD’de ilk hamburger, 1906’da üretilmiş olsa da popülerleşen eğilimle birlikte, ABD’li girişimciler Walter Anderson ve Billy Ingram, 1921 yılında dünyanın ilk hamburger zincirini kurdu. White Castle adını verdikleri restoran bugün ABD’nin önde gelen fast food şirketlerinden biri olsa da Türkiye ve dünyanın geri kalanı ABD usulü hamburgeri McDonalds ve Burger King gibi fast-food zincirleriyle tanıdı.
Sektörün öne çıkan şirketleri McDonalds, Burger King, Wendy’s, Kentucky Fried Chicken, Dominos Pizza gibi dev zincirler ancak ABD merkezli Subway ve TacoBell de hızla büyüyen şirketler arasında yer alıyor.
Dünya genelinde 3 milyonun üzerinde fast-food restoranı olduğu belirtiliyor.
15 CENTLİK ÜRÜNLE BAŞLADILAR
ABD’li Dick ve Mac McDonald kardeşler, California’da bugün fast food sektörünün en büyük isimlerinden biri şirketlerini “McDonalds Bar-B-Que” ismiyle bu eyaletteki bir benzincide açtı.
Ancak birkaç ay iş modellerini değiştirdikten sonra, Aralık 1948’de resmi anlamda McDonald’s şirketini kurup, şu anda günde milyonlarca insanın tükettiği kağıda sarılı hamburgerleri sadece 15 cente, hamburgerin vazgeçilmez ikilisi patates kızartmasını ise 10 cente satmaya başladı.
Ancak 15 centlik ürünlerle işe başlayan bu şirket, artık bir hamburger imparatorluğu. Şirket, günde küresel çapta 60 milyon insana hizmet ettiği 2009’da 5.1 milyar dolar kâr açıkladı.
Dünya üzerinde 117 ülkede, 32 binin üzerinde restorana sahip olan McDonalds, aldığı eleştirilere sıkı kurallara bağlı standart üretim yaptığını ve hijyene büyük önem verdiğini anlatan reklam kampanyalarıyla yanıt vermeye çalışıyor.
56 YILLIK REKABET
McDonald’s ardından, dünyanın en çok bilinen fast-food zincirlerinden biri de son günler satışıyla gündemde yer alan Burger King. 1954 yılında Miamili girişimciler, James Mclamore ve David Edgerton tarafından kuruldu.
En büyük rakibi McDonald’s’la rekabet etmek için farklı öneriler sunmayı amaçlayan şirket, alevde kızarttığı köftelerle tanındı.
Bugün fast-food severlerin en çok tercih ettiği ürünlerden biri olan Whooper adlı hamburgerini ilk kez 1957 yılında piyasaya sürdü.
Şirket, ilk kez arabaya satış konseptini geliştirip, restoranlar içinde yemek odaları oluşturdu. ABD dışındaki ilk restoranını 1963 yılında, Porto Riko’da açan Burger King, 1995 yılında da Türkiye pazarına girdi.
Piyasa değeri 2.3 milyar dolar şirket, bugün 72 farklı ülkede, 12 binden fazla noktada hizmet veriyor.
Borsaya 2006 yılında açılan Burger King, 2002 yılında Diageo PLC şirketinden TPG Capital LLC, Bain Capital LLC ve Goldman Sachs Capital Partners liderliğindeki bir konsorsiyum tarafından 1,5 milyar dolar karşılığında satın alınmıştı.
Şirket şimdi de 3.36 milyar dolar karşılığında ABD’li özel girişim sermayesi 3Par’a satıldı. Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch ise, satış anlaşmasının ardından Burger King’in kredi notunu BB+’dan BB’ye düşürdü.
KRİZLERİN KAZANANI
Bundan iki yıl önce yüzde 6.6’lık büyümeyle, 154.7 milyar dolarlık bir pazara dönüşen küresel fast-food piyasasının 2013’e kadar 200 milyara dolara çıkması bekleniyor.
Küresel finans krizinin en yoğun şekilde hissedildiği 2008 yılında bile büyümesi, fast-food sektörünün krizlerden her zaman büyüyerek çıktığının altını bir kez daha çizdi.
Küresel çapta milyonlarca insana istihdam sağlayan bu sektör, sadece ABD’de yaklaşık 4 milyon kişiye para kazandırıyor.
OBEZİTE’NİN TEK SUÇLUSU OLARAK GÖSTERİLİYOR
Dünyanın en fazla fast-food tüketen ülkesi ABD’yken, Japonya’da sadece üzerine kaynatılmış su dökülerek hazırlanan ve “noodle” adı verilen erişteleriyle en fazla hazır yiyecek tüketen ikinci ülke olarak dikkat çekiyor.
ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi’nin hesaplamalarına göre, ülke nüfusunun yüzde 26’sına denk gelen 72 milyon kişi obezite hastalığıyla boğuşuyor. Uzmanlar, ABD’lilerin aşırı derecede fast-food tüketmesinden dolayı bu durumun ortaya çıktığını söylerken, ülkenin önde gelen fast-food zincirlerine her yıl yüzlerce dava açılıyor ve sektöre yönelik eleştirel kitaplar ve filmler her geçen gün artıyor.
ABD’li yönetmem Morgan Spurlock’un 2004 yapımı filmi Supersize Me (Şişir Beni) ve ABD’li araştırmacı gazeteci Eric Schlosser’ın Fast Food Nation: The Dark Side of the All-American Meal (Fast Food Nesli: Amerikan Yemeklerinin Karanlık Yüzü) adlı kitabı, bu sektöre yönelik en büyük eleştirel ürünler olarak dikkat çekiyor.