Hasan ÖRNEKOĞLU/İSTANBUL,(DHA)
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 09, 2010 09:25
İSLAM Konferansı Teşkilatı Genel Sekreteri Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu, yazımını 20 yılda tamamladığı kitabı "Darülfünun - Osmanlı’da Kültürel Modernleşmenin Odağı" adlı çalışmasını düzenlenen imza günüyle okuyucularına tanıttı. Düzenlenen imza gününe Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan başta olmak üzere Doğan Grup’un üst düzey yöneticileri de katıldı.
İslam Tarih Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi (IRCICA) tarafından yayımlanan çalışmanın Kanyon Alışveriş Merkezi D&R Mağazası'nda gerçekleştirilen imza ve tanıtım gününe, eski Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan, eski CHP Genel Başkanı Altan Öymen, Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan, Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, Doğan Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve Hürriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı Vuslat Doğan Sabancı, Doğan Yayın Holding Yürütme Komitesi Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ, Doğan Yayın Holding Yönetim Kurulu Üyesi, Hürriyet Yazarı Ertuğrul Özkök, Hürriyet Gazetesi Yayın Danışmanı Doğan Hızlan, Star
Haber Grup Başkanı Uğur Dündar’ın yanı sıra çok sayıda yönetici ve yazar da katıldı.
Eserini konuklar için imzalayan Prof. Dr. İhsanoğlu, yaptığı konuşmada 20 yılık bir çalışmanın ürünü olan eserinde, Türk modernleşmesi içinde çok önemli bir yere sahip ilk yüksek öğretim kurumu olan Darülfünun’un tarihi ile kültür ve bilim alanında modernleşmeyi sağlayan çerçeveyi de sunduğu ifade etti. Eğitim kurumlarının bir takım olayların arka arkaya oluşmasından veya bir takım devlet adamlarının verdikleri kararlarla oluşan bir kurum olarak görmemek gerektiğini dile getiren Prof. Dr. İhsanoğlu, bu eğitim kurumlarını toplumların ihtiyaçlarını karşılaması bağlamında incelemek gerektiğini belirtti. Sanayi inkılabı ve kamu eğitiminin Darülfünun’un kuruluşuna etki eden dönemin iki önemli olayı olduğunu söyleyen Prof. Dr. İhsanoğlu, medreselerin yeterli gelmediğini, Tanzimat'la birlikte devletin yeni bir eğitim hamlesi yapması gerektiğini de söylerken, Darülfünun tarihinin 1846’dan 1933’e kadar 80 senelik bir dönemi kapsadığını anlatarak Avrupa tarzı münevver bürokratlara ihtiyaç üzerine kurulan Darülfünun ile bir taraftan kamu eğitiminin bir taraftan sivil kadroların yetiştirilmesinin hedeflendiğini söyledi.
Darülfünun’un 1860, 1869 ve 1874"te başlayan kuruluş çalışmalarının başarısız olduğunu, çeşitli fakülte ve okullar kurulduğunu ancak bir üniversite çatısı altında toplanamadığını belirten Ekmelettin İhsanoğlu, Darülfünun’un ancak 1900’de kurulduğuna belirtti. Ekmelettin İhsanoğlu, "1 Eylül 1900’de Sultan Abdülhamid’in tahta geçişinin 25. yıldönümünde Darülfünun Şahane’nin fen, edebiyat ve ilahiyat olmak üzere 3 fakülte olarak kuruldu. Daha sonra 1903’de Şam’da bir tıbbiye, 1907’de Selanik’te ve 1908’de Konya’da hukuk okulları kuruldu. Bu gecikmenin sebebi tam bir hazırlık planlaması yapılmamıştı. Şimdi siz bir üniversite kuruyorsunuz öğretim kadronuz yok. Hocalarınız var ama başka türlü yetişmiş. Mesela Japonlar Avrupa’ya yetişmek üzere çok sayıda insan göndermişler. Bu bizde çok sonra gelişmiş bu. Rüştiyeler idadiyeler sultaniler gibi modern eğitim görmüş öğrencilerin sayısı çok azdı. 1900’lere geldiğimiz zaman bu biraz daha artmıştı" dedi.
Erken dönemde mühendislik derslerine ait Türkçe literatür geliştiğini ancak sosyoloji, modern felsefeye, psikoloji gibi Türkçe terimlerin olmadığını kaydeden İhsanoğlu, 1914’te Almanların gelişi ile önemli bir gelişme olduğunu vurguladı. Ondan önce Fransız modelinin benimsendiğini anlatan Ekmeleddin İhsanoğlu, milli bilgiler üretmenin ancak Almanlar'la geldiğini, harbin sonunda Almanlar çekilince tekrar Fransız modeline geçtiğini dile getirdi.
İlk defa 1914’te kızların okula alınmasının sağlandığını, 1921’de kız okulunun lağvedildiğini ve artık kız ve erkeklerin bir arada okumaya başladığını anlatan İhsanoğlu, Osmanlı’da medreselerin vakıf hukukuna göre kurulduğuna, vakıf sahibi kişi tarafından finanse edilip hizmetinin içeriğinin belirlendiğini anlattı.
Üniversitenin bir tüzel kişiliğinin olmaması ve finansman konularında bazı sorunları yaşandığına da değinen İhsanoğlu, İstanbul ve Ankara arasındaki fikir ayrılıklarından dolayı 1933’te Darülfünun’un lağvedilip İstanbul Üniversitesi’nin kurulduğunu aktardı.
İhsanoğlu, "Darülfünun’un bir eğitim kurumu olarak ortaya çıkması basit bir olay değildir. Kültürel bilimsel idari hukuki nedenleri vardır ve bunlar incelenmeden bir hüküm vermek yanlıştır" dedi.
Daha sonra Aydın Doğan, Arzuhan Doğan Yalçındağ ve Doğan Hızlan, Ekmeleddin İhsanoğlu’nun yanına giderek almış oldukları kitapları imzalattı.