Güncelleme Tarihi:
KİLİT ROLE SAHİP
“Sayıştay’ın denetimi altına giren devlet bütçesi, 85 milyonun rızkından keserek kamuya aktardığı kaynaklardan oluşuyor. Devlet geleneğimizin denetim boyutunun temsilcisi olan bu kurumumuz hukuk devletinin temel taşlarından biridir. Sayıştayımız sahip olduğu birikim, kendine verilen yetkiler ve üstlendiği misyonla kamu yönetim sistemimizde kilit bir role sahiptir. Sayıştay, hiçbir kamu kurumunun rakibi veya ikamesi değil, denetlediği her kamu kurumunun faaliyetlerini hukuka uygun yürütmesini temin eden bir yardımcısıdır. Kendisi doğrudan hesap soran değil, hesap sorulmadan önceki çalışmaları yapan, malzemeleri hazırlayan bir kurumdur. Sivil, askeri tüm kurumları, belediye şirketleri dahil kamu kaynağı kullanan her kuruluşu Sayıştay denetimi kapsamına alarak hukuk devleti ilkesine olan bağlılığımızı ispatladık. Böylece milletimizin kamu kaynaklarının nasıl harcandığını en doğru, güvenilir ve sistematik şekilde takip edebilmesini temin ettik.
DENETİMDEN KAÇMIYORUZ
Mesleki güvencelerinizi tahkim etmek suretiyle denetim faaliyetlerinizi her türlü etki ve baskıdan uzak şekilde yapabilmenizi sağladık. Bizim denetimden asla kaçmadığımızın, korkmadığımızın, çekinmediğimizin en somut örneği Sayıştay Kanunu’nda ve Sayıştay mensuplarının özlük haklarında yaptığımız bu değişikliklerdir. Amacımız Türkiye’nin demokratik hukuk devleti vasfıyla 2023 hedeflerine ulaşmasını, 2053 vizyonunu hayata geçirmesini temin etmektir.
KİMSE İNKAR EDEMEZ
Cumhuriyetimizin 99’uncu kuruluş yılını yaşadığımız şu günlerde akıl ve vicdan sahibi hiç kimsenin inkar edemeyeceğine inandığım bir gerçek vardır. Bu gerçek de Türkiye’nin demokrasi ve kalkınma sürecinde geçtiğimiz 20 yılda bir asırlık yol kat ettik. Her alanda bu devrimlerin somut neticelerini görmek mümkündür. Dünyanın pek çok yerinde bize bu kadar kısa sürede böylesine devasa atılımları nasıl gerçekleştirdiğimizi soruyorlar, hatta sormakla kalmayıp, heyetler göndererek bizzat kurumlar nezdinde incelemeler yaptırıyorlar. Süreç hızlı olunca yeni yöntemler, usuller, araçlar ihtiyacı ortaya çıkıyor. Her yenilik gibi bu tablonun içinde birtakım eksiklerin, hatta hataların yaşanması kaçınılmazdır. Denetim ve yargı organları ise bu meseleyi elbette hukuka uygunluğu yönünden değerlendirecektir. Önemli olan bu iki yaklaşımı ülkenin ve milletin çıkarlarını en üst düzeyde tutacak bir yerde buluşturmaktır.”
CEZACI DEĞİL YÖNLENDİRİCİ
Erdoğan Sayıştay denetimine ilişkin şu mesajları verdi: “Sayıştay’ın icracı kurumlardaki denetimini sadece açık arama veya ceza penceresinden bakarak yapmaması gerektiğini düşünüyorum. Doğru olan yaklaşımın icracı kurumların, iş ve işlemlerin hukuka uygunluğunu kolaylaştırıcı, yardım edici, yol gösterici anlayışla denetim faaliyetlerinin yürütülmesi olduğuna inanıyorum. Bu yönde gösterilen gayretleri takdirle takip ediyorum. Ancak olumsuz kimi örneklerin ortaya çıkabildiğini de biliyorum. Milletin ve onun adına faaliyet gösteren hukukun değil de başka birtakım güçlerin işaretine göre çalışan her kurum önünde sonunda vesayet damgası yemeye mahkûmdur. Kendilerine anayasa ve yasalarla verilen yetkileri güç temerküzüne yönelmek yerine, ülkeye ve millete daha etkin hizmet sunmak için kullanan her kurumun başımız üzerinde yeri vardır. Velev ki bu kurumlar bazen yaklaşım farklılıkları sebebiyle canımızı sıkacak, eleştirdiğimiz işler bile yapsalar neticede ortaya çıkan sonuca saygı gösteririz.”
BÜROKRATLARI TEHDİT FAŞİST ZİHNİYET
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, isim vermeden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bürokratlarla ilgili sözlerine de tepki gösterdi: “Anayasal güvence altında kamu hizmetini yürütmekle görevli insanları tehdit etmek ve gücünü milli iradeden alan iktidara direnmeye çağırmak faşist ve darbeci zihniyetin yansımasından başka bir şey değildir. Kamu hizmetlerinin, yatırımların, üretimin, istihdamın tıkanmasından kimin fayda göreceğini düşündüğümüzde izlenen taktiğin gerisindeki sinsi amaç kendiliğinden ortaya çıkacaktır. Ağzından çıkan sözden de, sergilediği davranıştan da haberi olmayan mazur tipler ne bizim ne kamu görevlilerinin muhatabı değildir.”