20 milyon kitap hem de ‘apaçık’
Güncelleme Tarihi:
Adı ‘Open Library / Açık Kütüphane.’ Siteye son girdiğimizde kayıtlarında tam 20 milyon kitap vardı. Bu yazı yayımlanana kadar birkaç bin daha artacağına kesin gözüyle bakabalirsiniz. Türkçe dahil neredeyse bütün dillerde kitap mevcut. Üstelik öyle üyelik filan da yok, adı üzerinde işte ‘Açık Kütüphane...’
BRITISH Library (Britanya Milli Kütüphanesi), deposunda bulunan kitapların 40 milyonunu internet ortamına aktarmak için Google’la çalışıyor. Fransız Devrimi’nden bugüne olan dönemi kapsayan 40 milyon kitap bir süre sonra hizmetinde olacak okuyucunun. Avrupa Dijital kütüphanesi ise 10 milyon dokümanı internete aktardı zaten. Ancak, 20 milyon kitapla hizmete giren Open Library / Açık Kütüphane’ bunların hepsinden daha hızlı çıktı.
Elyazması bile var
Doğrusu bu ya, tamamen tesadüfen bulduk biz de. Bilenler vardır mutlaka, bizim karşımıza ise bir kitap ararken Google’da çıkıverdi. Biraz sağını solunu kurcalayınca da, son derece faydalı bir site olduğu geçiverdi kayıtlara. Sitede, istediğiniz herhangi bir kitabın künyesi ile ilgili hemen her şeyi bulmak mümkün. Nerede basılmış, kaçıncı baskı, nerede yayımlanmış, farklı edisyonları var mı, türünden soruların cevabı, anında karşınızda hemen. Üstelik sadece günümüzün kitapları değil söz konusu olan. Tarihi değeri olan elyazmaları ile bilgilere de aynı siteden ulaşabiliyorsunuz.
İki ayrı Huzur
California Devlet Kütüphanesi tarafından finanse edilen site herkese açık üstelik. Siz de, ‘Bu kitap veya yazar Açık Kütüphane’de neden yok’ diyerek bilgiler girebiliyorsunuz siteye. İşin ilginç tarafı, sadece İngilizce kitaplarla sınırlı değil site. Fransızca, Almanca ve gözlerinize inanamayacaksınız belki ama Türkçe kitaplar da mevcut. Mesela ‘Ahmet Hamdi Tanpınar’ yazdığınızda, üstadın Türkçe de yayımlanmış ve diğer dillere çevrilmiş bütün kitapları sıralanıyor karşınıza. Buradan da, Huzur’un iki ayrı İngilizce çevirisinin iki ayrı isimle basıldığını öğrenebiliyorsunuz (A Mind at Peace / Inner Peace).
İstanbul’un yeni çağdaş sanat fuarı: Art Beat
Ezgi ATABİLEN
SON yıllarda sayıları giderek artan çağdaş sanat fuarlarına bir yenisi ekleniyor: ‘Art Beat Istanbul’. İstanbullu galeriler için yepyeni bir platform oluşturması, genç sanatçılara isimlerini uluslararası alana taşıma fırsatı sunması ve yabancı galerilerin İstanbul’da kendilerini tanıtma imkânı bulmasını amaçlayan fuar, 14-18 Eylül tarihleri arasında Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleşecek.
Toplam 24 galeri
Her sene eylül ayında düzenlenecek fuara, bu sene yerli ve yabancı toplam 24 galeri ve dünyaca ünlü sanatçılar katılacak. Sanatseverlere rafine bir seçki sunabilmek için katılımcı sayısının sınırlı tutulduğu fuarda, ‘genç sanat’ öne çıkarılacak. Dolayısıyla, ağırlıklı olarak genç sanatçıların işlerine yer verilecek. Ancak sanatta yenilikçi bir duruşa sahip usta isimler de bu fuarda yer bulabilecekler.
“Art Beat, İstanbul’daki sanat dünyasının nabzını tutacak bir fuar olacak. İsmi de buradan geliyor zaten” diyen Art Beat Istanbul Proje Direktörü Arhan Kayar, fuarın ileriki dönemlerde Ortadoğu, Asya, Avrupa ve Amerika’da bulunan önemli sanat organizasyonlarını da içine alarak, ‘Art Week’ başlığı altında daha büyük bir platforma dönüşmesini planladıklarını vurguluyor.
Urartu malı ihraç savaş arabası
URARTU Krallığı’nca 3 bin yıl önce ihraç edilmek için üretilen savaş arabalarının kalıpları, Anzaf ve Çavuştepe kalelerinin yamaçlarında bulundu. Urartu medeniyetine asırlarca başkentlik yapan Van’da 2 yıldır kazı çalışmaları yürüten İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Erkan Konyar ve ekibi, kayalıklarda yer alan oyukların, Urartu savaş arabalarının aksamlarının yapımında kullanılan kalıplar olduğunu belirledi. Konyar, “Uygun sertlikteki ağaçlar belli süre suda yumuşatıldıktan sonra kalenin kayalıklarındaki kalıplara çakılıyordu. Bunlar bir haftalık kuruma süresinden sonra kalıplardan sökülüp gerekli işlemler yapılarak son işlemi gerçekleştiriliyordu” dedi.
Kral değil tarla mezarı
Polatlı yakınlarında Friglerin başkenti Gordion’daki kazılara katılan arkeologlar, 3 bin yıllık kral mezarlarının bulunduğu bölgelerin tarla yapılmaya çalışılmasına isyan ettiler. Kazıların 1954’ten beri aralıklarla sürdüğü Gordion’u yılda 100 bin turist ziyaret ediyor.
Metin ÖZDEMİR/DHA
ANKARA’nın Polatlı İlçesi’nde bulunan Frigya uygarlığı başkenti Gordion’da 3 bin yıllık tarih, tarıma kurban ediliyor. Gordion’daki kazı çalışmalarına katılan Pensilvanya Üniversitesi Müzesi’nden Arkeolog Dr. Ayşe Gürsan Salzmann, “Gordion çevresinde 110 tümülüs bulunuyor. Ancak bunlar çiftçiler tarafından tarla haline getirilmeye çalışılıyor. 1 teneke buğday uğruna 3 bin yıllık tarih yok ediliyor. 110 tümülüsün altında 110 krallık ve ailelerine ait mezar var. Maalesef mezarların olduğu yerlerin bir kısmı tarla haline getirilmiş” dedi.
Kadınlara ABD’de eğitim
Gordion Projesi’nde program yöneticisi ve eğitimci olarak görev yapan Hint asıllı Amerikalı Pensilvanya Üniversitesi Müzesi yetkilisi Prema Deshmukh ise Gordion’un korunması için lokal halkın eğitilmesinin çok önemli olduğunu belirterek, “El becerisine sahip köy kadınlarını Pensilvanya Üniversitesi Müzesi’ne götüreceğiz. Onlara global kültürü anlatıp, kültürlerin korunması bilincini geliştirmelerine yardımcı olacağız” diye konuştu. Yassıhöyük Köyü’nde bulunan Frigya uygarlığının başkenti Gordion’da arkeolojik kazılar 1954’te başlamıştı. Gordion’u yılda 100 bin turist ziyaret ediyor.