Güncelleme Tarihi:
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianameyi değerlendiren İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi, evrakta sahtecilik suçunu işleyen şüphelilerin kamu görevlisi olduğuna dikkat çekerek dosyayı Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. Dosyanın ağır ceza mahkemesine gönderilmesiyle polisler hakkında istenen ceza da 15 yıla çıkmış oldu.
SAHTE TUTANAK İDDİASI
Zirve Yayınevi cinayetine ilişkin soruşturma kapsamında 21 Mart 2011’de silahlı terör örgütü üyesi olduğu iddiasıyla tutuklanan Binbaşı Haydar Yeşil, cinayetin İstanbul ayağını araştırmakla görevlendirilen İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde görevli polis memurları N.A. ve H.U. hakkında suç duyurusunda bulundu. Yeşil savcılığa verdiği dilekçede, N.A. ve H.U.’nun düzenlediği 28 Haziran 2011 tarihli tutanağın sahte olduğunu iddia etti. Binbaşı Yeşil, N.A. ve H.U.’nun hazırladığı Zirve Yayınevi cinayeti davasının gizli tanığı “Adıyaman’ın ifadesinin değerlendirilmesi” başlıklı tutanakta, yanlış beyanlara yer verildiğini öne sürdü. Olay tarihinde Malatya İl Jandarma Alay Komutanlığı’nda binbaşı olarak görev yaptığını, buna rağmen gizli tanık Adıyaman’ın ifadesine ilişkin tutanağa Zirve Yayınevi cinayeti davası şüphelilerinin 2’nci Ordu’da görevli yüzbaşı vasıtasıyla birbirleri ile irtibatta olduklarının kayıt edildiğini ifade etti. Yeşil, aynı tutanağa örgütle ilgili konuşmaları kendisi adına kayıtlı olduğu belirtilen 0532 420...... numara ile yaptığının yazıldığını ancak numaranın kendisine ait olmadığını da öne sürdü.
TELEFON YEŞİL’İN DEĞİLMİŞ
İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nca hazırlanan iddianamede, polisler N.A. ve H.U.’nun Zirve Yayınevi cinayetinin İstanbul bölümü ile ilgili olarak görevlendirildikleri, gizli tanık Adıyaman’ın ifadesinde yer alan konuların değerlendirilmesini yaparak soruşturmaya konu olan 28 Haziran 2011 tarihli ve içinde sahtecilik olduğu anlaşılan tutanağı düzenledikleri iddia edildi. ,Haydar Yeşil adına kayıtlı olduğu öne sürülen telefonun H.K. isimli şahsa ait olduğunun tespit edildiği ifade edildi. Tanık olarak dinlenen H.K.’nın söz konusu telefon hattının kendisine ait olduğunu, kısa süreliğine bile olsa kimseye vermediğini, Binbaşı Yeşil ile onun telefonla konuştuğu öne sürülen M.Ü.’yü tanımadığını söylediği anlatıldı.