Güncelleme Tarihi:
Sizi tanıyalım. Kimdir Ayşe Şeker?
1969 doğumluyum. Lise mezunuyum. Ev hanımıyım. Karadeniz kökenliyim. Babam Trabzonlu, annem Rizeli. 70 yıldan fazladır Kocaeli’deyiz.
Tanışma hikayenizi dinleyelim...
İlyas Bey bize komşu geldi, alt katımıza. İki katlı bir evimiz vardı. Biz üst katta oturuyorduk, alt kattaki evimiz ise boştu. Lise son sınıf öğrencisiydim. İşi nedeniyle İstanbul’dan Kocaeli’ye gelmiş, arkadaşlarıyla. Ev ararken de babam evimizin alt katını İlyas Beylere kiraya vermiş. Önce kiracı, sonra damat oldu.
İlyas Şeker: Olayların gelişimi ile birlikte tanıştık. Yıldız Teknik Üniversitesi Harita Mühendisliği’nden mezun olduktan sonra yüksek lisans yaparken diğer taraftan da serbest çalışmaya başladım. Arkadaşlarımızla Beşiktaş’taki ofisimizde otururken İzmit Belediyesi’nin harita işiyle ilgili ihale açtığını gördük. Rakibimiz güçlüydü ancak iş bizde kaldı. Sözleşmeyi yaptıktan sonra da İzmit’e geldik. İşi aldığımız bölgenin içinde de Ayşe Hanımların evi varmış. Babası bakkal işletiyordu. Selamlaştık, şantiye olarak da kullanabileceğimiz bir ev aradığımızı söyledik. Ayşe Hanım’ın rahmetli dedesi Abbas dede ile sohbet ettik. Alt katı kiralayabileceklerini söylediler.
Ayşe Şeker: İş için geldi, kalış o kalış. Altlı üstlü oturuyorduk ama tanışmıyorduk. Lise öğrencisiydim, evden okula okuldan eve...
GELİN HANIMI GÖRME BAHANESİ
Evde, ‘Alt katımıza da şöyle birileri taşındı’ diye hiç konuşulmadı mı?
Bahsedildiğini hatırlamıyorum ancak annem çok merhametlidir. Onlara yoğurt yapar, pişirdiği yemeklerden götürürdü.
İlyas Şeker: Ayşe Hanım girip çıkarken dikkatimi çekmişti. Evlilikte gençlerin birbirini sevmesi olmazsa olmaz ama aynı zamanda ailelerin de birbirini kabullenmesi, kültür farklılığı oluşmaması lazım. O ne kadar benzer olursa kurulacak aile de o kadar huzurlu oluyor. Annemlere açtım konuyu. Ankara’ya dayımlara gitmişlerdi, dönüşte İzmit’e uğradılar, gelin hanımı görme bahanesiyle. Sağolsun o zaman kayınvalidem annemleri yemeğe davet etti.
Ayşe Şeker: Aşağısı bekar evi olduğu için annem yemeğe davet etti. Ama benim bir dahlim yok, hiç ilgilenmiyorum. Henüz annemin de haberi yok niyetlerinden. Annemler sadece kibarlıktan, aşağısı bekar evi olduğu için yukarıya, bize çağırdılar. Beni görmeye geldiklerini sonra öğrendim. Sonrasında İlyas Bey ile birkaç kez konuştuk. Daha çok dinleyen konumunda oldum herhalde, yaşın da vermiş olduğu çekingenlikle. Tanışma hikyemizin karanlık bölgesi (Gülüyor). Kabul ettim. Sonra ailem de konuştu benimle, olumlu düşündüm.
İlyas Şeker: Yakışıklı bir çocuk var, mühendis, işinde gücünde. Yemekten bir süre sonra İstanbul’a gittim. Ailemle istişare ettikten sonra da Ayşe Hanım’ı istemeye geldiler.
Ayşe Şeker: İlyas Bey iş bu noktalara gelmeden önce ailemin gönlünü fethetmişti zaten. Rahmetli dedem çok severdi. Aklı başında gençler, kendi halinde, temiz dürüst. Kiracı olarak sevdiler öncelikle. Nasip olunca da yollar açıldı. 28 Mayıs 1988’de evlendik. Dünyaya bir kez daha gelsem kesinlikle İlyas Bey ile evlenirdim.
KIZIMIZ MERVE ASKERLİK HATIRASI
Ayşe Şeker: Düğünden sonra askere gitti İlyas Bey; Nisan 1989’du. Asteğmen olarak yaptı askerliğini. Önce Balıkesir oradan da Erzincan’a gitti. Erzincan’a eşyalarımızı toparlayıp ben de taşındım. 1 yıl kaldık orada. Kızımızın doğum yeri Erzincan’dı. Merve kızımız askerlik hatırası.
KORKUNÇ BİR AKŞAMDI
Şeker çifti 17 Ağustos 1999 depreminde büyük acı yaşamış. 4 Şubat 1990 doğumlu kızları Merve ve 5 Şubat 1992 doğumlu kızları Tuba’yı depremde kaybetmişler. 1997 doğumlu Mustafa Akif henüz beşikte, anne ve babasının yanında olduğu için hayatta kalmış. İlyas Bey’in, TBMM’nin sitesindeki biyografisinde depremden ve çocuklarının kaybından 12 yıl sonra vekil olmasına rağmen üç çocuk sahibi olduğu yazıyor. “Üç çocuk sahibiyiz” diyor Ayşe Hanım ve sesi titreyerek anlatıyor: “Merve 4 Şubat, küçük kızım Tuba da 5 Şubat doğumlu; biri sabah diğeri gece açtı gözlerini dünyaya. Doğum günleri aynı gün. İki kızımızı kaybettik. Korkunç bir akşamdı. Bizi enkazdan 2.5 saat sonra komşular çıkarmış. Oğlum da bizden hemen sonra çıktı. Battaniyesi sokağa savrulmuştu, beşikteydi, bebek olduğu için yanımızdaydı. Kızların odası ayrıydı. Fay hattı binanın altından geçiyormuş, evimiz birkaç saniye içinde paket olmuş, yıkılmış. Allah bir daha yaşatmasın.”
ONA BAKA BAKA BEN DE SAKİNLEŞTİM
Birbirinizi anlatın.
Ayşe Şeker: İlyas Bey aşırı duygusaldır, hassastır; yardım etmeyi çok sever. Telefonu 24 saat açıktır. Çok disiplinlidir. Özellikle işinde ayrıntıya çok dikkat eder. Yapı olarak da sakin bir insandır. Ben daha fevriyimdir ama zamanla ona benzediğimi düşünüyorum. İlyas Bey’e baka baka sakinleşdim. Beni yoran tek özelliği, duygularını ifade etmemesi. ‘Acaba ben mi bir şey yaptım, evde bir şeye mi canı sıkıldı’ diye düşünür, açık açık da sorarım kimi zaman ama asla söylemez.
İlyas Şeker: Laz kızı olması hasebiyle inatçıdır. Çok titiz çok detaycıdır, lezzetli yemek yapar.
GİYSİ VERMEM ONA GÖRE!
İlyas Şeker “Dezavantajım var hanımefendi söylemedi ama çok beceriksiz biriyim” diyor: “Kişisel olarak giyim kuşam, elbise alma konusunda zerre kadar kabiliyetim yok, sıfır. Giyeceğim her şeyi Ayşe Hanım alır. Bu nedenle kavga edemeyiz, kızdıramam hiç. Hanım neye karar verirse giyerim.”
Ayşe Şeker, “Bizde en büyük tehdit, ‘Giysi vermem ona göre’dir. İlyas Bey hep bana ‘güzelim’ der, ‘Güzelim, ne giyeceğim bugün’ diye başlar sabahları. Çok yeniliklere açık değil pastel tonlar genelde” diyor.
YOLDAN ŞAHİTLE NİKÂH
Şeker çiftine unutamadıkları bir anılarını soruyorum. Aile Meclisi’nin en ilginç anılarından birine imza attığından habersiz anlatıyor Ayşe Şeker: “İsteme oldu nişan takıldı, ‘Düğünden önce resmi nikâhı yapalım’ dedik. Bindik arabaya, sokaktan da tanıdık bir şahit bulduk, gittik kıydırdık nikâhı (Gülüyor).” Sonrası da ilginç. Henüz düğün yapılmamış. Nikâhtan dört ay sonra İlyas Şeker, nüfus kaydının olduğu Erzurum’a, “Benim cüzdanda hâlâ bekar yazıyor. Evli diye düzeltin” şeklinde bir dilekçe gönderiyor. Şeker, çifti bir ay sonra gelen şu yanıtla şoke oluyor: “Kayıtlarımızda bekar görünüyorsunuz.” Çift soluğu evlendirme şefliğinde alıyor. Meğer evrak defterin arasında kalmış.
ÇEKİRDEKTEN SİYASETÇİ
Siyaset macerası nasıl başladı? Nasıl zorluklar yaşandı?
Ayşe Şeker: İlyas Bey çekirdekten siyasetçi. Evlendikten sonra siyaset hayatımızda hep vardı. Fazilet Partisi, Refah Partisi, AK Parti... Refah Partisi’nde il yöneticiliğiyle başladı, 2011 yılına kadar belediye meclis üyeliği yaptı. 2011 yılından bu yana milletvekili. Sıkı muhalefettir, 7 yıl muhalefette kaldı belediye meclisinde. Köylere gider, geç saatlere kadar sahada çalışırdı. Hep kendim mücadele ettim. Sağolsun İlyas Bey de bu koşturmaca içinde elinden geldiğince destek oldu.
İl başkanlığı, meclis üyeliği, vekillik; hangi dönem daha zordu?
Sanırım milletvekilliği dönemi daha zor. Çünkü vekillik ile birlikte benim de ortamım değişti, Ankara’ya taşındık. Doğma büyüme Kocaeli’li olduğum için ilk defa vekillikle birlikte gurbete çıktım. İlk defa ailemden ayrı kaldım.
SİYASETİ SEVMİYORUM
Siyaset ile sizin aranız nasıl?
Gerekli olan yerlerde İlyas Bey’e eşlik ediyorum. Siyasetle ilişkim bu kadar anlayacağınız, siyaseti sevmiyorum. Bulunmam gereken yerler, davetler, programlar olursa kırmıyorum İlyas Bey’i, destek oluyorum.