Güncelleme Tarihi:
Kaza, geçen 11 Ağustos’ta Mustafa Kemal Sahil Bulvarı’nda meydana geldi. Konak’tan Balçova yönüne giden Ankaralı müteahhit N.D., yönetimindeki 06 DM 4333 plakalı otomobil ile yolun karşısına geçmek isteyen Lütfiye Yurdaer ile kaza tarihinden 10 gün sonra evlenmeye hazırlanan Ecem Haliloğlu’na çarptı. Sürücü N.D., kazanın ardından otomobilini terk edip kaçtı. Çarpmanın etkisiyle yola savrulan ve ağır yaralanan Ecem Haliloğlu ile teyzesi Lütfiye Yurdaer, kaldırıldıkları hastanede öldü.
Araştırma yapan polis, ilk olarak aracın plakasından sahibine ulaştı. Otomobilin sahibi, kaza anında aracın kendisinde olmadığını söyledi. Soruşturmada, otomobili akrabası olan müteahhit N.D.’nin ödünç aldığı belirlendi.
3 AY KAÇTI, ANKARA’DA TESLİM OLDU
Lütfiye Yurdaer ve Ecem Haliloğlu’na çarparak ölümlerine neden olan, ardından kaçan müteahhit N.D., kazadan 3 ay sonra, 24 Kasım 2016 tarihinde Ankara’da savcılığa teslim oldu. N.D., ifadesinde, "Tedavi için Ankara’da idim. 1 yıldır yatak istirahatliydim. İzmir’de iyi bir doktor olduğunu söylediler. Bunun üzerine oraya gittim. Olay tarihinde saat 01.30’da kaza meydana geldi. Aracı ben kullanıyordum. 3 şeritli yol karanlıktı. Olay sırasında alkolsüzdüm. Maktuller yaya idi. Başka araçtan kaçtıklarını düşünüyorum. Bir anda önüme çıktılar. Görmem ile vurmam bir oldu. Aracın sağ ön kısmı ile çarptım. Olaydan dolayı üzgünüm" dedi.
Hakkında tutuklama istemli arama kararı olmayan N.D., Ankara 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde ifadesinin alınmasının ardından, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen iddianamede N.D. hakkında, ’Olası kastla birden fazla kişinin ölümüne neden olmak’ suçundan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle, İzmir’de dava açıldı.
MAHKEMELER, TUTUKLAMA KARARINDA TOPU BİRBİRİNE ATTI
Müteahhit N.D.’nin tutuklanmaması Ecem ile teyzesinin acılı ailesinin tepkisine neden oldu. Ailenin avukatı Murat Sevengül, müteahhitin tutuklanması için davanın görüleceği İzmir 12’nci Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurdu. Mahkeme, tutuklamanın bir tedbir, asıl olanın ise, yargılamanın tutuksuz yapılması olduğunu bildirerek, bu aşamada yerinde görülmeyen tutuklama istemini reddetti. Mahkeme kararında, bir üst mahkeme olan 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ne itirazda bulunabileceği belirtildi.
Ailenin avukatı bu kez İzmir 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ne itirazda bulundu. Bu mahkeme, N.D.’yi bir alt mahkemenin tutuklama vermesi gerektiğini belirterek, "Mahkememizce her ne kadar sanığın tutuklu yargılanması gerektiği yönünde kanaat oluşmuş ise de, belirtilen talebe ilişkin olarak verilen 12’nci Ağır Ceza Mahkemesi kararına itirazın kanunen mümkün olmaması ve bu nedenle mahkememizin verilen kararı kaldırma yetkisinin bulunmadığı anlaşıldığından, taleplerin usulen reddine" kararı verdi.
Ailenin Avukatı Murat Sevengül, bu karar ardından yeniden 12’nci Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurdu. Yine tutuklama kararı vermeyen mahkeme müteahit N.D.’nin yurt dışına çıkışını yasakladı. Bu karara itiraz için de yine 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ni adres gösterdi. Bu karara da itiraz eden Avukat Murat Sevengül, mahkemelerin tutuklama kararı vermeyip, ’Topu birbirlerine attıklarını’ öne sürdü. Sevengül, üst mahkeme sıfatıyla İzmir 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nin vereceği kararı beklediklerini söyledi.