Güncelleme Tarihi:
NİLÜFER Çayı’nın Uludağ Soğukpınar bölgesinden çıktığı kaynak ve Bursa Ovası’ndaki atıksularla birleştiği nokta dronla havadan görüntülendi. Karacabey boğazından zift renginde zehirli olarak Marmara Denizi’ne boşalan Nilüfer Çayı, kaynağından içilebilir durumda çıkıyor.
Nilüfer Çayı’nın atık deresi haline döndüğünü belirten Doğayı ve Çevreyi Koruma Derneği (DOĞADER) Başkanı Sedat Güler, “Nilüfer Çayı, Bursa’nın en önemli su kaynaklarından biri. Uludağ’da doğduktan sonra birkaç kaynakla daha birleşip, 200 kilometre yol çizdikten sonra Marmara Denizi’ne boşalıyor. Tarımsal faaliyetlerin, içme suyunun, balık yetiştiriciliğinin olduğu çaydı. Bursa Ovası’nın bereketli ürünlerinden çoğu, bu suyla sulanıyordu. Şu anda sulama suyu olarak kullanılamıyor. Akan su, Uludağ’dan akan su değil, evsel atıkların, kanalizasyon atıklarının ve fabrika atıklarının kirlettiği atık deresi haline döndü.
Burası Uludağ’ın eteklerindeki Soğukpınar Mahallesi’nin üzerindeki Aras Şelalesi. Nilüfer Çayı’nın Uludağ’dan doğduğu yer. Bursa’daki birkaç akarsu ve dereyle birleşerek Nilüfer Çayı oluşuyor. Buradaki su içilebilir nitelikte. Elimizi yüzümüzü yıkayıp, şişeye doldurduktan sonra rahatlıkla içebileceğimiz bir su. Ne yazık ki bu suya ne yapıyorsak kirletiyoruz” dedi.
‘ELİMİZİ SOKUNCA YARA OLUYOR’
Nilüfer Çayı’nın kaynağında su içen Sedat Güler, “Biz geçtiğimiz yıllarda kentin yöneticilerine bazı raporlar verdik. 7-8 yıl önce bize arıtma tesisi kurulacağı yönünde sözler verildi. Ne yazık ki bir arıtma tesisi yapılmadı. Marmara Denizi’ndeki müsilajı yaratan en büyük etkenlerden biri kirliliktir diyoruz ama bu suyu biz su değil kimyasal su olarak Marmara Denizi’ne bırakmaya devam ediyoruz. Buradaki suda elimizi yüzümüzü yıkadık. Susuzluğumuzu giderdik fakat bu su Bursa Ovası’na indiğinde içinde hiçbir canlı yaşamıyor. Elimizi dahi sokamıyoruz, yaralar oluşuyor. Tamamen bir kimyasal atık ve foseptik atığı haline dönüyor” diye konuştu.