2. BÖLÜM

Güncelleme Tarihi:

2. BÖLÜM
OluÅŸturulma Tarihi: Mart 09, 2007 10:25

Helsinki Yurttaşlar Derneği, geçtiğimiz ay bir "Kadının El Kitabı" çıkardı. Araştırmacı Esra Koç ile Avukat Ayşegül Kaya'nın yayına hazırladığı kitap ve sesli CD, kadınların yasalardaki haklarını bir bir anlatıyor. Karikatürist Gülay Batur'un çizgileriyle süslenen kitabın CD'sindeki canlandırmalar Boyalı Kuş Tiyatro Grubu'na ait. Kadınların hukuki alandaki soruları için gerçekten çok yararlı bir çalışma. Bakın önsözünde Esra Koç ve Ayşegül Kaya ne diyor:

Haberin Devamı

1. BÖLÜM İÇİN TIKLAYIN....

"Yasalardan söz edildiğinde, genellikle hukuk sistemi içinde yer alan yazılı yasalar kastedilir. Oysa biz kadınların yaşamlarının büyük bölümünü yazılı olmayan yasalar belirler. Gelenek, örf ve adet gibi sözlü yasalar, en az yazılı yasalar kadar önemli yer tutar hayatımızda. Çünkü pek çoğumuzun 'nasıl ve hangi yaşta evleneceğimiz', 'kaç çocuk doğuracağımız', 'okula gidip gitmeyeceğimiz', 'kiminle ve ne sürelerle birlikte yaşayacağımız', hatta 'kimlerle arkadaşlık edeceğimiz' yazılı olmayan bu yasalarla belirlenir.

Son yıllarda daha çok görünür hale gelen; 'imam nikâhı ile evlenmeler', 'namus kisvesi altında işlenen cinayetler', 'ölen kocanın kardeşi ile zorla evlendirmeler'  yazılı olmayan yasaların en hayati örnekleri. Yasalarla belirlenmiş hakları kullanabilmemiz ve yazılı olmayan yasalara karşı çıkabilmemiz, söze 'ben' diye başlayabildiğimizde mümkün olur."

"Sözlü ya da yazılı yasalar değişebilir, değiştirilebilir. Bunların değişmesi, kadınlar lehine geliştirilmesi bizim çabalarımızla olacaktır. Ne kadar güç olursa olsun, kadınların hayatı kendilerinden yana değiştirmeye enerjileri vardır. Bu nedenle sizi yan yana durmaya, güçlerimizi birleştirmeye, yaşamımızı tehdit eden sözlü yasalara 'hayır' demeye, bir kadın yurttaş olarak yasalarla belirlenmiş haklarımızı bilmeye, bunları yeri geldiğinde kullanmaya ve yetmedikleri yerde değiştirmeye çağırıyoruz."

/images/100/0x0/55eacdbbf018fbb8f897b61b

Haberin Devamı

Kendisine insanca davranılmayan hasta ne yapabilir?

* Doktoruna güven duymayan bir kişi, başka bir doktor talep edebilir.

* Doktor ihmali sonucu beden ve ruh bütünlüğüne bir zarar gelmişse doktor aleyhine ceza davası; doktor, hastane ve Sağlık Bakanlığı aleyhine maddi ve manevi tazminat davaları açabilir.

* Ayrıca, kişisel sorumlulukları bulunan doktorlar, hemşireler vb. kişilere karşı; ceza davası açılması için, olayın meydana geldiği yerdeki cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunabilir.

* Hastaya verilen zararın büyüklüğüne göre, ceza davası sonuçlandırılarak sanıklar cezalandırılır.

Haberin Devamı

Hastalar neler ister?

* Hasta, saygı görmek ister.

Bu saygıyı devletten, sistemden, doktordan ve sağlık personelinden görmek ister. Hasta olarak gittiğimiz bir poliklinikte derdimizi anlatmaya çalışırken, "Fazla uzatma, ne söyleyeceksen söyle" diyen bir doktor ya da bize hakaret eden, kaba davranan, sorularımızı yanıtsız bırakan bir personelle karşı karşıya kalmak şikâyetlerimizi birkaç kat artıracaktır.

* Hasta, özgürce doktorunu seçmek ister.

Hastasına iyi bakan, onu dinleyen ve bilimsel gelişmeleri takip eden bir doktor ile hastasına bağıran ya da ameliyat etmeden evvel mutlaka özel muayenehanesine de gitmesini isteyen bir doktor, arasında seçim yapmak ister.
* Hasta, hastalığıyla ilgili yeterli ve doyurucu bilgi almak ister.

Bu bilgilendirmeyi yapmak sağlık görevlilerinin en önemli yükümlülüğüdür. Doktora hastalığı ile ilgili sorduğu soruların yanıtsız kalması, örneğin; geçireceği ameliyat hakkında yeterli açıklamanın yapılmaması, tedavi seçenekleri konusunda bilgilendirilmemesi durumunda hasta, iyileşse bile hep daha ucuz, daha kolay daha acısız daha kısa sürede iyileşebilecekken, bu fırsatı kaçırdığı duygusuna kapılacaktır.

* Hasta, sağlık kurumlarında kendisine yeterli süre ayrılmasını ister.

Devlet kurumlarına ait hastanelerde doktorlar, günde 80-100 hastayı muayene etmek zorunda kalırlar. Bu seri muayene sırasında, doğru teşhis konsa bile -ki çoğu zaman yanlış ya da eksik teşhis konur- hasta tatmin olmaz, dikkate alınmadığını düşünür. Bu da psikolojik olarak tedaviyi uzatır, engeller.

* Hasta, kolay ulaşabileceği temiz ve çağdaş sağlık tesisleri ister.

Saatlerce kuyrukta beklemek, aylarca hastaneye yatmak ya da ameliyat olmak için sıra beklemek istemez. Hasta, teknolojik yeniliklerden yararlanmak ister. En önemlisi de doktoru ile arasına "para" konusunun girmesini istemez.Â
Devletin, halkına karşı sorumluluğu olduğu gibi doktorların da verdikleri hizmet sırasındaki kusur ve eksikliklerinden dolayı sorumlulukları vardır. Doktorların hastalarına karşı sorumlulukları, Tıbbi Deontoloji Tüzüğü, Türk Tabipler Birliği tarafından gerekli yenilikler, güncellemeler ve değişiklikler yapıldıktan sonra, 1999'da "Hekimlik Meslek Etiği Kuralları" adı altında yayınlanarak işler kılınmıştır. Bu kurallar ülkemizde tıp mesleğini yapan tüm doktorlar için -askeri olanlar da dâhil- bağlayıcı niteliktedir. Tüm doktorlar mesleki açıdan bu kurallara uymak, uymadıklarında ise yaptırımlarına maruz kalmak durumundadır.

Dünya SaÄŸlık Örgütü (WHO) ve Dünya Hekimler BirliÄŸi (WMA), hasta ve doktorların saÄŸlık sorunları ile ilgilenen iki ayrı uluslararası kurumdur. 1981 yılında tıp mesleÄŸinin hastalara saÄŸlamaya çalıştığı kimi temel hakları dile getirmek amacıyla yayınlanan ve "Hasta Hakları Bildirgesi" diye de bilinen "Lizbon Bildirgesi" WMA tarafından kaleme alınmıştır. Temel hasta haklarını daha ayrıntılı bir ÅŸekilde ele alan Avrupa'da "Hasta Haklarının GeliÅŸtirilmesi Bildirgesi" ya da kısa adıyla "Amsterdam Bildirgesi" Amsterdam'da, Mart 1994'te kabul edilmiÅŸtir. "Lizbon Bildirgesi"nin gözden geçirilmiÅŸ ve daha ayrıntılı yazılmış ÅŸekli olan "Bali Bildirgesi" ise, Dünya Hekimler BirliÄŸi'nin Eylül 1995'te Endonezya Bali'de yapılan toplantısında kabul edilmiÅŸtir. "Hasta Haklarına Ä°liÅŸkin Avrupa Statüsü (Ana SözleÅŸmesi)" ise, hasta haklarına yönelik yapılmış son çalışma olup Kasım 2002'de Roma'da kabul edilmiÅŸtir.Â

Haberin Devamı

YARIN: DOÄžUM VE KÃœRTAJ HAKKI

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!