2 bin marka satıldı

Güncelleme Tarihi:

2 bin marka satıldı
Oluşturulma Tarihi: Şubat 04, 2007 15:10

Diyarbakır'da, 10 yıl önce ailesi tarafından para karşılığı evlendirilen 4 çocuk annesi 28 yaşındaki A.K., eşinden sürekli dayak yediği için boşanmak isteyince, karşısına töre çıktı. Ne kendi ailesi, ne de eşinin ailesi töre gereği boşanmaya izin vermedi. Evden kaçarak, 2 yıldır gizlenerek yaşamaya çalışan A.K., “Ben diğer kadınlar gibi töre kurbanı olmak istemiyorum. Devletimizin sahip çıkmasını istiyorum” dedi.

A.K., bir süre önce Konya'da Şefkat- Der Hayata Tutunma Evi'ne sığındı. Sefkat- Der yetkilileri tarafından gizli bir yerde tutulan A.K., eşinden sürekli şiddet gördüğünü ileri sürerek, şunları anlattı:

“10 yıl önce, ailem beni para karşlığında evlendirdi. O zaman aileme benim için 2 bin mark verdiler. Aileme evlenmek istemidiğimi belirtmeme rağmen beni zorla evlendirdiler. Evlendiğimiz günden itibaren şiddetli geçimsizliğimiz başladı. Sürekli şiddet gördüm. Ayrılmak istedim ama ailem kabul etmedi. Babamın evine gittiğimde, beni kabul etmedi, ‘Çocuklarını al geri dön’ dedi. Daha sonra ailem beni affetti ve ailemin yanında kalmaya başladım. Ailemin affetmesinin sebebi de 2001 yılında erkek kardeşim Ankara'da öldürülmesi oldu. Bir can daha kaybetmemek için beni kabul ettiler. 4 çocuğumla birlikte ailemle yaşıyordum. Eşim önce iki çocuğumu kendi yanına aldı. Boşanmakta ısrarlı olcağımı düşününce sonra diğer iki çocuğumu daha yanına aldı. Töre gereği beni öldürmek istiyorlardı. Çünkü, bizde evlendikten sonra baba ocağına dönmek yoktur. Bunu üzerine babam, ‘Seni, bizim yanımızda bulurlar, kaç git’ dedi. Ben de evi terk ettim. Bir süre sokaklarda ve daha sonra kadın sığınma evlerinde kaldım. Sokakta tanıştığım bir kadının evinde kaldım. Beni erkeklere satmak istedi. Oradan da kaçtım. Herkes beni kullanmak istedi ama ben namusuma sahip çıktım.”

‘ÇOCUKLARIMI ÖZLEDİM’

En küçük kızından 1 yaşındayken ayrıldığını söyleyen A.K., “Çocuklarımı çok özledim. Eşim ve ailesi erkek çocuk dünyaya getirdiğimde kurbanlar kesip, bayram yaptı ama diğer çocuklarım kız olunca tepki gösterdiler. Ben cahil bir insan değilim. Lise 2'nci sınıftan terkim. Eşim ise ilkokul mezunu bile değil. Aramızdaki geçimsizliklerden biri de eğitim farkı. Liseyi bitirip okuluma devam etmek istedim. Ama eşim, açık öğretim formlarımı yırttı. Eğitimimi tamamlayıp GATA'da doktor olmak istiyordum” diye konuştu.

‘TÖREYE KURBAN GİTMEK İSTEMİYORUM’

Töreye kurban gitmek istemediğini söyleyen A.K., “Töre yüzünden akrabalarımdan öldürülenler oldu. Özellikle benim yaşadığım Güneydoğu'da yüzlerce kişi töreye kurban gitti. Ben diğer kadınlar gibi töre kurbanı olmak istemiyorum. Devletimizin sahip çıkmasını istiyorum. Kadın sığınma evlerinde barınma süresi 3 ay, en fazla 6 ay. İsteğim, tüm töre mağdurlarının kalıcı olarak bir yerlere yerleştirilmesi, hatta kimliklerininin değiştirilmesidir” dedi.

2 BİN KADINI ÇOĞU TÖRE MAĞDURU

Şefkat- Der Başkanı Hayrettin Bulan ise Hayatta Tutunma Evi'nde kalmak için 2 binini üzerinde müracat olduğunu, bu müracaatlarının büyük bir bölümünün ise töre mağdurunlarından oluştuğunu söyledi. Bulan, “Töre mağdurları heran ölümle karşı karşıyalar. Başbakanlığın, valilik, kaymakamlık ve belediyelere gönderdiği genelgeler tam olarak yerine getirilmiyor. Hayata tutunma evlerinde kalan kişilerin barınma süreleri uzatılmalı veya kalıcı bir hale getirilmelidir. Özellikle töre mağdurlarının güvenliği için kimliklerini değiştirilmesi, hatta gerektiğinde estetik ameliyat yapılması gerekir. Kadın sığınma evlerinin sayının da artırılıp, bu yerlerin burada kalan töre mağdurlarının güvenliği sağlanmalıdır” dedi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!