2 bin baykuş objesi biriktirdi
Güncelleme Tarihi:
A.A
Oluşturulma Tarihi: Aralık 09, 2006 00:00
Kocaman gözleri, “bilgece” bakışları ve sessiz duruşuyla kuşlar dünyasının ilginç sakinlerinden baykuş, kimi kültürlerde uğursuz sayılsa da bir koleksiyonerin bütün dünyasını oluşturuyor. Koleksiyoner Ahmet Çomak, üniversite yıllarında başlayarak 30 yıldır sürdürdüğü hobisiyle tam 2 bin baykuş objesi biriktirdi.
Ahmet Çomak'ın baykuşa olan “sevdası”, öğrenim gördüğü Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Akademisinde başladı. Okulunun amblemi olan ”baykuş” figürünü o günlerde yakasına takan Çomak, bir daha da ondan hiç ayrılmadı. Ufak ufak başladığı hobisi zamanla büyük bir aşka dönüşen Çomak, bir mağazadaki toplu baykuş figürlerini alarak süren serüvenini iyice büyüttü.
Merkez Bankasında çalışan ve figürleri o dönemde evinde toplayan Çomak, emekli olana kadar sokak sokak, ülke ülke gezerek sevgili dostlarını aradı. Emeklilikle birlikte artık baykuşlarını evinde barındırması zorlaşan Ahmet Çomak, sonunda “Baykuşlar ve Diğerleri” adlı bir dükkan açarak burada zor da olsa onları satmaya başladı, ama en sevdiği 100'ünü kendine ayırarak...
“NASIL UĞURSUZ OLUR?”
Ahmet Çomak, ilginç koleksiyonu ve onu toplamak için verdiği yılları anlattı.
Bu sevdanın 30 yıllık olduğunu belirten Çomak, üniversite yıllarında rozetlerle başlayan baykuş sevgisinin giderek arttığını söyledi.
Eski Yunan'da akıl tanrıçası Athena'nın simgesi olan “baykuşun”, felsefede bilgelik sembolü olduğunu anlatan Çomak, Mısır alfabesinde “M” harfinin simgesinin baykuş olduğunu, kızılderili kültüründe de pek çok kez baykuşun yer aldığı objelerin görüldüğünü kaydetti.
Baykuşun “uğursuzluğuna” kesinlikle inanmadığını ifade eden Çomak, “O sıradan bir kuş değil. Uğursuz olduğu söyleniyor, nasıl uğursuz olur? Ben yıllardır biriktiriyorum, bana hep uğur getirdi” dedi.
Kendisinin baykuşa olan ilgisinin onu “estetik” bulmasından ileri geldiğini belirten Çomak, “Bu, gözleri büyük, estetik yüzlü kuşun arkasında yıllarımı geçirdim” sözleriyle baykuşa sevgisini dile getirdi.
“EVDE BESLEDİM, OLMADI”
Baykuşa olan sevgisi nedeniyle kuşu evinde beslemeye çalıştığını da anlatan Ahmet Çomak, baykuşu İtfaiye Meydanı'ndan satın alarak evine getirdiğini söyledi.
Ancak kuşun yırtıcı olması nedeniyle evde çok “mutsuz” olduğunu ifade eden Çomak, “Sonunda olmadı, boynunu büktü. Ben de onu alıp ODTÜ Ormanı'na saldım” dedi.
Bir baykuş objesinin peşinde yıllarca dolaştığı zamanlar olduğunu, Çin porseleninden bir obje için tam 10 yıl beklediğini aktaran Çomak, “Ancak bu koleksiyonun sonu yoktu. Çünkü insan ne kadar alırsa daha fazlasını istiyor. 'Hepsi benim olsun' diyor. Sonunda emekli oldum ve 100'ünü kendime ayırarak baykuşları satmaya başladım” diye konuştu.
Dükkanı açtıktan sonra eşek, kurbağa gibi figürleri biriktiren ilginç koleksiyonerlerle tanıştığını kaydeden koleksiyoner Çomak, ancak yine de başı baykuşların çektiğini ve çok sayıda baykuş sever bulunduğunu sözlerine ekledi.
Merkez Bankasında çalışan ve figürleri o dönemde evinde toplayan Çomak, emekli olana kadar sokak sokak, ülke ülke gezerek sevgili dostlarını aradı. Emeklilikle birlikte artık baykuşlarını evinde barındırması zorlaşan Ahmet Çomak, sonunda “Baykuşlar ve Diğerleri” adlı bir dükkan açarak burada zor da olsa onları satmaya başladı, ama en sevdiği 100'ünü kendine ayırarak...
“NASIL UĞURSUZ OLUR?”
Ahmet Çomak, ilginç koleksiyonu ve onu toplamak için verdiği yılları anlattı.
Bu sevdanın 30 yıllık olduğunu belirten Çomak, üniversite yıllarında rozetlerle başlayan baykuş sevgisinin giderek arttığını söyledi.
Eski Yunan'da akıl tanrıçası Athena'nın simgesi olan “baykuşun”, felsefede bilgelik sembolü olduğunu anlatan Çomak, Mısır alfabesinde “M” harfinin simgesinin baykuş olduğunu, kızılderili kültüründe de pek çok kez baykuşun yer aldığı objelerin görüldüğünü kaydetti.
Baykuşun “uğursuzluğuna” kesinlikle inanmadığını ifade eden Çomak, “O sıradan bir kuş değil. Uğursuz olduğu söyleniyor, nasıl uğursuz olur? Ben yıllardır biriktiriyorum, bana hep uğur getirdi” dedi.
Kendisinin baykuşa olan ilgisinin onu “estetik” bulmasından ileri geldiğini belirten Çomak, “Bu, gözleri büyük, estetik yüzlü kuşun arkasında yıllarımı geçirdim” sözleriyle baykuşa sevgisini dile getirdi.
“EVDE BESLEDİM, OLMADI”
Baykuşa olan sevgisi nedeniyle kuşu evinde beslemeye çalıştığını da anlatan Ahmet Çomak, baykuşu İtfaiye Meydanı'ndan satın alarak evine getirdiğini söyledi.
Ancak kuşun yırtıcı olması nedeniyle evde çok “mutsuz” olduğunu ifade eden Çomak, “Sonunda olmadı, boynunu büktü. Ben de onu alıp ODTÜ Ormanı'na saldım” dedi.
Bir baykuş objesinin peşinde yıllarca dolaştığı zamanlar olduğunu, Çin porseleninden bir obje için tam 10 yıl beklediğini aktaran Çomak, “Ancak bu koleksiyonun sonu yoktu. Çünkü insan ne kadar alırsa daha fazlasını istiyor. 'Hepsi benim olsun' diyor. Sonunda emekli oldum ve 100'ünü kendime ayırarak baykuşları satmaya başladım” diye konuştu.
Dükkanı açtıktan sonra eşek, kurbağa gibi figürleri biriktiren ilginç koleksiyonerlerle tanıştığını kaydeden koleksiyoner Çomak, ancak yine de başı baykuşların çektiğini ve çok sayıda baykuş sever bulunduğunu sözlerine ekledi.