Güncelleme Tarihi:
AİLE OLDUĞUMUZU GÖSTERDİK
“Türkiye’nin iç sorunlarını, dış sorunlarını bütün ayrıntılarıyla görüştük, tartıştık. Geleceğe yönelik düşüncelerimizi ifade ettik. Güçlü ve birlikte çalışan bir aile olduğumuzu bütün Türkiye’ye duyurduk. Biz beraberiz. Beraber, birlikte sorunları tartışan, çözüm üreten, bu ülkenin çıkarları neyi gerektiriyorsa onları üreten bir parti olduğumuzu gösterdik. Biz hiçbir ayrım yapmadan, önyargısız olarak sorunları çözmek istiyoruz. Sorunların altında ezilen bir kitle var. 8 milyon işsizin olduğu bir Türkiye’de biz sorunları tartışmayacağız da ne yapacağız?
CUMHURİYETİ KURDUK AMA...
Devletin temel amaç ve görevleri Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak. Kim koruyacak; devlet adına devleti yönetenler, yani iktidardaki siyasi parti koruyacak. Cumhuriyet’i kurduk, acaba demokrasiyi büyütmek ve geliştirmek için elimizden geleni yaptık mı? Demokrasiyi koruyor muyuz? Hayır. Tam tersine demokrasinin önüne yeni barajlar geldi. Biz bu barajları kaldırmakta kararlıyız. 82 milyon adına bunu yapacağız.
KİMDE HUZUR VAR?
İktidardaki parti kişilerin refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak için de çaba harcamak zorundadır. Kimde huzur var, refah nerede? Yoksulluk hangi boyutta? 17 yılda refah toplumu olamadık. Eğer siz devleti liyakata göre değil de sadakate göre yönetirseniz, o zaman farklı bir devlet yapısı ortaya çıkıyor. Türkiye’de bir demokratik devlet yok, bir parti devleti var. Çünkü her şeyi bir kişi belirliyor. Bağımsız kurumlar, bakanlıklar, bunların hiçbir önemi yok.
BU MU MİLLİYETÇİLİK?
Özellikle AK Partili ve ülkücü kardeşlerime seslenmek isterim. Gidip oy veriyorsunuz. Bana şu sorunun cevabını verirseniz çok mutlu olurum: Son 17 yılda Londra’daki bir avuç tefeciye ödediğimiz faiz 170 milyar 535 milyon dolar. Cumhuriyet tarihinde hangi hükümet 17 yılda sadece dışarıya 170 milyar dolar faiz ödedi? ‘Milliyetçiyim’ diyen bütün arkadaşlarıma sesleniyorum. Bu ülkenin 82 milyonu yurtdışındaki bir avuç tefeciye 170 milyar dolar para ödedi. Bu mudur milliyetçilik? Halkı sömürmek budur.
Asgari ücret 2 bin 20 lira. Açlık sınırı 2 bin 59 lira. Bütün asgari ücretliler açlık sınırının altında para alıyorlar. Cumhurbaşkanı’nın danışmanlarına verilen para asgari ücretin en az 5 katı. Asgari ücretli vergi veriyor, ama Cumhurbaşkanı’nın danışmanları vermiyor.
ARTIK YÖNETİLEMİYOR
Memleketi kim bu hale getirdi? Borçlanma Genel Müdürlüğü’nü neden kurdunuz? Bu tabloyu artık yönetemiyorlar. Geldiğimiz noktada şunu soracağız: 17 yıldır ülkeyi yönetenler kimin için çalışıyorlar? 82 milyon vergi veriyoruz. Bu vergiler nereye gidiyor? Dolarla ihale alanlar var. Dolarla Hazine garantisi alanlar var. 82 milyon yurtdışındaki tefeciler dışında, içerideki bir avuç rantiyeciye çalışıyor. Şehir hastanelerinde hasta garantisi veriyorlar. Uçağın uçmadığı havalimanı için yolcu garantisi veriyoruz. Geçmediğimiz köprüden vergi veriyoruz.
Bu düzenden memnun olan da var. Bunlar sürekli büyüyorlar. Yeni ihaleler alıyorlar. Kavgaları da yeni ihaleyi kim alacak diye. Soma’daki işçilerin hakkını teslim etmeyen bu iktidar, 3-5 kişinin yaptığı bir inşaatı, yani İstanbul Finans Merkezi batmasın diye 1 milyar 670 milyon lira para verdi. AK Partili ve ülkücü kardeşlerime sesleniyorum: Sizin vicdanınız, adalet duygunuz buna el veriyor mu? İşçiden mi, hakkını arayandan mı, adaleti arayan insandan mı; yoksa üç kişiden mi yanasınız?
TARİHİN YÜKLEDİĞİ MİSYON
Bunlara rağmen hep beraber bizim Türkiye’yi aydınlığa çıkarma gibi bir görevimiz var. Tarihin bize yüklediği misyon budur. Önümüzde seçimler geldiğinde, nasıl yerel seçimlerde ilk basamağı gayet güzel atladıysak, ikinci basamağı da atlayacağız. Türkiye’yi aydınlığa çıkaracağız. Çünkü biz sorunları bilen ve çözüm üreten tek partiyiz. Doğadan, insandan, sevgiden yana çözüm üreten bir partiyiz. İşçi, emekli, sanayici için çalışacağız. Bizim özel gündemimiz yok. Diyorlar ya; ‘CHP’nin özel gündemi var’. Özel gündemimiz Türkiye’yi bu bataktan çıkarmaktır.”
DIŞ POLİTİKADA TIKANDIK
KILIÇDAROĞLU dış politikayla ilgili de şöyle konuştu: “Dış politikada tıkandık. Yanlış bir dış politika Türkiye’yi hareket edemez noktaya getirdi. Aklı başında olan herkes söylüyor. Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunuyorsan, iç savaş bitsin istiyorsan Şam yönetimi ile konuşacaksın kardeşim. Terörü mü bitirmek istiyorsun? Şam yönetimi ile konuşacaksın. ‘Hayır konuşmam bildiğimi okurum.’ Sen bildiğini okumuyorsun ki, sana birileri dikta ettiriyor, onları hayata geçiriyorsun. Erdoğan Büyük Ortadoğu Projesi’nin eş başkanlığını yapmaya devam ediyor. Bakmayın öyle kızıyor, bağırıyor... Suriyelilere bizim kızma hakkımız yok, Suriyelileri bizim başımıza bela edenlere kızacağız biz.”
MİLLETVEKİLLERİNE MEDYA DENETİMİ
CHP’nin Bolu Abant’ta yapılan 27. Dönem milletvekili kampında, çoğunluğu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile Siyasi Partiler Kanunu’na uyum düzenlemelerini içeren TBMM Grup İçyönetmeliği’nde bazı değişiklikler yapıldı. Milletvekillerinin basına yapacağı açıklamalara ‘denetim’ getirildi. 52 madde değiştirilirken yeni içyönetmeliğin 59’uncu maddesinde şu hükümler yer aldı: “TBMM’de basın toplantısı düzenlenmeden önce grup başkanvekiline basın toplantılarının içerikleri bildirilerek onayları alınır. Ülke gündeminde önemli gelişmeler yaşanması durumunda izlenecek politikalar uygun araçlarla milletvekillerine bildirilir. Ülke gündeminde önem taşıyan ve yetkili organlarda görüşülmemiş konularda, söylem birliği sağlanması amacıyla, yazılı, görsel ve sosyal medyaya açıklama yapmadan önce grup başkanvekillerinin onayı alınır.”
İçyönetmeliğin 58. maddesinde yapılan değişiklikle milletvekillerinin denetim görevlerini yerine getirmek için verdiği önergelerin veya yasa önerilerinin basına açıklanmasına ilişkin disiplin kuralı konuldu.
Yapılan bir başka değişiklikle Meclis’te 2 yılda bir seçilen grup başkanvekillerinin seçim yönteminde değişikliğe gidildi. Buna göre genel başkan, ilk görevlendirme seçilme olması şartıyla, grup başkanvekillerinin ikinci yılın sonunda da görevine devam etmesine karar verebilecek.