Ali AKSOYER/DHA
Oluşturulma Tarihi: Şubat 23, 2010 12:21
Bakla yiyen 2,5 yaşındaki Erdem Eyican, hayatını kaybetti. Ailesi hastalığın teşhisinde geç kalan doktorlardan davacı oldu.
EDİRNE’de bakla zehirlenmesinden ölen (favizm) oğlunun hastalığına zamanında teşhis konamadığı ve fakülte hastanesine geç sevk edildiği için öldüğünü iddia eden Saygın Eyican, eski başhekim ile çocuk doktoru hakkında soruşturma açılmasını istedi. Ancak kaymakamlık soruşturmaya izin vermedi. Bu karara savcılık ile acılı baba ayrı ayrı itiraz etti. İtirazı haklı bulan idare mahkemesi, doktorlar hakkında yargılama kararı verdi.
Uzunköprü'de, 2,5 yaşındaki Erdem Eyican’ı annesinin yaptığı bakla yemeğini yedikten sonra aniden fenalaştı. Erdem'in çiftçi babası Saygın Eyican, oğlunu saat 06.30'da Uzunköprü Devlet Hastanesi'ne götürdü. Ancak baba-oğul, çocuk doktoru olmadığı için saat 10.00’a kadar bekletildi. Bu sırada serum takılan 2,5 yaşındaki Erdem Eyican’ın durumu ağırlaştı.
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Ali Kaya’nın gelmesiyle tekrar muayene edilen Erdem Eyican’ın kan değerlerinin yarı yarıya düştüğü tespit edildi. Edirne Tıp Fakültesi Hastanesi ile irtibata geçen Dr. Ali Kaya aileye “Şu anda hastanede yer yokmuş. Sizi ancak yarın gönderebilirim” dedi. Geceyi Uzunköprü Devlet Hastanesi'nde geçiren Erdem Eyican ertesi gün ambulansla Edirne’ye götürüldü. Öğle saatlerinde Edirne Tıp Fakültesi Hastanesi'nde tedavi altına alınan Erdem Eyican saat 21.15 sıralarında hayatını kaybetti.
Saygın Eyican oğlunun hastalığına teşhis koyamayarak fakülte hastanesine geç gönderilmesine neden olduğu suçlaması ile eski Uzunköprü Devlet Hastanesi Başhekimi Op. Dr. Eyüp Veli Küçük ile Uzman Dr. Ali Kaya hakkında soruşturma açılmasını istedi. Ancak Uzunköprü Kaymakamlığı dilekçe üzerine yaptığı incelemede iddiaların yersiz olduğunu belirterek soruşturmaya izin vermedi. Saygın Eyican ile Uzunköprü Cumhuriyet Savcılığı, Edirne Bölge İdare Mahkemesi'ne birbirinden habersiz olarak bu karara itiraz etti. İtirazı haklı bulan mahkeme, 3 Şubat 2010'da oy birliği ile kaymakamlığın kararını bozdu ve doktorlar hakkında soruşturma izni verdi.
Daha önce hiçbir hastalığı bulunmayan tek oğlunu 39 saatin içinde kaybeden Saygın Eyican şunları söyledi:
“Çocuğum sezeryanla doğduktan sonra sarılık olunca kuveze kondu. Yaklaşık 8 gün kuvezde kaldı. Daha sonra bize 'Çocuğunuz iyileşti’ dediler. Ben yine de 1 yaşına gelen kadar çocuğu düzenli olarak Uzunköprü Devlet Hastanesi'ne kontrole götürdüm. Son olarak 1 yaşındayken 'Artık onu getirme, tamamen iyileşti’ denilince bir daha götürmedim. 25 Mayıs 2009 tarihinde oğlum birkaç tane çiğ bakla yedi. Ertesi günde evde pişirilen bakla yemeğinden yedi. İki gün sonra idrarından kan gelmeye başladı. Kanın fazlalaşması üzerine hemen hastaneye götürdük. Çocuk bölümüne yatırılan çocuğumuzu Dr. Ali Kaya muayene etti. Bir türlü bize çocuğuma ne olduğunu söylemiyordu. Sonunda Edirne Tıp Fakültesi'ni arayarak 'Kola gibi idrarı var. Menenjit olabilir. Dalak ele gelmiyor' gibi bir şeyler anlattı. Sonra bize dönüp 'Fakülte çok yoğunmuş sizi sonra göndereceğim’ dedi. Ertesi sabah tekrar kontrole geldi. Ona neyi olduğunu sorduğumda idrar yolları iltihap yapmış kum döküyor. Menenjit de olabilir. Belinden su alabiliriz’ dedi. Sonunda bizi üniversiteye sevk etmeye karar verdiler. Sevk kararı çıkınca ben çocuğumu kucaklayıp hemen götürmek istedim. Ancak hemşirelerin azarlarıyla karşılaştım. Bir süre daha bizi oradan beklettikten sonra gitmemize izin verdiler. Ambulansla Edirne Tıp Fakültesi hastanesine geldik. Bize her yer dolu demişlerdi ama oraya vardığımda 5-6 yatağın boş olduğunu gördüm. Orada çocuğa müdahale ettiler. Bize her şeye hazırlıklı olmamızı söylediler. Ancak akşam 21.15’de hayatını kaybetti.
Oğlumu kaybettikten sonra ismini hatırlamadığım bir doktor 'Bir kaç gün sonra sizi arayıp çocuğunuzun neden öldüğünü söyleyelim' dedi. Doktor bize çocuğumuzun enzim eksikliği nedeniyle hayatını kaybettiğini anlattı. Doğumda sarılık geçiren çocuklarda sık rastlanabilen bir durummuş. Doktor bize 'Bunun için sizi uyarmadılar mı? Sizi ikaz etmeleri gerekirdi' dedi. Yani oğlum yediği birkaç bakladan hayatını kaybetti. Doğduğunda aynı hastanede sarılık nedeniyle 8 gün kuvezde kaldı. Bebekken kuvezde kalan çocuklarda enzim eksikliği görülebiliyormuş. Baklagillere karşı alerjisi olabiliyormuş. Biz bunu çocuğumuz öldükten sonra öğrendik. Bilseydik gerekli önlemleri alırdık. Çocuğumuz şu anda hayatta olurdu.
Çocuğuma teşhis koyamayan ve fakülte hastanesine geç sevk eden Dr. Ali Kaya ile Op.Dr. Eyüp Veli Küçük’ün cezanlandırılmasını istiyorum.”
Bakla zehirlenmesi (favizm) nedir
Glikoz 6 fosfat dehidrogenaz (G6PD) eksikliği, kan şekeri (glikoz) metabolizmasında hayati önem taşıyan bir enzimin eksik olması veya yeterince aktif olamaması yol açar. Bu eksiklik alyuvarların yıkımına yol açan iki ayrı hemolitik anemiye neden olabilir. Hasta kişi oksitleyici bir maddeyi (bakla, naftalin, aspirin) vücuduna aldıktan 48-96 saat sonra hemoliz (alyuvarların yıkımı) bulguları ortaya çıkar. Bazen tetikleme olmadan da özellikle bebeklerde etkili olabilir. Yeni doğan bebeklerdeki sarılığın başlıca faktörü bu enzim eksiliğidir. Kırmızı kan hücrelerinin korunmasını sağlayan bu enzim eksikliği, kan değerleri aniden normalin yarısına düşmesine neden oluyor. Sıcaklık hissi, karın ağrısı, bulantı, kusma, ishalin ardından idrarın koyulaşması (kan işeme) ve sararma, böbrek bozuklukları, dalakta büyüme belirtileri ortaya çıkıyor. Belirtiler ölümle sonuçlanabiliyor. Tedavi erken teşhisin ardından kan takviyesi, kan yapıcı haplar ve yiyeceklerle kan değerlerini yükseltmek.
Hastalığa sebep olan G6PD enziminin eksikliği veya yetersizliği, insana genetik yollarla anne-babadan geçiyor. Bu hastalık anne-babada ortaya hiç çıkmamasına rağmen çocukta baskın olabiliyor. Hatta uzmanlar, aile bireylerinden birinde görülmesi halinde tüm fertlerde bu enzimle ilgili tarama yapmada fayda olduğuna vurgu yapıyorlar. Bu hastalıkla ilgili bir diğer ilginç veri ise, erkek çocuklarda daha yaygın olarak görülmesi... Bunun nedeni de enzimin (X) kromozomuyla taşınması. (XY) kromozomları taşıyan erkek bu enzim eksikliğine karşı savunmasız kalıyor. Oysa (XX) kromozomlarını taşıyan kadının bu enzim eksikliği taşıma şansı artıyor. G6PD enziminin insan vücudunda olup olmadığını yada düzeyinin ne kadar olduğunu basit bir kan testiyle öğrenmek mümkün. Dünyada yaklaşık 450 milyon insanın bu hastalığı taşıdığı belirtiliyor.