2.5 yaşında çocuk gibiyim

Güncelleme Tarihi:

2.5 yaşında çocuk gibiyim
Oluşturulma Tarihi: Kasım 02, 2017 21:09

2.5 yıl önce yaklaşık bir yıl hastane odasının dört duvarında kalp bekledikten sonra, nakli gerçekleştirilen Uğur Ülker artık bir organ bağışı elçisi. Kendinden “yeni kalbi olan 2.5 yaşındaki bir erkek çocuğu” diye söz eden Ülker, “Nakilden önceki hayatımı saymıyorum. Ölümün kıyısından döndüm ve artık hayallerim var” diyor.

Haberin Devamı

Uğur Ülker (31), henüz 20 yaşında sağlıklı bir gençken bir anda nefes darlığı, uyuyamama, merdiven çıkamama, yokuşta yorulma gibi şikâyetlerden yakınmaya başladı. Sonra bu şikâyetlerine kusmalar da eklendi. Peş peşe hastane ziyaretlerinin ardından 2006’da kalp büyümesi tanısı kondu. Geçirdiği bir gribal enfeksiyon kalbini de hasta etmişti. Dershanede çalışıyordu, işe gidememeye başladı. Yaklaşık 8 yıl boyunca bir yandan destek tedavileri alırken, diğer yandan kalp bekleme listesine dahil edildi. İlaçlar, anjiyolar, yoğun bakımlarda geçen uzun yıllardan sonra hastalık iyice ilerledi. Artık ayın neredeyse yarısında acile kaldırılıyordu. 2014 sonunda artık acil kalp nakli sırasına alınmıştı.

2.5 yaşında çocuk gibiyim
2-3 yastıkla yatabiliyordu. Ayakkabılarını büyük numara, bağcıksız alıyordu çünkü ayakları hep şişti. Yokuş, merdiven çıkmak neredeyse imkansızdı. İştahsızlık haf safhadaydı. Kız arkadaşına, “Bekleme beni” dedi, ayrıldı. Ülker, “Tedavilere rağmen ölümün kıyısına gelmiştim” diye hatırlıyor o günleri.

Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp Ve Damar Cerrahisi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi’ne yatırılan Ülker, hastanenin dördüncü katındaki, 409 nolu odasında tam 11 ay, camından Kadıköy’ü seyrederek, gece-gündüz sabırla kalp bekledi. Kalbi çok büyümüştü, ne yapay kalp ne de başka bir destek sistemi için uygundu. Tek kurtuluşu nakildi. Ülker, “4 duvardan dışarı çıkamıyordum çünkü bir enfeksiyon bulaşırsa, kalp bulunsa da nakil yapılamazdı. Bağışlanacak bir organla hayata döneceğimi biliyordum ve umutluydum” diye anlatıyor o günleri.

NAKİL OLAN HER HASTA UMUDU YEŞERTİYOR
Hastane günlerinde 5 çocuk, 3 de yetişkin arkadaşını kalp beklerken kaybettiğini anlatan Ülker, “Arkadaşlarıma kalp çıktığında hepimiz çok seviniyorduk. Bir yandan da bizim için de umut doğuyordu. ‘Yarın bana da çıkar’ diyorduk. Nakle giden arkadaşlarımızı gülerek, dualarla ameliyata gönderiyorduk” diyor.

KALP ADAŞINDAN GELDİ
Artık akciğeri de zarar görmeye başlamıştı. Zamanın daraldığını hissediyor, bazen ölümü düşünüyordu. Derken 29 Nisan 2015’de akşamüstü 18.00’de beklediği haber geldi. Ülker, “Her gece, kalp bağışlanması için dua ederek yatıyordum. Aslında umudumu hiç kesmesem de uzun süredir bekliyordum ve biraz sıkılmıştım” diye anlatıyor.

Bağışlanan kalp Gaziosmanpaşa Taksim Araştırma ve Eğitim Hastanesi’ndeki bir bağıştan geldi. Vericinin adı da “Uğur” idi. “Anne” diye hitap ettiği kalp ve damar cerrahı Doç. Dr. Serap Aykut Aka ve ekibi Ülker’i nakil ameliyatına aldıklarında gece yarısıydı. Aynı günün sabahı 07.00’de, yoğun bakımda uyandırıldı. Başındaki cerrahlar, ameliyatın çok güzel geçtiğini, yeni kalbinin çok çalıştığı müjdesini verdi. Gözlerinden akan yaşa hâkim olamadığını anlatıyor Ülker: “O sabah o kadar iyi hissediyordum ki kendimi, aynı gün yataktan çıkabilirdim. Vericime her fırsatta dua, Mevlüt okutuyorum. Yeni kalbime hem kendim hem de vericim için iyi bakıyorum” diyor.

Organ bağışının yayılması için elinden geleni yaptığını söyleyen Ülker, “Artık organ bağışı elçiyim. Organ bağışını anlatıyorum. Bekleyen hastalarla da konuşuyor, moral veriyorum” diyor.

Kalp yetmezliği yaşarken hiç hayal kurmayan Ülker, “İnsan dışarı bile çıkamıyorken hayal kuramıyor. Artık hayallerim var. KEndimi 25. yaşında bir erkek çocuğu gibi hissediyorum. Artık iyiyim ve en büyük hayalim çalışmak. Başvurduğum işyerleri nakilli olduğumu öğrenince işe almıyor maalesef, korkuyorlar. Şimdilik yarım kalan her şeyi bitirmek istiyorum. Dışarıdan liseye gidiyorum, son sınıftayım. Tatillere çıkıyorum. Saatlerce bisiklete biniyorum” diyor.

BAĞIŞ VASİYET EDİN
Türkiye Organ Nakli Kuruluşları Koordinasyon Derneği Başkanı Prof. Dr. Uluğ Eldegez, organ bağışının hayat kurtardığını vurgulayarak, “Organ bağışı yapanlar bunu ailelerine, yakınlarına bildirmeli. Bu bir çeşit vasiyet. Böyle bir konuşma ailenin organ nakline bakışını değiştiriyor. Organ bağışı yapabilecekleri bildirildiğinde vasiyete uyuyorlar” diyor. Türkiye’de milyon nüfus başına 7-8 kişi organ bağışlıyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!