19 yıl önce Gürpınar’da inşaat yasaktı

Güncelleme Tarihi:

19 yıl önce Gürpınar’da inşaat yasaktı
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 13, 1999 00:00

Haberin Devamı

Gürpınar'da yapılaşma, 1980 nazım planında ‘‘jeolojik açıdan sakıncalı’’ olduğu için yasaklandı. Ama zaman içinde parça parça imara açıldı. Acaba 19 yılda heyelan tehlikesi ortadan mı kalktı, yoksa rant beklentisi can güvenliğinin önüne mi geçti?!

1980 Nazım İmar Planı'nda Gürpınar ‘‘jeolojik açıdan sakıncalı’’ bölgede yer aldığı için yapılaşma öngörülmemiş. Yalnız Gürpınar'da değil. Büyükçekmece ve Küçükçekmece göllerinin arasında kalan mevkide sahil kesiminden itibaren Yakuplu, Kavaklı, Devebağırtan ve Mimar Sinan gibi birçok belde için de bu geçerli.

Uzmanlara göre, imar planında bir bölgenin jeolojik açıdan sakıncalı ilan edilmesinin anlamı şu: Ya bölgede kesinlikle yapılaşmaya izin verilmiyor ya da çok kapsamlı zemin etüdü ve önlem alma zorunluluğu getiriliyor. Parsel bazında zemin etüdleri yapılarak sorunun boyutu tespit edildikten sonra drenaj duvarları yapılıyor ve ancak az katlı bina inşa edilebiliyor. Astarı yüzünden pahalıya gelen teknikler yüzünden üç katlı bir bina için yerin altına beş katlık maliyeti gömmek gerekiyor.

1980'de hazırlanan planı yorumlayan bir belediye yetkilisi, zemindeki problemlerden dolayı imara izin verilmeyen yerlerin ‘‘J’’ harfiyle gösterildiğini söyledi:

‘‘1980 hatta 1985 planında bölge jeolojik açıdan sakıncalı gösterilmiş. 1987'den sonra ise, parça parça imara açılmış. Aslında J'yle gösterilen bölgelerde inşaat yapılması düşünülüyorsa drenaj yaparak yerleşilecek ve hiç yerleşilmeyecek alanlar olarak iki şekilde ayrılması gerekirdi. Ama bu çalışmalar çok pahalı. İmar Kanunu'nda da zorunluluk olmadığı için yalnızca büyük şirketler bu maliyetin altına giriyor. İstanbul'un zemin problemi aslında Topkapı'dan başlıyor. Topkapı bölgesinde eğim olmadığı için problem yok. Ama Gürpınar'ın da içinde olduğu bölge çok tehlikeli. Devebağırtan'da 1950'li yıllarda yaşanan büyük heyelan literatüre geçmiştir.’’

Astarı daha pahalı

Heyelan için zemin yapısı, eğim ve suyun biraraya gelmesi gerektiğini vurgulayan belediye yetkilisi, tehlikeli alanlara nasıl inşaat yapılacağını ise, şöyle anlatıyor:

‘‘Artık teknoloji insana bataklığa bile bina yapma imkanını tanıyor. Mesela Tuzla'da göl bataklığına inşaat yapılıyor şu anda. 20 metre ana kayaya girildi. Her kolonun altına 25 metre kazık kondu. Yani yukarı üç kat yapmak için aşağıya beş kat yapılmış oluyor. Bunun ne kadar karlı olduğuna ise ekonomistler karar verir. Ama zemin 40 metre derinden kayıyorsa yapabilecek birşeyiniz olmaz.’’

Rantiye çetesi demişlerdi

Gürpınar Beldesi Belediye Başkanı Veliddin Küçük ile Tüm Tüketicileri Koruma Derneği Başkanı Mehmet Barak geçtiğimiz hafta düzenledikleri ortak basın toplantısında heyelan tehlikesine dikkat çeken herkesi ‘‘rantiyecilikle’’ suçlamışlardı. Başkan Küçük, bilim adamlarını heyelan senaryoları üretmek ve konut değerini düşürmekle suçlarken, Barak şunları söylemişti: ‘‘50-100 metrelik alanda heyelan var diye kimse bölgeyi tümüyle heyelan ve deprem bölgesi ilan edemez. Burada ev ve arsaları olanlar uzaklaştırılmak isteniyor.’’ Bunun üzerine Hürriyet İstanbul, tekniğe uygun inşaat yaptığını iddia eden kooperatiflere ve satın aldığı yapıdan emin olmak isteyen evsahiplerine çağrı yapmış ve Gürpınar'daki inşaatları bilim adamlarına denetletmeyi teklif etmişti. Ama Küçük'ün ‘‘Bütün İstanbul yerle bir olur, ama Gürpınar ayakta kalır’’ demesine rağmen çağrıya bugüne kadar cevap veren olmadı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!