Güncelleme Tarihi:
Zara İlçesi’ne bağlı Baharşeyh Köyü’nde yaşayan Sehel ve Hamdi Bozok çiftinin 5 çocuğundan en küçüğü olan Yusuf Bozok’un boynuna 10 gün önce kene yapıştı. Bozok, boynuna yapışan keneyi kendisi çıkartıp attı. Birkaç gün sonra Bozok’ta halsizlik, mide bulantısı ve baş ağrısı başladı.
Zara Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Bozok, KKKA şüphesiyle 3 Mayıs’ta sevk edildiği Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Servisi’nde tedaviye alındı. 5 gün boyunca yoğun tedavi uygulanan Yusuf Bozok tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak dün hayatını kaybetti.
Ailesine teslim edilen Bozok’un cenazesi Baharşeyh Köyü’nde toprağa verildi.
ÖNEMLİ UYARI: ELLE TEMİZLEMEYİN
Hitit Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurcan Baykam, yaz ayları ile birlikte Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) vakalarının görülmeye başlandığını belirterek vatandaşları uyardı.
KKKA hastalığının zehirli keneler aracılığıyla bulaştığını dile getiren Prof. Dr. Nurcan Baykam, özellikle Mayıs aylarından itibaren havaların ısınmasıyla birlikte KKKA vakalarına rastlanmaya başlandığına işaret etti. Vatandaşların ve hayvancılıkla uğraşan, hayvanlarla teması olan çiftçilerin keneler konusunda duyarlı olması gerektiğini dile getiren Prof. Dr. Baykam, gösterilen hassasiyet ve duyarlılığın hastalıkların bulaşımını önlemede en önemli etkenlerden birisi olduğuna dikkat çekti.
Tarlaya, bahçeye, giden hayvanlarla teması olan çiftçilerin akşamları iş dönüşü evlerine geldiklerinde vücutlarında kene kontrolü yapmalarını öneren Prof. Dr. Baykam, tarla ve bahçede çalışanların vücutlarında açık yer bırakmamaları özellikle pantolon paçalarını çoraplarının içerisine sokmaları ya da uzun çizmeler giymelerini istedi.
Kene teması olduğunda ateş, halsizlik, bulantı, kusma, kas ağrıları, vücut ağrısı, sırt ağrısı, ishal gibi belirtiler görüldüğünde mutlaka bir doktora başvurulması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Nurcan Baykam, “Aile hekimlerimiz ve doktorlarımız bu konuda duyarlılar ilgililer. Bu bulgularla gelen hastaları KKKKA açısından da değerlendiriyorlar. Buda KKKA’nın ilk aşamada tespit edilmesine neden oluyor. Yıllar içerisinde bu duyarlılık gittikçe arttı. Ama öyle durumlar oluyor ki hasta kene ile temasının hiç olmadığından bahsediyor. Bazen yanlış bilgide veriyor. Birkaç gün gecikmeler oluyor. Bu açıdan duyarlılığın artması şart. Ağır formda geldiğinde ilk müdahale yapılmadan gelen hastaları kaybedebiliyoruz. Bu aşamada yapılan bütün müdahaleler cevapsız kalabiliyor. Bu vücudun virüse verdiği tepkiyle ilişkili bu dönemdeki tedavilerin karşılık bulmadığı hastalar oluyor. Bu tür vakalarda olabildiğince en hızlı şekilde sağlık kuruluşlarına başvurmak çok önemli. Bazen vücudun verdiği tepkiyle de hastalar çok kısa zamanda ağırlaşabiliyor. Bazen erken geldiğini düşünen hastalarda ağır bir şekilde sağlık kuruluşuna başvurabiliyor” dedi.
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığının ‘Hyalomma marginatum’ adı verilen kene türü ile bulaştığını anlatan Baykam, “Bazen halkımız biz çocukluğumuzdan beri bu keneleri biliriz hatta elimizle temizleriz. Bugüne kadar bir şey olmadı, bundan sonrada bir şey olmaz çok yanlış bir algı. Görülen her türlü kenenin bu virüsü taşıyor olabileceğini düşünmek bilmek lazım. Keneyi olabildiğinde hızla vücuttan uzaklaştırmak en önemli nokta. Kene vücutta ne kadar uzun süre kalırsa virüsü vücuda salma oranı o kadar artıyor ancak kene vücuttan hızla uzaklaştırılırsa bu olasılık azalıyor. Vücuda yapışan bir keneyi patlatmadan çıkarmalıyız. Cımbızla çıkarmak en iyi yöntem” ifadelerini kullandı.
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR