Güncelleme Tarihi:
Nihat ve Şükran Aydemir çiftinin, 15 Haziran 2018'de bayram ziyareti için gittikleri Bezirhane köyünde, kaybolduktan 18 gün sonra cansız bedenine ulaşılan kızları Leyla Aydemir'in ölümüyle ilgili Ağrı Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, küçük kızın ölümüyle ilgili raporlara yer verildi.
Erzurum ve İstanbul Adli Tıp kurumları ile meteoroloji raporlarının yanı sıra Hacettepe Üniversitesinden atanan bilirkişinin hazırladığı raporun yer aldığı iddianamede, Leyla Aydemir'in ölümüyle ilgili yeni bilgiler ortaya çıktı.
İSTİSMAR BULGUSUNA RASTLANMADI
Erzurum ve İstanbul Adli Tıp Kurumundan gelen raporlarda, otopside cilt bütünlüğünün korunduğu, kafa, göğüs ve batın boşluğunda kanama, iç organ ve büyük damar yaralanmasının tanımlanmadığı anlatıldı.
Cesedin iskelet sisteminin sağlam bulunduğu ancak çürüme nedeniyle yumuşak dokularda ayrıntılı travmatik değişim analizi yapılmadığına yer verilen raporlarda, istismara ve farklı bir DNA'ya yönelik herhangi bir bulguya rastlanmadığı aktarıldı.
Her iki kurumdan alınan raporda da Leyla Aydemir'in kesin ölüm nedenine ilişkin bulguların tespit edilemediği öğrenildi.
Küçük kızın midesi ve bağırsaklarının boş olduğu ancak çocuğun ölümüne neden olabilecek seviyede aç ve susuz olduğuna dair bulgulara rastlanmadığı vurgulanan raporda, "Cesetteki morfolojik değişiklikler, cesedin bulunduğu ortam, bulunuş şekli, kişinin anatomik yapısı, ölüm sebebi, mevsim koşulları gibi çok sayıda faktöre bağlı değişiklik göstermekle birlikte mahallinde yapılan ölüm muayenesinde ve otopsisinde tanımlanamayan bulgular dikkate alındığında, kesin olmamakla birlikte çocuğun ölümünün, ölü olarak bulunduğu tarih olan 2 Temmuz 2018'den önceki 3 gün ile kaybolduğu tarih olan 15 Haziran 2018 arasında meydana gelmiş olabilir." ifadeleri kullanıldı.
İstanbul Morg İhtisas Dairesi İstanbul Laboratuvarı Şubesince tutulan entomoloji (böcek bilimi) raporunda da ceset üzerinden alınan böcek örneklerinin toplam topluluğu temsil edip etmediğinin bilinmediği ancak alınan örneklerde yapılan incelenmede en büyük böceğin 24 saati aşmadığı aktarıldı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca bilirkişi olarak atanan Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Sert'in raporuyla ilgili de şu bilgilere yer verildi:
"Bu davadaki mevcut sinek larvalarının 16,5 derece su sıcaklığında bu aşamaya yaklaşık 33 saatte ulaşacağı hesaplandığında, 2 Temmuz 2018 günü akşam örneklerin toplandığı göz önüne alınırsa sineğin 1 Temmuz'da cesede toplanmış, yumurta ve larvaları bırakmış olacağı ortaya çıkmaktadır. Açıklanan nedenlerden dolayı ve özellikle necrobia rufipes türünün ceset üzerinde bulunuşu, ölüm olayının hesaplanan 33 saatten daha fazla bir süre olduğu sonucuna ulaştırmaktadır. Kişinin en az 6-7 gün önce ölmüş veya öldürülmüş olduğu, böceklerin cesede ilgisinin az olmasının nedeni olarak da bir süre soğuk bir ortamda tutulması veya ölüm olayının 26-27 Haziran 2018 tarihinden önce gerçekleşmiş olduğunu düşündürmektedir."
OLAY
Ağrı'da 15 Haziran 2018'de Ramazan Bayramı dolayısıyla ailesiyle dedesine ziyarete gittiği Bezirhane köyünde kaybolan 4 yaşındaki Leyla Aydemir'in bulunması için çalışma başlatılmıştı.
Çalışmalar kapsamında ekiplerce bölgedeki dere yatakları, sazlık alanlar, otla kaplı araziler, köydeki metruk yapılar, tandır evleri, ahır ve çocuğun gidebileceği bütün alanlar, kadavra köpekleri de kullanılarak aranmıştı.
Leyla Aydemir'in cesedi, kaybolduktan 18 gün sonra köye 2 kilometre mesafede, kent merkezine giden yolun yakınında akarsu kenarındaki ağaçların arasında bulunmuş, vücudunda darp ya da yara izine rastlanmayan Aydemir'in cenazesi Bezirhane köyünde defnedilmişti.
Aydemir'in ölümüyle ilgili Ağrı Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında hazırlanan iddianame, Ağrı 1. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilmişti.
İddianamede, baba Aydemir'in tutuklu bulunan kuzeni M.A.A'nın da aralarında olduğu 7 sanık hakkında "çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, "iştirak halinde kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçundan da 14'er yıla kadar hapis cezası verilmesi isteniyor.