Güncelleme Tarihi:
İNSAN Hakları Derneği ve Türk Tabipler Birliği’nin tespitlerine göre cezaevindeki 560’a yakın hasta mahkûmun 170’i ağır ve ölümcül hastalıklarla mücadele ediyor. Balyoz ve Ergenekon davaları hükümlü ve tutuklularının çoğunluğu hastalığa cezaevinde yakalandı. Adalet Bakanlığı verilerine göre ise 2000’den bu yana 2300 kişi cezaevinde yaşamını yitirdi.
İNFAZI 6 AY ERTELENDİ
Balyoz Davası’ndan 18 yıl hapis cezasına çarptırılan ve akciğer kanseri nedeniyle Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi’nde tedavi gören tutuklu emekli Tuğamiral Cem Aziz Çakmak hakkında dün, hastalığından dolayı infazının 6 ay ertelenmesi kararı verildi. Hastanede tedavi gören ve tahliye olacağı haberini alan Çakmak, Twitter hesabından “3 yıldır elimden bir kumpasla alınan özgürlüğümün bir tümörle geri verilmesi ne acı” diye yazdı. Çakmak, ilk geceyi kızı Tuğçe Çakmak Kara’nın evinde geçirecek, sonra da Ankara GATA’da tedavisine başlanacak. Çakmak’ın durumunun cezaevindeki hasta tutuklu ve hükümlülere örnek olması bekleniyor. Konuya ilişkin görüşler özetle şöyle:
- Avukat Hakan Tunçkol: Müvekkilim Sami Hoştan’ın da infazı 6 ay ertelenmişti. 1 yıldır Rıfkı Durusoy ile ilgili adli tıp raporunu bekliyoruz. Bu sürede tahliye edilebilirdi. Ağır hasta Kerim Uça ve Doğan Temel’in de iyileşme ve tedavi olma hakları cezaevinde tutularak ihlal ediliyor. Bu tarz hastaları mahkemenin takdirine bırakmayan bir yasal düzenleme yapılmalı.
- Dr. Ali Çerkezoğlu (İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri): Hastaneye sevk, revirler, psikososyal destek gibi konularda hiçbir çalışma yok. Adli Tıp raporu aransa da tam teşekküllü üniversite hastanelerinin raporlarının da geçerli olması gerek.
- Prof. Dr. Ümit Biçer (Adli tıp uzmanı): Kamuoyunda tartışılan hastaların sağlık problemleri üniversite ve eğitim araştırma hastanelerinde değerlendirilmesi gereken ağır durumlar ancak revirlerde tutuluyorlar. AİHM’e göre bu işkence ve insan hakları ihlali.
KANSERLİLER, FELÇLİLER, YATALAKLAR
İNSAN Hakları Derneği’nin tutuklu ve hükümlülerin bireysel başvurularına göre oluşturduğu rapora göre ağır veya ölümcül hastalıklarla savaşan tutuklu veya hükümlülerin bazıları şöyle:
- Emekli Tümgeneral Rıfkı Refik
Durusoy (63): Böbrek kanseri nedeniyle bir böbreğini kaybetti, üçüncü evre böbrek yetmezliğine yakalandı. Cezaevinde diyete uyamadığı ve günde 20 ilaç kullandığı için diğer böbreği de tehlikede. Daha önce 4 damardan baypas olan Durusoy’un açık kalp ameliyatı için yedek damarının da kalmadığını belirtiliyor. Tahliyesi için Cumhurbaşkanlığı’na da başvuruldu.
- Deniz Kurmay Albay Levent Kerim Uça: Tutuklanmasından sonra beyninden yumurta büyüklüğünde ur alındı. Avukatı Hakan Tunçkol’a göre her an felç riski var.
- Emekli Korgeneral Doğan Temel: Yumuşak doku kanseri.
- Emekli Tuğgeneral Levent Ersöz: Prostat kanseri. Ersöz’ün vücudunda et yiyen bakteri diye tabir edilen virüsler bulunuyor. Vücüdunun çeşitli bölgelerinde çok büyük yaralar mevcut ve yürüyemiyor.
- Emekli Tuğgeneral Veli Küçük (70): Avukatı ve kızı Zeynep Küçük’ün aktardığına göre böbrek yetmezliği, böbrek üstü bezlerinde tümör nedeniyle takip ediliyor, ileri diyabeti nedeniyle insüline başladı, yüksek tansiyon ve prostat hastası, 2 kez anjiyo oldu, stent takıldı. Bütün hastalarda aşırı derece demir eksikliği var.
- Kemal Alemdaroğlu (75): Prostat. 3 haftadır grip olduğu için önceki gün hastanede yoğun bakıma alındı.
- Emekli Albay Mehmet Yoleri: Harp Piskozu Nedeniyle Bakırköy Ruh Ve Sinir Hastanesi’nde, 2 kez kalp krizi geçirdi.
- Ufuk Demir (34): Akciğerde 4 milimetrelik kist var. Henüz adı tam konmamış olan uyku uyumama nedeniyle beyne yeterli oksijen gitmiyormuş.
- Tamer İldirim (33): Yatağa bağımlı yaşıyor, hiçbir özbakım ihtiyacını kendisi gideremiyor.
- Salih Mirzabeyoğlu (62): Psikolojik rahatsızlığı var.
- Ramazan Özalp: Beyninde tümör var. Sol tarafını kullanamıyor, yatalak.
AĞABEYİ: ADLİ TIP GÖREVE
Avukat Hayati Hilmioğlu (Ergenekon tutuklusu eski İnönü Üniversitesi Rektörü Fatih Hilmioğlu’nun ağabeyi ve avukatı): Adli Tıp Kurumu raporunun çıkması Adalet Bakanı’nın bir telefonuna bakar. Adli Tıp Kurumu görevini doğru ve tarafsız yapsın yeter. Ayrıca kasıtlı verilen kararlarda hakimin sorumlu olmasına ilişkin düzenlemenin de yapılması gerek.