Ersin KALKAN
Oluşturulma Tarihi: Mart 09, 2002 22:47
Mustafa Nuri Yüncüoğlu (72) bundan 17 yıl önce bir deniz yolculuğunda karşılaştığı Sibel Can'ı bir türlü unutamıyor. ‘‘O rüya gibi, latif yolculuk’’ sırasında çektiği fotoğrafları bize verdi.
Fotoğraflara bir de şiir ve o geceyi anlatan bir yazıyı ekledi. Şiir yıllar önce yazılmış ama içinde ‘‘O gemi ki her limanda durmasın’’ mısraının geçtiği son kıtayı yeni kaleme almış.
Nereden bilebilirdim ki Türkiye'nin gözbebeği olacak?İnsanoğlu hayatta nelerle karşılaşıyor, neler görüyor ve neler duyuyor. Yıl 1985. Bir yaz günü. O zaman ben yan gelir olsun diye Japon sobaları satan bir firmada satış şefliği yapıyordum. Firma yetkilileri, satış elemanları için bir gemi kiralamış ve bir de saz heyeti, sanatçı topluluğu davet etmişti. Kadroda dört saz, iki ses sanatçısı ve bir de oryantal dansöz vardı. Ses sanatçılarının icrasından sonra sazlar eşliğinde dansöz bir kız çıktı karşımıza.
Dansöz müydü, melek miydi bilemedim! Yaş tahminen 15-16. Bir insan ancak bu kadar güzel olabilirdi. Sahneye yeni atılmıştı. Kimsede çıt yok, herkes pür dikkat izliyordu. Sonra alkış, alkış alkış...
Birkaç kere sahne aldı diyebilirim. Tam 22 poz fotoğraf çekmişim. Adını sordum, dediler ki Sibel Can. Nereden bilirim ki Türkiye'nin gözbebeği olacak. Beyaz bir ten, kıvrak bir vücut, mavi gözler ve altın sarısı beline kadar uzamış saçlar. Para basmak için sıraya giren erkekler ve havada uçuşan dolarlar...
Kilisli Mustafa Nuri BeyMustafa Nuri Yüncüoğlu, 1930'da Kilis'te doğmuş. Edirne'den Kars'a kadar tüm ülkede eğitimin en parlak çağını yaşadığı o dönemde yetişmiş. Büyükbabası Süleyman Bey, devrin önemli müzik adamlarından ve Karagöz ustalarından biriymiş. Babası Abdülaziz Bey, Hafız Burhan ayarında bir sese ve engin bir müzik bilgisine sahipmiş. Neşe adı verilen bir müzik aletinin de mucidi olan Abdülaziz Bey, Kilis'te yüzlerce öğrenciyi eğiterek müzik sevgisi aşılamış.
FOTOĞRAFA MERAK SARDI
M. Nuri Yüncüoğlu, Kilis Şehir Bandosu'nun da kadrosunda bulunan babasından müzik dersleri almış. Çok sayıda enstrümanı hala maharetli bir şekilde çalabilmesini, o devirde aldığı eğitime bağlıyor. Ortaokul ikinci sınıfa giderken fotoğrafa merak sarmış. Kısa zamanda işin sırrını çözerek, çok genç yaşında bir arkadaşıyla birlikte Kilis'in ilk fotoğraf stüdyosunu açmış. Atletizm, yüzme, sutopu, atlama ve futbol dallarında yarışıp dereceler almış. Aktif sporu bıraktıktan sonra yüzme, sutopu ve paletli yüzme dallarında uluslararası hakemlerimizden biri olarak ünlenmiş. Ortaokuldan sonra Bolu Erkek Öğretmen Okulu'ndan mezun olmuş. Tam 30 yıl öğretmenlik yaptıktan sonra emekli olmuş. İlkokuldan beri şiir yazıyor. Şair arkadaşlarıyla birlikte her hafta İstanbul'un bir köşesinde yapılan şiir toplantılarına katılıyor.
SPONSOR ARIYOR
Kedileri çok seviyor. 2001 Nisan'ında ölen kedisi Minnoş tam 19 yıl yaşamış. Şimdi bir
aslan parçası gibi olan kedisi sekiz yaşında. Nuri Bey, hayatı çok seviyor. Hayatın insana sunduğu bütün güzelliklere aşık olduğunu söylüyor. Bugünlerde yayına hazırladığı üç kitabı için sponsor arıyor. Karşılaştığı her olumsuz durumda sorumlu bir yurttaş bilinciyle hareket ederek tavrını koyuyor. Yazıları ve şiirleriyle yaşamın olumsuzluklarına müdahale ediyor.
BİR DE ŞİİR YAZDISibel Can
Yıl seksenbeş bir kız gördüm rüyamda
Dansöz müydü melek miydi bilmedim
Gösterdiler gül yüzünü bir anda
Söylemedim aşık oldum demedim
Mavi gözler, elma yanak, tende kan
Güzel Allah yaratmıştı böyle can
Öyle kıvrak dönüyordu önümde
Elinde zil uzun saçlar belinde
Mümkün değil hiç bakmamak olur mu
İnsanoğlu çiğ süt emmiş durur mu
Şen ve şakrak coşuyordu coştukça
Dolarcıklar uçuyordu boşlukta
O güne dek görmemiştim bu canı
Bu güzelin olmuştum ben hayranı
Adın sordum dediler ki Sibel Can
Böyle güzel olamazdı bir insan
Çoluk çocuğunla bin yaşa e mi
Hızlı değil yavaş yürüsün gemi
O gemi ki her limanda durmasın
Bir tanesin güler yüzün solmasın