Güncelleme Tarihi:
Bucak Necati Topay Ticaret Meslek Lisesi'nde, aynı dönem farklı sınıflarda öğrenim görürken tanışan Gizem Canbulut ile Eren Yıldız, bir süre gönül ilişkisi yaşadıktan sonra ayrıldı. İddiaya göre geçen yıl 17 Mart'ta Yıldız ile Canbulut, konuşmak üzere Yunus Emre Parkı'nda buluştu. Burada surların alt tarafında oturan Canbulut ile Yıldız arasında tartışma çıktı. Eren Yıldız, yanındaki bıçakla Gizem Canbulut'u boğazından bıçaklayıp evine gitti. Polisi arayıp kendini ihbar eden Eren Yıldız, gelen ekip tarafından gözaltına alındı. Parka giden ekipler Gizem Canbulut'un cansız bedeniyle karşılaştı. Gizem Canbulut'un cenazesi, Bucak'ın Susuz köyü mezarlığında toprağa verilirken, Eren Yıldız ise tutuklandı.
Burdur Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen karar duruşmasına, hakkında ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle dava açılan Eren Yıldız tutuklu bulunduğu cezaevinden SEGBİS aracılığıyla katıldı. Duruşma salonunda ise Gizem Canbulut'un annesi Nursel, babası Hasan, ağabeyi İbrahim, kız kardeşi Begüm Canbulut, ablası Ayşeana Pişgin ile taraf avukatları ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı katıldı.
Gizem Canbulut'un ailesi, sanığın en ağır şekilde cezalandırılmasını istedi. Canbulut'un ailesinin avukatları da haksız tahrik indiriminin uygulanmamasını talelp etti.
‘CEZALANDIRILMAMI İSTİYORUM’
Son sözü sorulan Eren Yıldız, "Bu olaydan dolayı çok pişmanım, utanç duyuyorum. Böyle bir günde böyle bir suçtan yargılanmaktan ayrıca utanç duyuyorum. Dışarıdayken yardımsever bir insandım. Türkiye'deki tüm kadınlara sesleniyorum, ben böyle bir olayı bile bile yapmadım. Sadece cebimden bıçağı çıkardığımı ve Gizem'in yerde yattığını hatırlıyorum. Cezalandırılmamı istiyorum" dedi.
'İYİ HAL İNDİRİMİ UYGULANARAK 20 YIL HAPİS CEZASI VERİLDİ'
Mahkeme heyeti, Eren Yıldız'ı önce ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına çarptırdı. Heyet, haksız tahrik ve iyi hal indirimi uygulayarak Eren Yıldız'ı 20 yıl hapis cezasına çarptırdı.
‘KADINLAR GÜNÜNÜN OLDUĞU GÜNDE BİZE BİR DEFA DAHA VURULDU'
Duruşma sonrası konuşan baba Hasan Canbulut, "Sözün bittiği yer burası olmamalıydı. Türkiye’miz, insanlarımız, bir kişiyi öldürdüğü zaman ne kadar ceza alınacağını, öldürmenin ne kadar ceza olduğunu, öldürmenin kolay olmadığını, bir evladın kolay yetiştirilmediğini görmeliydi. 17 yaşına kadar ben iyi günde kötü günde, soğukta sıcakta, her türlü açlığında susuzluğunda onları doyuracağım, susuzluğunu gidereceğim diye çok uğraştım. 17 yaşından sonra bir tane cani gelsin benim kızımı öldürsün. Hak, adalet dediğimiz yere geldik. Kadınlar gününün olduğu günde bize bir defa daha vuruldu. Benim kızımı bir defa daha öldürdüler. Kim öldürdü adalet öldürdü. Biz bunu beklemiyorduk. Başka Gizemler, Ayşeler, Fatmalar, Mehmetler, Aliler ölmesin dedik” diye konuştu.
'ANNE’ Mİ DEDİ, ‘BABA’ MI DEDİ, NASIL ÇIRPINDI’
Bir baba olarak ciğerinin yandığını anlatan Canbulut, şöyle devam etti:
"O anı aklıma getiriyorum, gözlerimi kapadığım zaman, cinayetin işlendiği zaman kızım, o bıçak ilk saplandığı zaman ‘Anne’ mi dedi, ‘Baba’ mı dedi, nasıl çırpındı. ‘İmdat’ mı dedi ‘Kurtarın’ mı
dedi. Yani hiç düşünmeden bir defa vursaydı belki şu anda acısıyla uğraşıyordum, belki yarasıyla uğraşıyor olurdum. 8 defa bıçaklayarak canice öldürmenin nasıl hevesini tattın. Bir de ‘Ben pişmanım’ diyor. Bütün herkese söylüyorum pişmanlık bu değildir. Ya da eğer gerçekten öldürecek olduğu kişi suçluysa adalet var, hak var, hukuk var. Şikayetçi olursun. Böyle bir şeye izin verilmesin, adalet de bizi bu şekilde vurmasın. Ben isterdim ki daha fazla ceza alsın. 20 yıl ceza bizim içimizi soğutan bir ceza olmadı. Bu onlar için sadece sevindirici bir ceza oldu. Ağır da olsa 20 yıl gelip geçici bir ceza. Ben isterdim ki 40-50 yıl, ebedi müebbet isterdim.”
ANNE NURSEL CANBULUT: MÜEBBET İSTİYORDUM, ADALET ADALET DEĞİLMİŞ
Anne Nursel Canbulut ise "Ben müebbet ceza almasını istiyordum. İndirim almasını istemiyordum ama adalet adalet değilmiş. Ölenin öldüğü kaldı. Karşı tarafın ailesi seviniyor” dedi.
'OLAYDAN 2 GÜN ÖNCE 'GİZEMİ ÖLDÜRSEM KAÇ YIL YATARIM' DİYE MESAJ ATMIŞ'
Gizem Canbulut'un ailesinin avukatı Elif Kübra Türkcan ise "Maalesef 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde istediğimiz gibi bir karar alamadık. Haksız tahrik ve iyi hal indirimleri uygulandı mahkemede. Ancak şunu da belirtmek isteriz ki Eren Yıldız, söz konusu cinayeti işlemeden 2 gün önce arkadaşına ‘Gizem’i öldürsem kaç yıl yatarım? kesin öldüreceğim’ gibi mesajlar attı ve bunlar dosyada olmasına karşın hiçbir şekilde dosyamız tasarlama kastına sokulmadı. Bir kadın olarak kadınlar gününde böyle bir kararla karşılaştığım için çok üzgünüm. Umarım adalet yerini bulacak” diye konuştu.