Güncelleme Tarihi:
1999 yılının 17 Ağustos’unda meydana gelen deprem sadece merkez üssü Gölcük’ü değil tüm Türkiye’yi derinden sarsmıştı. 1150 kilometre uzunluğundaki Kuzey Anadolu Dönüşüm Fayı’nın, Türkiye’nin Kuzey-Batısı’nda, İstanbul’dan 90 kilometre uzakta, Gölcük’te oluşan 7.4 büyüklüğündeki depremin şiddeti ve sarsıntısı, İstanbul dahil çok geniş alana yayıldı. 17 bin 480 can vermesine ve 20 milyar doların üzerinde ekonomik kayba neden olmuş bu yıkıcı sarsıntı, Marmara Bölgesi’nde büyük felakete yol açtı. 44 bin kişi yaralandı, 77 bin 300 konut ve işyeri yıkıldı ve 244 bin 500 yapı hasar gördü. Can kaybının ve yaralamaların büyük çapta, Kocaeli, Sakarya ve Yalova şehirlerinde olduğu bu depremde, fay hattının ucundaki İstanbul’un Avrupa yakasında binin üzerinde can kaybıyla toplu kayba göre daha az hasar, yıkım gerçekleşti.
TETİKTE OLMALIYIZ
Yıllar geçtikçe daha da yaklaşan İstanbul depremini de hatırlatan Altınbaş Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeki Hasgür, 17 Ağustos depremin yıl dönümünde önemli uyarılarda bulundu: “Çok büyük alana yayılmış, 16 milyon nüfusa sahip İstanbul’da acil olarak kamu yapıları olan okul ve bazı hastanelerimiz güçlendirilmesinin yanı sıra, kent içindeki asma köprümüzün halatlarının değişimi, betonarme ve ön-gerilmeli köprülerimiz, yaklaşım viyadüklerimizin güçlendirilmesinin dışında, İstanbul’da güçlendirilmiş yapı sayısı maalesef çok fazla yok. 1999 sonrasında yapılan araştırmalar, Marmara’da büyük bir depremin yüzde 60 olasılık üstünde beklendiğini göstermişti. Bu olasılık şimdi daha da yüksek. Bireysel ve kurumlar olarak önceden deprem hazırlıkları ve yapı denetimleri yapmalıyız, zemin koşulları ve yapı güvenliği risk planlarımızı göz önüne almalıyız ve Bursa’da herhangi bir deprem olursa İstanbul’un da tetikte olması gerekir.”