Emel ARMUTÇU
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 17, 2002 02:12
Basın ve tanıtım fotoğrafçısı Muammer Yanmaz, Türkiye'de adı Paris'le bütünleşmiş 16 ünlü Türk'ü, Paris'te en sevdikleri metro istasyonunda görüntüledi.
Siyah-beyaz fotoğrafların sayısını 40'a çıkararak ‘‘40 İstasyon’’ projesini tamamlayacak olan Yanmaz, aynı projeyi dünyanın metrosu olan 13 metropolünde de gerçekleştirmeyi düşünüyor. Daha önce de ünlü
sinema yönetmenlerinin portrelerinden oluşan ‘‘40 Yönetmen’’ adlı bir sergi açan Yanmaz'ın Paris'in metro istasyonlarına indirdiği Türkler de az buz insanlar değildi doğrusu: Son 30 yıldır ilk kez bir metro istasyonuna ayak basan Gökşin Sipahioğlu, 25 yıldır fotoğraf çektirmeyen Tülay German, geçirdiği ağır ameliyattan sonra ilk kez dışarı çıkan Nedim Gürsel, Güzin Dino, Nilüfer Göle, Alev Ebuzziya, Kudsi Erguner ve diğerleri... Projesini tamamlamak için sponsorların ilgisini bekleyen Yanmaz, Paris projesini alçakgönüllülükle şöyle tanımlıyor: ‘‘Aslında fotoğrafladığım bütün bu insanlar birer istasyondu, biz ise onların arasında yolculuk yapan metro aracı. Her istasyonda inerek onları biraz olsun tanıma fırsatı yakaladık.’’
Muammer Yanmaz 1969 İstanbul doğumlu. İ.Ü İletişim Fakültesi'ni bitirdi ama karanlık odanın kokusuna aşina olduğunda henüz lise yıllarındaydı. Üç yıllık bir basın fotoğrafçılığı deneyimi olan Yanmaz, 1995'ten bu yana kendi stüdyosu Fotobüs'te reklam ve tanıtım fotoğrafları üzerine çalışıyor. Sekiz yıldır İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı'nın arşiv fotoğrafçılığını yapıyor ve Altyazı Dergisi'nin fotoğraf editörü. Bu arada ‘‘kendi için’’ insan, hayat, kent fotoğrafları çekmekten de geri durmuyor.
40 İstasyon, şu sıralar yürüttüğü projenin adı. Daha önce 40 Yönetmen vardı, İstanbul'da sergilenmişti, bundan sonrası içinse ‘‘40 Oyuncu’’ ve köşe yazarlarını farklı, sevdikleri bir köşede çekeceği ‘‘40 Köşe’’ çalışması yapmayı düşünüyor. Peki henüz 33 yaşında; nedir bu 40 saplantısı? Tamamen tesadüf olduğunu söylüyor: Yaşayan Türk Yönetmenlerden Portreler'i çekerken tesadüfen sayı 40'ta kalmış (Aslında Sinan Çetin son anda iptal etmese, 41 olacakmış). Yıllardır objektifinin hayallerini süsleyen Paris'te de portre çekimi gündeme gelince, olmuş projenin adı 40 İstasyon... Atlayıp gitmiş Paris'e.
İnternette tanıştığı gazeteci Hüseyin Latif ve Paris'te Siyaset Bilimi okuyan Selen Akçalı, bu projenin diğer çalışanları. Özellikle Selen Akçalı'nın, randevuların alınması, kişilerin fotoğraf projesine ikna edilmesinde payı büyük. Paris metro istasyonlarının kendine has kokulu, florasan aydınlatmalı labirent koridorlarına inmeden önce Paris'in ünlü Türkleriyle en yakın cafe'de buluştuklarını anlatıyor Yanmaz. Kahve eşliğinde sohbet, ardından istasyona yürüyüş ve 1950 yapımı bir Leica ile birer saat süren çekimler. ‘‘Bir iki çekimi tripod ile yapmaya kalktım. Ama her seferinde metro polisi nazik bir şekilde tripod kurmanın yasak olduğunu hatırlattı bana. Çünkü o zaman reklam çekimine giriyor ve para ödemek gerekiyor. Çekimleri elle yaptım. Neyse ki kullandığım makine aynasız olduğundan düşük obtüratör hızlarında çok iyi sonuç verdi, başka bir deyişle aynasızın hakkından aynasız geldi!’’ diyor.
NASIL İKNA OLDULAR?
Peki öyle her dakika fotoğraf çektirmediklerini bildiğimiz bu ünlü ve ağır Türkler nasıl poz verdiler ona? ‘‘Hepsi projeye çok sıcak yaklaştı, sempatik, sanki Türkiye'den bir misafirleri gelmiş gibi davrandılar.’’ Son 30 yıldır bir metro istasyonuna adım atmamış olan Gökşin Sipahioğlu'nun seçtiği yer, bir son durak istasyonuymuş. Bu nedenle metro akışı pek sık değilmiş, o yüzden çekimler biraz durağan geçmiş. Büyük bir ameliyat geçiren Nedim Gürsel, bitkin olmasına rağmen kırmamış, yola koyulmuş.
Yanmaz ‘‘Hep bir tren gelsin diye bekledik. Hani metroda trenin gelişinin bir rüzgarı, enerjisi vardır ya. Hepsi farklı karşıladılar bu enerjiyi’’ diye devam ediyor. Mesela Güzin Dino, eğilip bakmış, tren geliyor mu diye... Kenize Mourad çok cool'muş ve öyle pozlar vermiş. Kudsi Erguner tüm enerjisini aktarmış fotoğraflara. Alev Ebuzziya tren geçerken aniden başını yukarı kaldırarak poz vermiş. Tülay German'a gelince... Evindeki bir kahve seansında yavaş yavaş ikna olmuş fotoğraf çektirmeye. O da ‘‘sadece siluet olarak.’’ Ama çekimler başlayınca, havaya girmiş ve Yanmaz'ı çok şaşırtan ve sevindiren pozlar vermiş: ‘‘Ben iki kare çekince bırakacak sanırken, sahneye çıkmış gibi oldu. Her karede farklı bir poz verdi. Sonra da ‘teşekkür ederim, bana eski günleri hatırlattınız' dedi.’’
Muammer Yanmaz’ın bu projesi Fransız Kültür Merkezi'nde bir sergi olacak ve tamamlandıktan sonra fotoğraflanan kişilerin Paris yazılarıyla birlikte bir kitaba dönüşecek. Sonra da aynı projeyi New York, Moskova, Tokyo, Londra, Cape Town, Sidney, Rio, Montreal gibi metrosu olan 13 metropolde, oralarda yaşayan Türkler'le tekrarlamayı düşünüyor Yanmaz. Tabii projesiyle ilgilenecek sponsorlar bulabilirse.
www.muammeryanmaz.com info@muammeryanmaz.com
Tülay German/Trocadero istasyonu. ‘‘Paris. Tüm güçlüklere karşın 'Otoriter topluma hayır, yasaklamak yasaktır’’ diyen Mayıs 68 ruhunun hala yitmediği; dünya insanlarının özgürlük türkülerinin yankılandığı; 1789'u simgeleyen; hem sarışın hem esmer, hem mavi hem kara gözlü, hem beyaz hem karaderili, yaş alıp da yaşlanmayan güzel bir kadını andıran bir kent.''
Pont de Neuilly istasyonu. Hüseyin Sermet, ‘‘Paris denince hissettiklerim iki sıfatla özetlebiliyor: Daralma ve kasvet’’ diyor.Alev Ebuzziya/Raspail istasyonu.
Dice Kayek, Ayşe-Ece Ege/Saint Germain-des-Pres istasyonu.
Kenize Mourad Jasmin istasyonu
Gökşin Sipahioğlu/Porte de St-Cloud istasyonu