Güncelleme Tarihi:
15 Temmuz darbe girişiminin üzerinden tam 7 yıl geçti. 251 şehidin, 2 binden fazla gazinin olduğu olaylarda 47 yaşındaki Vahide Şefkatlioğlu hem eşini hem de bacağını kaybetti. 15 Temmuz'un kadın kahramanlarından olan Şefkatlioğlu'nun eşi Mehmet Şefkatlioğlu 49 yaşında şehit düşerken kendisi de gazi oldu. 'Ölmek var, dönmek yok' diyerek yola çıkan Şefkatlioğlu, 15 Temmuz'u kız kardeşinden gelen bir telefonla öğrendi. Önce evinin yakınlarına giden, ardından Atatürk Havalimanı'na gitmek için yola çıkan Şefkatlioğlu'nun hayatı otobanda tanktan açılan ateşle değişti. Bacağına denk gelen kurşunlar nedeniyle 2 buçuk ay yoğun bakımda, 1 yıl da hastanede yatan Şefkatlioğlu, o günleri anlattı.
SURİYE GİBİ OLACAĞIZ DİYE DÜŞÜNDÜM
15 Temmuz günü uyumak için odasına çekildiğini belirten gazi Vahide Şefkatlioğlu, "Ben telefonu açtım kız kardeşim abla darbe olmuş haberin var mı dedi? Benim aklıma direkt Suriye geldi. Biz de Suriye gibi olacağız diye düşündüm. Uyandım, ağlamaya başladım. Ülke elden gidiyor dedim. Eşime Mehmet darbe olmuş haberin var mı dedim. Ne darbesi, deli misin sen dedi. Eşim televizyonu açtı. Ben direkt koridora koştum, üstümü giydim, eşime ben çıkıyorum dedim. Ben gerçekten çok korkak bir insanım, hiç cesaretli bir insan değilim. Küçücük bir kavga olsa bile eli ayağı titreyen bir insanım. O gün gözüm hiçbir şeyi görmedi. İçimize Allah öyle bir iman gücü verdi ki gözümüz hiçbir şeyi görmedi. Eşim sen dur biz oğlumla çıkalım dedi ama ben de geleceğim dedim. Cumhurbaşkanımızın herkesi dışarı davet ettiğini duymamıştım" dedi.
ÇOCUKLARIM AKLIMIN UCUNA BİLE GELMEDİ
Önce Esenler Dörtyol ardından da Atışalanı'na gittiklerini belirten Şefkatlioğlu, "Bir anda her yer kalabalık olmaya başladı. İnsanlar akın akın, gençlerimiz falan… Onu görünce Elhamdülillah dedim, bu vatanı bu kadar seven gençler varken bu devleti bu kadar seven gençler varken Allah'ın izniyle bu devlet yıkılmayacak. Bu vatana bir şey olmayacak. Hem dua ediyorum, hem tekbir getiriyorum, hem ağlıyorum. Bizim elimizde hiçbir şey yok, sadece bayrağımız ve imanımız var. Havalimanına gideceğiz, Cumhurbaşkanı geliyor dediler. Eşimle beraber tamam dedik ama ben bir yandan bütün akrabalarımı da çağırıyorum ve kendi askerimin olduğunu bilmiyorum. Dış güçlerin bize saldırdığını düşünüyorum. İnsanın kendi evladı, kendi askeri, kendi komutanı insanları öldürmesi için canavar olması lazım. Biz havalimanına doğru giderken bariyerleri aştık, otobana doğru çıktık. Yürümeye başladık. Eşim eve git dedi, yok dedim. Ölmek var dönmek yok bu yoldan. O günkü cesaretim şimdi sorsanız vatan için olursa var ama normal bir şekilde olduğu zaman gerçekten tedirginlik oluyor. Vatan, bayrak, ezan olunca içimizdeki aşk gerçekten ortaya çıkıyor. Allah insana o gücü veriyor. Gözünüz hiçbir şey görmüyor. 9 yaşındaki kızım, evde olan çocuklarım aklımın ucuna bile gelmedi. Biz yeter ki gidelim, havalimanına ulaşalım derdine düştük" ifadelerini kullandı.
TANKTAN ATEŞ AÇMAYA BAŞLADILAR…
Havalimanına doğru giderken otobanda yaşadıklarını anlatan Şefkatlioğlu, "Bariyerlerden atladık, arka tarafıma döndüm baktım, aşırı bir kalabalık vardı. O tankın gelip bizi ezmesi için gerçekten onların içinde canavar diye düşünüyorum. 15 dakika yürüdükten sonra tanktan ateş etmeye başladılar. Ben tankı görmedim sadece ateş ediyorlardı ve her yere de ateşler atılıyordu. Ateş edilmeye başlanınca millet koşuşturmaya başladı. O anda eşim ve ben de bariyerlerden atlamaya karar verdik. Eşim bacağını bariyerlerin üstüne attı, ben de alttan geçeyim dedim. Allah'ın takdiri, ben de ayağımı bariyerden atsaydım o anda ikimiz de eşimle beraber parçalanarak vefat edecektik, şehit olacaktık. O şehitlik mertebesine erdi. Olaydan sonra ben Allah dedim, gözüm kapandı ama şuurumu kaybetmedim. Tek duyduğum şey bir tane genç çocuğun 'ablayı kurtaralım' dediğiydi. Beni arabaya koydular, bacaklarımın sallandığını hissediyorum ama hiçbir şey görmüyorum" dedi.
2 BUÇUK AY YOĞUN BAKIM, 46 AMELİYAT…
Şefkatlioğlu, "Daha sonra hastaneye gittiğimi hatırlıyorum. Daha sonra hastaneye gittiğimi hatırlıyorum. Doktorlar üstümdeki kıyafetleri falan kesti. Gözümü açtığımda doktorlar sol bacağımı keseceklerini söylediler. Ben ilk gözümü açtığımda vatan kurtuldu mu demişim. Eşimi sorduğumda da eşimin durumunun çok ağır olduğunu, şu an konuşamıyor dediler. 2 buçuk ay yoğun bakımda kaldım. 1 yıl hastanede kaldım. Sağ bacağımı kurtarmak için çünkü elim de parçalanmıştı. Tam 46 ameliyat geçirdim. Hani diyorlar öldürmeyen Rabbim öldürmüyor. Elhamdülillah Allah 3 tane evladıma beni bağışladı. Babasız evlat büyütmek çok zor, psikolojik tedavi görüyoruz çünkü bunu taşımak, kaldırmak, kolay bir şey değil" ifadelerini kullandı.
KANLI GECEYİ ŞANLI GECEYE ÇEVİRDİK
Şefkatlioğlu, "Elhamdülillah biz vatanımızı onlara teslim etmedik. Onlar tankla, topla, tüfekle geldiler, biz imanla ve bayrak aşkıyla Elhamdülillah onları alt ettik. Bunu tek FETÖ'cüler değil, bütün dünya gördü. Biz birlik içinde olduğumuz sürece Allah'ın izniyle bu devlete de, bu bayrağa da, bu ezana da hiçbir şey olmayacak. Bu vatan sevdamız olduğu sürece ne ezanımız dinecek, ne bayrağımız inecek. Cumhurbaşkanımız ayakta durduğu sürece boyun eğmiyor, biz de boyun eğmediği sürece eğmiyoruz. Bunu Çanakkale Savaşı'nda da, Uhud Savaşı'nda da, Bedir Savaşı'nda da hepsinde gösterdik. Biz bu ülkede kuru ekmek de yesek vatanımızı satmayız. Bunu 15 Temmuz'da gösterdik. Onlar kanlı bir gece yazacaklarını ama biz kanlı geceyi şanlı geceye çevirdik. Bir Mehmet gider, bin Mehmet gelir, bir Vahide gider, bin Vahide gelir. Bu vatan için bir bacak değil bin bacak feda olsun. Bana neden çıktın, pişman mısın dediklerinde asla pişman değilim. Olsa tekrar çıkarım, bu vatan için bir kere değil bin kere ölürüm" diye konuştu.