15 Kasım sinagog kurbanları anıldı
Güncelleme Tarihi:
A.A.
Oluşturulma Tarihi: Kasım 15, 2005 12:58
İstanbul'da 15 Kasım 2003 tarihinde terör örgütünce sinagoglara yönelik yapılan bombalı saldırılarda hayatını kaybedenler, Şişhane'deki Barış Anıtı'nda düzenlenen törenle anıldı.
Şişhane'deki Barış Anıtı'nda düzenlenen törene, Türkiye Hahambaşısı İsak Haleva, Beyoğlu Kaymakamı A. Kamil Başar, Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, Yağbasan Köylüleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği üyeleri, saldırılarda yaralanan bazı mağdurlar ile vatandaşlar katıldı.
Neve Şalom ve Beth İsrael sinagoglarına gerçekleştirilen bombalı saldırılarda hayatını kaybedenler anısına saygı duruşunda bulunulmasından sonra Barış Anıtı'na çelenkler bırakıldı. Daha sonra konuşan Hahambaşı Haleva, 2 yıl önce bu saatlerde yapılan saldırılar sonrası acı bir tabloyla karşı karşıya kaldıklarını hatırlattı.
Haleva, saldırılarda 25 masum insanın hayatını kaybettiğini ifade ederek, şunları kaydetti: “İçimiz kan ağlıyor. 25 ocak söndü. Hala yaralılar var. Bu saldırılar kime ne yarar sağlamıştır? Ancak bir şeyden teselli buluyoruz. Türkiyemiz bir yumak gibi, birlik ve beraberlikle iç içe birbirimize bağlıyız. Bütün bu güzel mozaiğin renkleri güzel bir şeyi ifade ediyor. Tanrı'ya dileğim, böyle bir acı sadece Türkiye'de değil, dünyanın hiçbir yerinde görülmesin. Birbirimizi sevelim, birlik içinde kalalım. Tanrı bunu görecek ve bizlere daha nurlu günler gösterecektir. Herkese sabır ve metanet diliyorum.”
Yağbasan Köylüleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Musa Güngörmez de Neve Şalom'a yapılan saldırılarda derneklerinin eski başkanı Murat Şahin'i kaybettiklerini dile getirerek, “Ulaşılmak istenen amaç ne olursa olsun, terör yöntemlerine başvurulması kabul edilemez. Terörün meşru görülmesi mümkün değildir” dedi. Konuşmaların ardından Murat Şahin ile bombalı saldırıdan sonra sokağın durumunu gösteren fotoğrafları taşıyan katılımcılar, kortej oluşturarak Neve Şalom Sinagogu'nun önüne kadar yürüdü.
ŞAHİN AİLESİNİN ÜZÜNTÜSÜ
Daha sonra sinagogun tam karşısında yer alan ve saldırıda hayatını kaybeden Murat Şahin'in işyerine karanfiller bırakıldı. Şahsuvarbey Camii İmamı Abdullah Bayraktar ve Alevi dedesi olduğu belirtilen Celal Çamlıca, burada Kuranıkerim okudu. Törene, Murat Şahin'in eşi Fatma, annesi Nermin Şahin ve saldırılarda kısmi olarak gözünü kaybederek özürlü olan Aydın Kara da katıldı.
Nermin Şahin, oğlu için gözyaşı dökerken, “Benim oğlum ekmek davasındaydı. Neden bu saldırı yapıldı? Benim oğlumun suçu neydi” diye feryat etti. Güçlükle ayakta duran Fatma Şahin de, yapılan saldırılar sonucu 3 çocuğunun yetim kaldığını dile getirerek, saldırının üzerinden 2 yıl geçmesine rağmen acılarının hale taze olduğunu vurguladı.
Aydın Kara da patlamanın işe giderken meydana geldiğini anlatarak, ”Ben burada çalışmıyordum, tesadüfen buradan geçiyordum. Benim suçum neydi? Eşim beni 'körsün, topalsın, özürlüsün' diye bıraktı gitti. Bunların hesabını kim verecek? Suçlulara gereken cezalar verilsin. Ben yandım başkaları yanmasın” diye konuştu.
Terör olayının ardından hasar gören işyerlerinin bir şekilde tamir edildiğini kaydeden aydınlatma dükkanı sahibi Gültekin Serinkaya ise ancak ruhlarındaki yaraların kapanmasının imkansız olduğunu söyledi. Sinagogun tam karşısında işyerleri olan Selim Durmuş da olayın üzerinden 2 yıl değil, 40 yıl geçse de unutulmayacağını ifade ederek, ”Saldırıyı gerçekleştirenlere en ağır ceza verilmeli” dedi.
Neve Şalom ve Beth İsrael sinagoglarına gerçekleştirilen bombalı saldırılarda hayatını kaybedenler anısına saygı duruşunda bulunulmasından sonra Barış Anıtı'na çelenkler bırakıldı. Daha sonra konuşan Hahambaşı Haleva, 2 yıl önce bu saatlerde yapılan saldırılar sonrası acı bir tabloyla karşı karşıya kaldıklarını hatırlattı.
Haleva, saldırılarda 25 masum insanın hayatını kaybettiğini ifade ederek, şunları kaydetti: “İçimiz kan ağlıyor. 25 ocak söndü. Hala yaralılar var. Bu saldırılar kime ne yarar sağlamıştır? Ancak bir şeyden teselli buluyoruz. Türkiyemiz bir yumak gibi, birlik ve beraberlikle iç içe birbirimize bağlıyız. Bütün bu güzel mozaiğin renkleri güzel bir şeyi ifade ediyor. Tanrı'ya dileğim, böyle bir acı sadece Türkiye'de değil, dünyanın hiçbir yerinde görülmesin. Birbirimizi sevelim, birlik içinde kalalım. Tanrı bunu görecek ve bizlere daha nurlu günler gösterecektir. Herkese sabır ve metanet diliyorum.”
Yağbasan Köylüleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Musa Güngörmez de Neve Şalom'a yapılan saldırılarda derneklerinin eski başkanı Murat Şahin'i kaybettiklerini dile getirerek, “Ulaşılmak istenen amaç ne olursa olsun, terör yöntemlerine başvurulması kabul edilemez. Terörün meşru görülmesi mümkün değildir” dedi. Konuşmaların ardından Murat Şahin ile bombalı saldırıdan sonra sokağın durumunu gösteren fotoğrafları taşıyan katılımcılar, kortej oluşturarak Neve Şalom Sinagogu'nun önüne kadar yürüdü.
ŞAHİN AİLESİNİN ÜZÜNTÜSÜ
Daha sonra sinagogun tam karşısında yer alan ve saldırıda hayatını kaybeden Murat Şahin'in işyerine karanfiller bırakıldı. Şahsuvarbey Camii İmamı Abdullah Bayraktar ve Alevi dedesi olduğu belirtilen Celal Çamlıca, burada Kuranıkerim okudu. Törene, Murat Şahin'in eşi Fatma, annesi Nermin Şahin ve saldırılarda kısmi olarak gözünü kaybederek özürlü olan Aydın Kara da katıldı.
Nermin Şahin, oğlu için gözyaşı dökerken, “Benim oğlum ekmek davasındaydı. Neden bu saldırı yapıldı? Benim oğlumun suçu neydi” diye feryat etti. Güçlükle ayakta duran Fatma Şahin de, yapılan saldırılar sonucu 3 çocuğunun yetim kaldığını dile getirerek, saldırının üzerinden 2 yıl geçmesine rağmen acılarının hale taze olduğunu vurguladı.
Aydın Kara da patlamanın işe giderken meydana geldiğini anlatarak, ”Ben burada çalışmıyordum, tesadüfen buradan geçiyordum. Benim suçum neydi? Eşim beni 'körsün, topalsın, özürlüsün' diye bıraktı gitti. Bunların hesabını kim verecek? Suçlulara gereken cezalar verilsin. Ben yandım başkaları yanmasın” diye konuştu.
Terör olayının ardından hasar gören işyerlerinin bir şekilde tamir edildiğini kaydeden aydınlatma dükkanı sahibi Gültekin Serinkaya ise ancak ruhlarındaki yaraların kapanmasının imkansız olduğunu söyledi. Sinagogun tam karşısında işyerleri olan Selim Durmuş da olayın üzerinden 2 yıl değil, 40 yıl geçse de unutulmayacağını ifade ederek, ”Saldırıyı gerçekleştirenlere en ağır ceza verilmeli” dedi.