15’inde evlendi, 16’sında anne oldu, 18'inde evladına hasret

Güncelleme Tarihi:

15’inde evlendi, 16’sında anne oldu, 18inde evladına hasret
Oluşturulma Tarihi: Ocak 31, 2015 12:23

MERSİN’de 15 yaşında iken kuzeniyle ile nikahsız evlendirilen bir yıl sonra da anne olan 18 yaşındaki Ayşe A., mahkeme kararına rağmen oğlunun kendisine verilmemesi üzerine bunalıma girip çok sayıda hap içti. Son anda fark edilip kaldırıldığı hastanede hayata döndürülen genç kadın, hasta yatağında çocuğunun emziği ve patiklerini sevip, kazağını koklayarak ona kavuşacağı günün hayalini kuruyor.

Haberin Devamı

Gaziantep’ten 2012’de Mersin’e ziyaretlerine gelen teyzesinin isteği ve ailesinin de onayı ile o zaman 15 yaşında olan Ayşe A., kendisinden 1 yaş büyük teyzesinin oğlu Kemal P. ile nikahsız evlendirildi.

Küçük gelin, evliliğin ardından Gaziantep’in Şahinbey İlçesi’nde yaşamaya başladı. Çiftin 1 yıl sonra Mehmet Said adını verdikleri oğulları dünyaya geldi. Evlendiği günden bu yana sözlü ve fiziksel şiddet gördüğü ileri sürülen Ayşe A., 6 ay önce eşi tarafından dövülerek sokağa atılınca Mersin’de yaşayan annesinin evine döndü.

MAHKEME ÇOCUĞU ANNEYE VERDİ

Mersin’e dönen Ayşe A., kendisine verilmeyen oğlu için Gaziantep’te 3’üncü Aile Mahkemesi’nde velayet davası açtı. 25 Aralık 2014’de mahkeme çocuğun velayetini anneye verdi. Aynı gün 13’üncü İcra Müdürlüğü görevlileri takibat başlatıp, polis ve anne ile birlikte verilen adrese gitti. Ancak çocuk bulunamayınca, bu durum tutanak altına alındı. İcra Müdürlüğü ocak ayında 2 kez daha adreslere gitti, ama bir sonuç alamadı. Bu gelişmeler üzerine Ayşe A., Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı’na da nikahsız eşi Kemal ile kayınpederi Mehmet P.’nin oğlunu kaçırdığını, mahkeme kararının uygulanamadığını ve çocuğunun hayatından endişe duyduğunu belirterek suç duyurusunda bulundu. Savcılık iddialar üzerine soruşturma başlattı.

YAŞAMINA SON VERMEYE KALKTI

Nikahsız evlendirildiği günden bu yana sözlü ve fiziksel şiddete maruz kaldığı iddiasıyla psikolojik tedavi gören genç anne, geçtiğimiz 27 Ocak’ta, evde bulduğu tüm hapları içti. Kısa süre sonra halsizleşen genç kadın, ailesi tarafından fark edilince hemen Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırıldı. Tedaviye alınan genç kadının midesinden 300 hap çıktı. Ardından da Reanimasyon Yoğun Bakım Ünitesi’ne alındı. 3 günlük tedavisinin ardından hayati tehlikeyi atlatan genç anne, taburcu edildi.

''OĞLUM BULUNMAZSA CANIMA KIYARIM''

Hasta yatağında oğlunun emziği ve patiklerini sevip, kazağını koklayarak hayata tutunmaya çalışan genç anne başından geçenleri şöyle anlattı:
"Teyzem kısa süreliğine misafirliğe gelince o anda ne olduysa oldu, evlenmek zorunda kaldım. İmam nikahı ile evlendiğimde 15, eşim 16 yaşındaydı. Evlendikten sonra şiddet ve kötü sözlere maruz kaldım. Kayınpederim, eşim ve kayınvalidem hem fiziksel, hem de psikolojik şiddet uyguladı. En son bebeğimin elindeki şurup şişesini kırmasından sonra şiddet uygulayarak sokağa attılar. Polisi aradım ’Sen küçüksün, büyük birini yanına al gel’ dedi telefonu kapattı. Ben de çareyi annemin evine dönmekte buldum. İntihara kalkıştığımda, oğlumun emziğini koltuğun kenarında buldum. Elime alınca içerlendim ve evde bulunan ne kadar hap varsa bir anda içtim. Oğlumun hasreti yüzünden ölmek istedim. Bir anne kaç ay oğluna hasret kalabilir ki? Ben oğlumun kokusuna, bakışına, anne demesine hasret kaldım. Artık dayanamıyorum, vücudum kaldırmıyor oğlumun hasretini. O yüzden canıma kıymaya kalktım. Oğlum gelmezse yine yaparım bu deliliği, yine kıyarım canıma."

Astım bronşit hastası olan oğlu Mehmet Said’in hayatından endişe ettiğini de kaydeden Ayşe A., "Aile Mahkemesi çocuğun velayetini bana verdi. İcra yoluyla çocuğumu almaya gittiğimizde bulamadık çocuğumu. Öldü mü, sattılar mı hiç bir bilgimiz yok? Oğlumun nerede olduğunu bilmiyorum, hasretine dayanamıyorum. Oğlumun kazağındaki kokusu ile uyuyorum her gece. Kokusuna içime çekemiyorum, elini tutamıyorum, gözlerine bakamıyorum" diye konuştu.

''TÜRKİYE’DE ADALET YOK MU?''

Kızının öksüz büyüdüğünü kaydeden anne Gülsüm Biricik ise Ayşe’nin canına kıyacak kadar evlat hasreti yaşadığını ifade ederek şunları söyledi:
"2 yıl boyunca Ayşe’yi göstermediler bize. Bizimle iletişim kurmasını da engellediler. Orada sürekli şiddet ve işkence gördü. En son ’Anne beni buradan kurtarın dayanamıyorum’ diye feryat etti. Her seferinde isyan ederek ’Anne oğlumu almak istiyorum’ diye ağlıyor. Dava açtık defalarca Gaziantep’e gittik, savcıya, hakime gittik. Elimizden gelen her şeyi yaptık ama maalesef her defasında elimiz boş döndük. Ayşe bir kere daha yıkıldı, umutsuzluğa düştü. Biz bebeğin satıldığını düşünüyoruz, hayatından endişe ediyoruz. İcra Müdürlüğü ekipleri ile çocuğu teslim almak için gittik ama çocuk ’yok’ diyorlar. Benim yavrumun hayatı söz konusu. Canını verecek kadar bebeğinin hasreti ile yanıyor. Türkiye’de adalet yok mu? Ayşe’nin suçu ne? Ayşe sadece bebeğini istiyor, maddi manevi hiç bir talebi yok."

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!