Güncelleme Tarihi:
Başta küresel ısınma olmak üzere, su kaynaklarının kuruması, üreme alanlarının bilinçsizce tarım arazisine çevrilmesi gibi nedenlerle dünyadaki kuş popülasyonu her geçen gün azalıyor.
Doğal faktörlerin yanı sıra insan kaynaklı nedenlerle de nesli tükenme tehlikesi altında olan birçok kuş türü bulunuyor. Son olarak Ekim ayında yayımlanan Avrupa Kuşları Kırmızı Listesi de bu çarpıcı gerçeği gözler önüne serdi. Listeye göre, Avrupa'daki her 5 kuştan 1'i yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.
Kuş gözlemcisi Emin Yoğurtçuoğlu'nun paylaşımları ile hikayesi sosyal medyada görünür hale gelen Omid ise adeta geleceği tehlikede olan bu türlerin sembolü oldu. Adı Farsça "ümit" anlamına gelen Omid yaşayan son batı ak turnası. 14 yıldır tek başına hayatına devam etmeye çalışan Omid'in nesli devam edecek mi meçhul ama onun sayesinde milyonlarca göçmen kuşun hayatının kurtulduğu bir gerçek.
Biz de Omid vesilesiyle hem batı ak turnalarının hem de tehlikedeki diğer türlerin durumunu mercek altına aldık. Kuş gözlemcisi Emin Yoğurtçuoğlu ve İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Ormancılık Meslek Yüksekokulu Öğretim Görevlisi ve Yaban Hayvan Biyoloğu Ergün Bacak, hurriyet.com.tr’nin sorularını yanıtladı.
Ak turnaların bir batı bir de doğu popülasyonu olduğunu belirten Emin Yoğurtçuoğlu, bu cinsin soyunun değil batıdaki popülasyonunun tükendiğini vurguladı.
Yoğurtçuoğlu, doğu popülasyonunun hâlâ yaşamaya devam ettiğini ancak batıdakilerin neredeyse bittiğini söyleyerek, "Sayıları son 50 yılda yavaş yavaş azaldı. Batı popülasyonundan olan Omid 14 senedir tek başına yaşıyor. Kimse de bu hayvan için elle tutulur bir şey yapamıyor" diye konuştu.
TÜRKİYE’YE GELMESİNİN İMKANI KALMAYACAK
Aslında 'batı ak turnası' diye bir tür olmadığını, türün batıya gelen bireylerine bu ismin verildiğini de sözlerine ekleyen Yoğurtçuoğlu, "Peki bu durum bizi neden ilgilendiriyor? Bu hayvanlar daha önce Türkiye'ye de geliyormuş. En son Haziran 1999'da Sinop'un Gerze ilçesinde olmak üzere birkaç şehirden kayıtları var. Omid de giderse bize ak turna gelmesi imkânsız hale gelecek. Zaten doğudaki popülasyonunun da Çin’in kışlama alanlarına yaptığı devasa barajlar yüzünden ciddi anlamda azaldığını biliyoruz" dedi.
‘ÜMİT’ İSMİ ÇÖZÜM DEĞİL
Omid’in, Farsçada 'ümit' anlamına geldiğini hatırlatan Yoğurtçuoğlu, "İsmini 'ümit' koymakla bu hayvan kurtarılmıyor. Omid, büyük bir yaşama arzusuyla hâlâ oraya gidip geliyor. Yolda başına bir şey gelse ve ölse batıda yaşayan ak turnaların tamamı bitmiş olacak" diyerek duruma tepki gösterdi.
Yoğurtçuoğlu şöyle devam etti: "Omid, doğudaki popülasyonla bir araya getirilebilir mesela ama kimse bir şey yapmadığı için hayvan kaderine terk edilmiş durumda."
OMİD MİLYONLARCA GÖÇMEN KUŞUN HAYATINI KURTARIYOR
Omid'in, milyonlarca başka göçmen kuşun hayatını kurtardığını da söyleyen Yoğurtçuoğlu, "Kışı geçirmek için geldiği İran’daki Fereydunkenar kasabasında yer alan bir sulak alan, Omid sayesinde koruma altına alınmış durumda. Hatta bölgede eskiden ördek avı yapan köylüler, bir grup çevre aktivistinin bilinçlendirme çalışmaları sonrasında şu an Omid’i ve onun yaşadığı bu sulak alanı tamamen koruyor. Bunlar çok güzel işler ancak onun neslinin devamını getirmeyecek" dedi.
ÜREME ALANLARI VE GÖÇ ROTALARINDAKİ TEHLİKELER AK TURNAYI YOK ETTİ
Ak turnalar, geçmişte, kışı İran’da ve Hindistan’da geçirdikten sonra Hazar Denizi’ni sağlı sollu geçerek Rusya’da bulunan Obi Nehri’ne ulaşıp oralardaki sulak alanlarla ürüyordu. Ancak insan faaliyetleri sonucunda yaşam alanlarının zarar görmesinin yanı sıra göç yolunda maruz kaldıkları avlanma ve zehirlenme olayları sonucu, ak turnalar yok oldu.
Sulak arazilerin, tarım alanlarına dönüştürülerek yanlış kullanımına dikkat çeken Yoğurtçuoğlu, "Omid yalnız kaldı. Göçü tek başına yapıyor, üreme alanında da tek başına. Bütün kışı tek başına geçiyor. Bu hayvan tamamen yalnız. Bir ümitle gidip geliyor" diye konuştu.
Anlaşılan o ki neslin devamı için Omid'in başka ak turnalarla çiftleşmesinin imkânı yok. Peki bu durumda batı ak turnasının nesli Omid ile birlikte bitecek mi? Bununla ilgili bir çalışma var mı?
Bu soruları yönelttiğimiz Yoğurtçuoğlu, "Bu hayvan başka bir türle çiftleşse ortaya melez bir tür çıkar. Bu melez tür de yaşayamaz. Yaşasa da gidip başka bir türle çiftleşemez. Bu yöntem asla bir çözüm değil" dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:
"Üreme zamanı geldiğinde yana yakıla bir eş arıyor ve bulamıyor. Batıdaki geleneksel yaşama sahaları, Doğu Asya’daki popülasyonla karşılaşmadığı için de Omid, sıkıntı yaşıyor. Hayvan belki onlarla karşılaşsa onların arasına katılacak. Yine batı popülasyonu kaybolacak ama en azından Omid son zamanlarını iyi yaşamış olacak."
"Ak turnanın az sayıda da olsa doğuda hâlâ popülasyonu var. Onları korumak için çok çaba sarf ediliyor. Doğudan belki birkaç hayvan getirilebilir, üretme çiftlikleri tekrar kurulabilir, dikkatle çoğaltılabilir. Ancak hayvanın ürediği yer korunmadığı sürece bu çabaların da bir anlamı da kalmıyor."
Ak turna, Sibirya turnası olarak da bilinen ve Latince adı ‘Leucogeranus leucogeranus’ olan 120-150 cm boylarında, 230-260 cm kanat açıklığına ve 7-10 kg ağırlığa sahip, gagası, yüz derisi ve bacakları dışında bembeyaz görünen bir türdür. Gagası ve yüz derisi kırmızı, bacakları pembe, kanat telekleri siyahtır. Gençlerinde kahverengi tüyler bulunur. Oldukça uzun ömürlü ve tek eşli kuşlardır. Kuzey enlemlerde, ulaşmanın pek mümkün olmadığı sulak alanlar ve bataklık alanlarda ürerler.
YILLARDIR YALNIZ GÖRÜLEN ERKEK BİREY
Yaban Hayvan Biyoloğu Ergün Bacak ise ak turnaların dünya popülasyonunun Uluslararası Doğayı Koruma Birliği (IUCN) kırmızı listesinde CR (Kritik düzeyde tehlike altında) kategorisinde yer aldığını belirtti.
Bacak, "Dünya üzerinde ak turnaların bilinen iki farklı popülasyonu var. Bunlardan birincisi Sibirya’nın doğu kesimlerinde üreyen ve Çin’deki sulak alanlarda kışlayan, her yıl üreme bölgeleri ile kışlama bölgeleri arasında düzenli olarak göçlerine devam eden ve toplam sayısı 3200-3600 arasında olduğu tahmin edilen doğu popülasyonu. Diğer popülasyon ise Omid’in de içinde bulunduğu ve Batı Sibirya’da üreyip Hazar Denizi’nin güneyinde kışlayan batı popülasyonu idi. Geçmiş zaman ile belirtiyoruz çünkü, bu batı popülasyonuna ait bilinen tek birey Omid adı verilen ve yıllardır yalnız olarak görülen erkek bireydir" şeklinde konuştu.
DİĞER KUŞ TÜRLERİNİN DE UMUDU OLDU
Turnalar tek eşli hayvanlar. Çiftler, eşlerden biri hayatını kaybedene dek genellikle birbirinden ayrılmıyor ve her çiftleşme döneminde birbirlerine inanılmaz bir dans şöleni eşliğinde kur yapıyorlar. Yukarıda da dediğimiz gibi Omid, Sibirya’dan İran’ın Fereydunkenar kentine olan göçünü eşini 14 yıl önce kaybettiğinden bu yana tek başına sürdürüyor.
Farsça 'ümit' anlamına gelen Omid isminin bu turnada neden tercih edildiğini de açıklayan Bacak, şöyle devam etti:
"Omid de İranlı kuş gözlemcileri, doğasever ve yerel halkı aşka inandıran bir umut olarak bu ismi almış. Çünkü eşini kaybedeli 14 yıl olmasına rağmen, her yıl aynı zamanlarda daha önce eşiyle birlikte kış aylarını geçirdiği sulak alana tekrar geliyor. Bir hayatı yeniden inşa etmek ve bir anıyı korumayı ummak için ona umut anlamına gelen Omid adı verilmiş. Ayrıca Omid’in her yıl kasım ayında gelip 6 ayını geçirdiği Fereydunkenar sulak alanının korunması da onun sayesinde oldu. Yani Omid diğer yandan doğa korumanın ve kuş türlerinin korumanın da umudu haline geldi."
EŞİ MUHTEMELEN KAÇAK AVCILAR TARAFINDAN ÖLDÜRÜLDÜ
Omid’in 2021 Kasım ayıyla birlikte aynı kışlama alanına gelmesiyle 14 senedir yalnız görülmesinin nedeni olarak özellikle tarım alanı açmak için sulak alanların kurutulması, tarımda kullanılan pestisitler (zararlı organizmaları engellemek, kontrol altına almak ya da zararlarını azaltmak için kullanılan madde ya da maddelerden oluşan karışımlar), legal ve illegal avcılık olarak gösteriliyor.
Bacak, "İran’da turnaların ilk kaydı 1976’ya kadar uzanıyor, o yıllarda nüfusları 18 idi, 2000 yılı başlarına geldiğimizde ise nüfusları 10-12 bireye düştü. 2007 yılına gelindiğinde sadece 2 birey İran’a göç etti. Bunlar Omid ve kaybettiği eşi Arezu idi. Arezu rüya anlamına gelir. 2008 yılında Arezu muhtemelen kaçak avcılar tarafından öldürüldü. Bu yıldan itibaren Omid’in her sene Arezu’yu görmek için bu sulak alana geldiği düşünülüyor" diye konuştu.
Saha Cumhuriyeti ya da diğer adıyla Yakutistan halen günümüzde en az insan elinin ulaştığı bakir coğrafyalardan biri. Ak turnanın günümüzde bilinen en büyük popülasyonu olan doğu popülasyonunun üreme alanı halen bu coğrafyada bulunuyor. Buradan da turnalar başta olmak üzere pek çok kuş türünün üreme alanlarına, kışlama alanlarına ve göç yollarına ne kadar sadık kaldığını görüyoruz. Kuşlar ve diğer pek çok canlı için üreme alanları ve göç yolları binlerce yıldır kullanılıyor, habitat değişimleri ve insanın o habitatlar üzerine etkisi burada yaşayan canlılara yüksek düzeyde olumsuz olarak yansıyor.
Peki 'omid' yılın belli zamanları farklı bir sürü içinde yaşıyor mu ya da belli bir sürüye dâhil olup yer değiştiriyor mu?
Bir popülasyonu diğer popülasyonlardan ayıran pek çok doğal faktörün olduğunu söyleyen Bacak, "Omid’in içinde bulunduğu popülasyonun ürediği alan ile günümüzde varlığı bilinen ve üreyen doğu popülasyonunun üreme alanları arasında 3000 kilometreden fazla mesafe bulunuyor. Kışlama alanlarına baktığımızda ise Omid’in de içinde bulunduğu batı popülasyonu Hazar Denizi’nin güneyinde kışlarken, doğu popülasyonu ise Çin’in doğusunda kışlıyor, yani kışladıkları sulak alanlar arasında 5000 kilometreden fazla mesafe bulunuyor. Batı popülasyonu ile doğu popülasyonun üreme alanları ile kışlama alanları birbirine bu kadar uzak olduğundan dolayı göç yolları da muhtemelen birbirine çok uzak alanlar üzerinden geçiyor. Bu nedenle aradaki mesafelerden dolayı karşılaşma şansları maalesef ki pek yok" dedi.
Bacak, "Fakat üreme bölgeleri çok geniş bir alana yayıldığı için ve üredikleri bölgelerin önemli bir bölümü insanların ulaşamayacağı habitatlar olduğu için halen üredikleri alanlarda çok çok düşük bir ihtimal de olsa başka turnaların yaşama şansı bulunuyor. İşte belki de Omid’e bu ismin verilme sebeplerinden biri de bu" açıklamasını yaptı.
Batı ak turnalarının bilinen iki farklı kışlama alanı var. Bunlardan biri Omid’in de içinde bulunduğu grubun kışladığı Hazar Gölü’nün güneyindeki sulak alanlar, diğeri ise zaten yıllardır görülmediği Hindistan’ın kuzeyindeki sulak alanlar. İkincisinde kışlayan bireyler yıllardır gözlenmiyor ve bu nedenle de tamamen tükendi kabul ediliyorlar. Omid sayesinde henüz Hazar Gölü’nün güneyinde kışlayan bireylerin bitmediği kabul edilse de yıllardır Omid dışında başka hiçbir bireye rastlanmadı.
Bacak, Omid'in doğal ya da insan eliyle üremesinin imkânı olup olmadığına dair soruları da şu şekilde yanıtladı:
"Canlı türlerinde popülasyon çok az ise popülasyon içindeki bireyler çok nadir olsa da başka türlere ait bireyler ile çiftleşebilir. Türler arası bu çiftleşmeler doğada çok az rastlanmakla beraber, bazı türlerde daha sık görülür.
Fakat türler arası izolasyon mekanizmaları vardır ve iki farklı tür çiftleşse bile ya yavru dünyaya gelmez ya da dünyaya gelen yavru kısır durumda olur."