Güncelleme Tarihi:
13 yıl önce. 2007’nin son günleri, Şeker Bayramı arefesi. Bülent Ecevit’in ölümünün üzerinden bir yıl geçmiş. Sağdan soldan duyuyoruz; Rahşan Hanım kendini Oran’daki ‘kütüphane eve’ kapatmış, anıların gölgesinde, hayat arkadaşının neredeyse Robert Kolej’den beri biriktirdiklerini tasniflemeye çalışıyor. Eve nasıl gireceğimi düşünürken, üniversiteden hocamın bu tasnife yardımcı olduğunu öğreniyorum. O dönem Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nin Rektör Yardımcısı olan hocam, Prof. Dr. Alemdar Yalçın görüşme talebimi iletiyor. O da kırmıyor. Birkaç gün sonra hocamın peşine takılıp, o evde alıyorum soluğu.
EN ÖZEL KEDİSİ BARE
Ayrılığın üzerinden bir yıl geçmiş ama geride kalan her kitapta, notların alındığı her kağıtta, her fotoğrafta tekrar o günlere dönülen zamanlar, anılar taze... Kırmadan, incitmeden nerden, nasıl başlanır sohbete? Kedilere takılıyor gözüm. Bare, Karakız, Bekir, Ak Topal, Kara Topal... Ben sordukça o anlatıyor; seviyor bu ‘can yoldaşları’nı anlatmayı. En ‘özel’ kedisi Bare. Zira Bülent Ecevit’in de adını taşıyor. Yavrularıyla birlikte kendisi gibi sokakta yaşayan bir köpeğin saldırısıyla ölümden dönen Bare’ye ‘aile fertleri’nin isimlerinin baş harflerini vermişler: Bülent, Asude, Rahşan ve Ecevitler’in uzun süredir yanlarında çalışan Engin Nuhut. Evde krallıklarını ilan etmiş kediler. Karakız, Karaoğlan’ın bej koltuğunu mesken tutmuş adeta...
‘KORKMUYORUM AMA...’
Sohbetin her anında Bülent Ecevit tınısı... Yağan yağmura rağmen arkasından 8 kilometre yürüyerek Devlet Mezarlığı’nda vedalaştığı güne geliyor söz. Eşinin kendisine, “Ölümden korkmuyorum, ama senden ayrılacağım için korkuyorum” dediğini aktarıyor ve vasiyetini açıklıyor:
“Altmış yıl el ele yaşadığım eşimden öldükten sonra ayrılmak istemem. Bir aile mezarlığı için hazırlığım var. Uygun bir yer bulduğumda onu oraya taşıyacağım. O mezar, tek bir mezar olacak. Ben de ölünce, ikimiz bir yerde olacağız, kefenlerimiz birbirine değer biçimde. Ve artık hiç ayrılmayacağız.”
RAHŞAN HANIM'IN BABASI: 'KIZIMI NEYLE GEÇİNDİRECEKSİN' DİYE SORDU
Kuru pastalı, çaylı sohbet yumuşayınca bir cesaretle soruyorum: “Yılbaşı yaklaşıyor. Eşinizle bir yılbaşı gününü iki mum yakarak kutlamıştınız. O mumlar her yılbaşında yanmaya devam etti. Bu yılbaşında da yakacak mısınız?” Hüzünlü bir “Bilmiyorum” dökülüyor dudaklarından. Sonra Bülent Ecevit’in daha 19 yaşındayken, babasından kendisini istediği gün geliyor aklına. “Sen benim kızımı neyle geçindireceksin?” sorusuna verdiği “Basın-Yayın’da çalışıyorum, günde 2 liraya” yanıtını hatırlayıp gülümsüyor.
Londra dönüşü, birinin gece birinin gündüz çalıştığı ve birbirlerine bıraktıkları notlarla görüşmeden anlaştıkları zamanlar. Siyasete atılışları, üzerlerine ateş edildiği, çivili sopalarla saldırıldığı dönemler... “Üzücü tarafları ağır basıyor bu dönem yaşadıklarımızın” diyor ve ekliyor: “Bazen ‘Değer miydi’ diyorum kendi kendime. İnsan yaşarken yaşadıklarının zorluğunu fark etmiyor.”
DEVLET MEZARLIĞI İÇİN PARTİLER DESTEK VERDİ
Rahşan Ecevit (97), bugün Ankara Kocatepe’de kılınacak öğle namazının ardından eşinin devlet mezarlığındaki kabrinin yanına defnedilecek. Rahşan Ecevit’in devlet mezarlığına defnine ilişkin yasal engel, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Meclis Başkanı Şentop’un devreye girmesi, Meclis’te parti gruplarının uzlaşmasıyla aşıldı. Meclis’te tatilin hemen ardından Rahşan Ecevit için yapılacak yasa değişikliği, diğer liderlerin eşlerinin de devlet mezarlığına defnedilmesinin önünü açacak. - Gizem KARAKIŞ