Güncelleme Tarihi:
Emekli 104 amiralin yayınlandığı ‘Montrö bildirisi’ nedeniyle başlatılan soruşturmayı sürdüren Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekili Veysel Kaçmaz, bildiriyi kaleme alan emekli Tuğamiral Ergun Mengi için tutuklama talebinde bulunurken, diğer 13 amiral hakkında, ‘konutu terk etmeme ve yurtdışına çıkış yasağı’ şeklinde adli kontrol istedi.
Ankara 8. Sulh Ceza Hâkimliği de ‘delillerin büyük ölçüde toplanmış olması, şüphelinin delilleri yok etme, gizleme veya değiştirme imkânının bulunmaması, yine şüphelinin kaçma ve delil karartma ihtimali bulunmadığı’ gerekçesiyle tutuklama talebinin reddine karar verdi. Ancak hâkimlik, Mengi hakkında ‘yurtdışına ve Ankara il sınırları dışına çıkışının yasaklanması’ şeklindeki adli kontrol kararının uygulanmasına hükmetti.
Hâkimlik, 13 emekli amiral hakkında ise ‘yaşları, sağlık durumları, halen dünya genelinde ve ülkemizde pandemi olarak kabul edilen COVID-19 salgını’ nedeniyle ‘konutlarını terk etmeme’ yönündeki adli kontrol yerine, ‘ikâmet ettikleri yerleşim yerini terk etmeme’ yönündeki adli kontrolün uygulanmasının ölçülü ve yeterli olacağına karar verdi. Böylece emekli amiraller Alaettin Sevim, Atilla Kıyat, Bülent Olcay, Cemil Şükrü Bozoğlu, Engin Baykal, Kadir Sağdıç, Mustafa Özbey, Hakan Eraydın, Cem Gürdeniz ve Türker Ertürk’ün İstanbul dışına çıkışı yasaklanırken, emekli amiral Ali Sadi Ünsal’ın Kocaeli dışına, Atilla Kezek’in Ankara dışına, emekli amiral Turgay Erdağ’ın da Antalya dışına çıkışı yasaklandı.
‘MUVAZZAFLARLA İRTİBATIM YOK’
Emekli Amiral Türker Ertürk’ün ifadesi özetle şöyle: “Basın duyurusunun hazırlanış aşamasında hiçbir fikir beyan etmedim. Grupta yayımlanınca kontrol ederek suç unsuru olmadığını gördüm. Bu nedenle imzalayacağımı ifade ettim. Bu kadar arkadaşımın olduğu bir grupta ‘imzalarım dememek’ ayıplanabileceğim ve yüzlerine bakamayacağım hissini uyandırdı. Sözkonusu metin darbe veya darbe çağrısına neden olabilecek bir metin değildir. 11 yıl önce kendi isteğimle daha doğrusu FETÖ’nün saldırılarına istinaden kendi isteğimle istifa ederek emekli oldum. Dolayısıyla mevcut muvazzaf olarak görev yapanlarla bir tanışıklığım ve irtibatım yoktur. Duyurunun muvazzaflarla irtibat kurularak hazırlanmış olması mümkün değildir. 104 ziraat mühendisi bir araya gelip kendi alanındaki sorunlarla ilgili yapacakları açıklamayla soruşturma konusu açıklama aynı mahiyettedir.”
‘MONTRÖ ARAÇ’ SÖZLERİ: ‘MAKSADI AŞAN İFADE KULLANMIŞIM’
Bildiriyi kaleme alan emekli Amiral Ergun Mengi, tutuklanma talebine gerekçe olarak gösterilen ve Ali Yüksel Önel’e attığı, “Montrö’yü bir araç olarak kullandık...” şeklindeki mesajıyla ilgili olarak “Bir gün önce aşı olmuştum. Yorgundum, bir yandan yurtdışında dönüş hazırlığı yaparken diğer yandan da zaman buldukça WhatsApp yazışmalarına cevap vermeye çalışıyordum. Bu arada maksadı aşan bir ifade kullanmışım” şeklinde savunma yaptı.
‘YÜCE TÜRK MİLLETİ’
Metnin hazırlanması sırasında Rusya’da bulunduğunun hatırlatılması üzerine de Mengi, “Aile ortamı dışında hiç kimseyle görüşmedim. Duyurunun yayınlanmasının erkene çekilmesinin dönüşümle kesinlikle bir alakası yoktur” yanıtını verdi. Mengi, metindeki tartışılan “Yüce Türk Milleti” ifadesiyle ilgili olarak da “Okunan mesajı gruba gönderen emekli Tuğamiral İlker Güven’dir. Bu mesajdan sonra sözkonusu ibare duyuruya eklenmiştir. İtiraz eden herhangi bir kimse olmadı” dedi.
11 Şubat ve 3 Nisan tarihleri arasında bazı emekli büyükelçilerle yaptığı görüşmelere ilişkin olarak da Mengi, “Yunan Kathamerini gazetesinde yayınlanan ‘The Atlas Of Greek-Turkish Relation’ başlıklı ve Yunan tezlerini ortaya koyarak Türkiye’yi suçlayan bir yazıya karşı aydınlatıcı doküman hazırlanması çalışmaları başlatılmıştır. Bu çalışmadan Dışişleri Bakanlığı’na bilgi verilmiştir. Telefon görüşmeleri bu broşür hakkındadır” dedi.
MUVAZZAFLA İRTİBAT KURULMADI
Mengi ifadesinde, metnin hazırlanması sırasında görevde bulunan hiçbir kimseyle irtibat kurulmadığını da anlattı. Mengi, “Sayın Cumhurbaşkanımız da duyuru sonrasında gerek Montrö Sözleşmesi gerekse sarıklı amiral haberleri ile ilgili olarak bizimle aynı yönde endişesini dile getirmiştir. Denizciler olarak ifade hürriyeti kapsamında basın açıklamasında bulunduk. Suç unsuru bulunduğu kabul edilse dahi grup halinde hazırlanan bu metinde imzası ve katkısı bulunan hemen herkes serbest bırakıldı. Suçsuzum” ifadelerini kullandı.
‘DEVLET BAŞKANIMIZ DA MONTRÖ’YE DESTEK VERDİ’
Emekli Amiral Cem Gürdeniz, ifadesinde özetle şunları söyledi: “Montrö Sözleşmesi, benim için çok kıymetli bir kavramdır. Benim üç buçuk yıl ‘Balyoz Kumpası’nda hapis yatmamın ana nedeni olarak Soğuk Savaş sonrası dönemde, Karadeniz’deki Montrö dengesini Deniz Kuvvetleri Plan Prensipler Başkanı olarak koruyacak pek çok devlet girişiminin fikir ve uygulamasına destek olmamdır. Bu nedenle özellikle ABD tarafından ve onun Türkiye’deki uzantısı Deniz Kuvvetleri’ndeki FETÖ elemanları tarafından hedef alındım. Çok şükür bu süreç içinde Montrö Sözleşmesi devletimiz tarafından korundu. Bu konudaki hassasiyeti, Devlet Başkanımız da ‘Daha iyisi bulunana kadar, Montrö’yü koruyacağız’ diyerek destek verdi.”
LOJMAN VE KORUMALARI ALINDI
Montrö Bildirisi’nde imzası bulunan Deniz Kuvvetleri Komutanlığı görevi yapmış üç emekli oramiral Bülent Bostanoğlu, Eşref Uğur Yiğit ve Murat Bilgel’e verilen yakın korumalar, İstanbul Valiliği’nin yazısıyla çağrı esasına göre koruma hizmetine dönüştürüldü. Tahsisli lojmanların da boşaltılması istendi. Milli Savunma Bakanlığı’nın yazısıyla emekli oramiraller Bostanoğlu, Yiğit ve Bilgel’in lojmanlarını 15 gün içinde tahliye etmeleri gerektiğine ilişkin karar tebliğ edildi. (Uğur ERGAN)