13'ünde intihar ettim 3 gün komada kaldım

Cenk Eren'le ele ele verip, müzik dünyasına yeni bir ikili kazandıran ÅŸarkıcı Nükhet Duru, Fatma Girik'le ilgili ilginç anısını anlattı.BildiÄŸiniz Nükhet Duru, Ä°stanbul Yenikapı'daki Çakıl Gazinosu'nda uvertür çıkarken, bilmediÄŸiniz Yüksel Venedik Ankara Yeni Mahalle'deki evinin önünde çelik çomak oynuyordu. BilmediÄŸiniz Yüksel Venedik, bildiÄŸiniz Cenk Eren'in gerçek adı. Nükhet'in Kemer Country'deki villası tıka basa akrabalarıyla dolu olduÄŸu için, ev sahipliÄŸi yapmak Cenk'e düştü. Yardımcısı Åžaziye hanıma börekler açtırmış, çörekler yaptırmış, çaylar demletmiÅŸ. Aslında bu konuda ÅŸanslı sayılırız, Nükhet'in evine gitseydik semizotu sapı, ıspanak kökü yemekten anamız aÄŸlardı. Oysa sahneye ilk çıktığı günden beri yakından tanıdığım, izlediÄŸim, alkışladığım Nükhet aslında ne kadar usta bir aşçıdır, bir bilseniz. Sadece o kadar mı, daha onda ne sırlar var, ne sırlar. Genç ve diri kalmasından, güzelliÄŸine, bakımına, birbirinden komik anılarına kadar. Bu arada çiçeÄŸi burnunda ortağına da kulak vereceÄŸiz elbette ama, söz önce Nükhet Usta'nın...Ä°laç ve kibrit yuttumSevgisizlikten, kimsenin benimle ilgilenmemesinden bunalıp 13 yaşında intihara teÅŸebbüs ettim. Yalnızlığımı söyleyecek kimse bulamadığım için evde yakaladığım her türlü ilacı, kibriti aÄŸzımdan aÅŸağıya attım. 3 gün komada kaldım, uzun yıllar karaciÄŸerim iflas bir biçimde yaÅŸadı. Bu yüzden sivilce problemleri çektim, hálá da çok hassastır karaciÄŸerim. Bundan 15 yıl önce iyimser olmayı öğrendim, artık hep iyimserim. En çaresiz kaldığım noktada o konuya baÅŸka bir taraftan bakabiliyorum. Her acının içinden bir kahkaha çıkaracaksın, sevincini kendin yaratacaksın. Bunun temelinde inanç geliyor, Allah sevgisi. Bize öğretilenlerin aksine Allah korkusunu bırakıp, onu sevmeyi, ona yaslanmayı öğrendim. Hayatta hiçbir ÅŸeyin esiri olmamayı öğrendim, çocukluÄŸumdan beri sigara, içki aÄŸzıma girmez. Fıstık gibiyim Yener'ciÄŸim, gördüğün gibi fıstık gibiyim, maÅŸallah. Vallahi boyum 1.66, kilom 55 ama, kameralar beni tontiÅŸ göstermekten bıkmadı. Ne yapayım doÄŸru yerini bulamıyorlar, küçücük bir kadın geliyor en iyi resmi o veriyor. Düzenli spor yaparak 2 ayda 5 kilo verdim. Her sabah 07.00'de kalkıp bir saat nefes tekniÄŸiyle adaleleri açarak ormanda yürüyorum. Ardından yarım saat bir çeÅŸit adale esnetme yöntemi olan streching yapıyorum. Miyop olan gözlerimi de çizdirdim, gözlükleri süs diye bazen takıyorum. Canım, yine iyi bildiÄŸin üzere süs denen her olaya teÅŸneyim.Cenk tam bir gamlı baykuÅŸ Nükhet Duru’nun aÄŸzından partneri: Cenk'in bana; 'Gel beraber ÅŸarkı söyleyelim' teklifiyle aramızda dostlukla paralel giden bir sahne uyumu oluÅŸtu. O süper bir paratoner. Tek kusuru, sürekli endiÅŸeler içinde olması. Rezervasyon memuru gibi, en iyi arkadaÅŸları ÅŸefler, kim yer ayırttı, sana ne be çocuk?Nükhet bir demir leydi Cenk Eren, Nükhet’i anlatıyor:Birlikte çalışıncaya kadar Nükhet'i çok yumuÅŸak bilirdim, ÅŸimdi görüyorum ki mesleÄŸinde demir leydi. Profesyonellik yanı da benden çok ileride, ondan bütün sırlarını kapmaya çalışıyorum. Sözde ondan 8 yaÅŸ küçüğüm ama, ona ayak uyduramıyorum.Fatma Girik meÄŸer tıraÅŸ olurmuÅŸFatma Girik, ne iÅŸletirdi beni. Bebek Maksim'de çalışıyorum, uvertür zamanım, delikanlı kadın olduÄŸu için Fatma Girik'e hayranım. Odasının önünde fare gibi dolaşıyorum. Bir gün; 'Gel kız' dedi bana. Herhalde kendi aralarında da konuÅŸuyorlar; 'Bu kız bayağı saf' diyerekten. Neyse, 'Gir içeri kapat kapıyı' dedi. İçeride 'Sana bir sırrımı açıklayacağım, kimse bilmiyor, söylersen öldürürüm seni' dedi. Çantasını açıp içinden bir jilet makinesi çıkarıp, erkek gibi çene altından tıraÅŸ olmaya baÅŸladı. HarÅŸ harÅŸ tıraÅŸ oluyor, köpüksüz filan. Gözlerim yuvalarından fırladı, içimden 'O güzelim pembe beyaz Fatma Girik meÄŸer tıraÅŸ olurmuÅŸ, vah anam, ne kadersizmiÅŸ' diyorum. Bir an hafiften bıyık altından gülerek aynadan beni izlediÄŸini gördüm. Yıllar sonra o bakışın altında benimle kafa bulmak yattığını anladım ama, o an öyle algılamadım. 'Ne diyorsun?' diye sorunca üzülmesin diye; 'Ne var, ben de oluyorum' dedim. Tüh diye tükürüp; 'Çık dışarı' dedi.Henüz menopoza girmedimMenopozla uÄŸraşıyorum diye menopozda mı olmam gerekli, Allah iyiliÄŸini versin, henüz girmedim, en az 4 senem var. Klinik açtığım günden beri kadın saÄŸlığıyla meÅŸgulüm, önce meme kanseri, sonra rahim kanseri, ardından estetik, saÄŸlıklı beslenme, saÄŸlıklı anneler gibi. DoÄŸum kontrolü konusunda da çok çalıştım, en fazla konseri, paneli ben yaptım. Ben meme kanseri diyene kadar doktorlar göğüs kanseri diyordu. Klinik açtığım zaman ben yok canımla 300 kadında ücretsiz tarama yaptırdım, erken teÅŸhisle kaç hayat kurtardık. Her kadın 35 yaşından sonra ne yapıp yapıp yılda bir defa memesini ve rahmini kontrol ettirmeli. Gerçek adı Yüksel VenedikBüyük dedelerimden birisi gemilerde çalışırken Venedik'te aşık olduÄŸu bir güzel Ä°talyan hanımı Türkiye'ye getirmiÅŸ. Bir süre sonra kadın Müslüman olmuÅŸ, soyadı kanunu çıktığında da dedem Venedik soyadını almış. Ankara'da çalıştığım yıllarda organizatör Ziya Kelle beni Ä°stanbul'da Yüksel Venedik adıyla Romalı Perihan'la sahneye çıkarmak istedi. Yener aÄŸabey, ben 8 çocuklu dar gelirli bir ailenin en küçüğü olarak 1966'da Ankara Yeni Mahalle'de dünyaya gelmiÅŸim. Okul hayatımda baÅŸarılı geçmedi, eski adıyla Güven Lisesi'nde okurken ben çoktan ÅŸarkıcı olmaya karar vermiÅŸtim. Ailemde sanatla uzaktan yakından ilgilenen tek kiÅŸi yok. O yıllarda Erol Evgin'e hayrandım, Hisseli Harikalar Kumpanyası'nı Arı Sineması'nda seyredebilmek için bilet parasını zar zor denkleÅŸtirdim, param kalmadığı için gece eve kadar yürüdüm. 1984'te Ankara'da sahneye çıktım, daha sonraları Ankara Radyosu Çok Sesli Korosu'nda yer aldım. Ardından Antalya ve Alanya'da 3 yıl aralıksız çalıştım, derken 1993'te de Ä°stanbul'a geldim. 18 senedir ÅŸarkı söylüyorum. Sahne diye masa üstünde yürüdüm1984'de Ankara Feyman'da çalışmaya baÅŸladım, erkenden çıkıp 3 ÅŸarkı söylüyordum. 1988'de Ankara Lunapark'ta Muazzez Abacı'nın kadrosunda uvertürdüm, 19.00'da garsonlar servis açarken ben yine 3 ÅŸarkımla sahnedeydim. Uvertürlerde takip ışığı yoktu, sadece floresanlar yanardı. Bir gün takip ışıkçısına bana da yakması için para verdim. Sıram geldiÄŸinde büyük bir fiyakayla sahneye çıkıp yürümeye baÅŸladım. Bir süre gittikten sonra baktım ayağımın altı sallanıyor. MeÄŸer takip ışığını kullanmayı bilmediÄŸim için sahneyi bitirip, öndeki müşteri masaların üstünde yürümeye devam ediyormuÅŸum. Paçalarımdan çekip beni sahneye geri göndermelerini hiç unutamam.Â