Güncelleme Tarihi:
Dünkü Resmi Gazete’de yayımlanan karara göre, Z.Ş. adlı 32 haftalık hamile kadın 2002’de, Ankara’da bir kamu hastanesine başvurdu. Preekiampsi (gebelik zehirlenmesi) ön tanısı ile hastaneye yatırıldı. Böbrek fonksiyonlarına ilişkin değerlerin yükselmesi ve gebelik zehirlenmesinin en ileri aşamasına (HELLP sendromu) doğru bir seyir göstermesi üzerine sezaryenle bebek alındı. Anne 1 kilo 400 gram ağırlığında erkek bebek dünyaya getirdi. Anne ve bebek, 28 Şubat 2002’de taburcu edildi. Bebek, 2 Mart 2002’de vefat etti. Anne Z.Ş.’ye ise kronik böbrek yetmezliği tanısı konularak, diyaliz gerektiği raporu verildi.
MAHKEMEYE BAŞVURDULAR
Anne Z.Ş. ile baba H.Ş., 11 Kasım 2005’te, hatalı tıbbi uygulama nedeniyle bebeklerini kaybettiklerini ve annenin kronik böbrek yetmezliğine yakalandığını ileri sürerek, hastane aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açtılar. Davaya bakan Ankara 4. İdare Mahkemesi, 16 Haziran 2010’da bebeğin solunum yetmezliğinden öldüğünün yazıldığı ancak otopsi yapılmadığı için prematüre doğan bebeğin ölüm nedeninin belirlenemediği, annenin böbrek rahatsızlığının daha önceden mevcut olabileceği, gebeliğin hastalığı alevlendirdiği ve anne Z.Ş.’ye uygulanan tedavinin tam ve tıp kurallarına uygun olduğu şeklindeki Adli Tıp raporu ışığında davayı reddetti.
İKİNCİ KEZ REDDEDİLDİLER
Çiftin anneye yanlış kan ve ilaç tedavisi uygulandığı için böbrek hastalığının geliştiği şeklindeki temyiz itirazları üzerine Danıştay kararı bozdu. Yeniden yargılamada, tedavide tıbbi hata olmadığı şeklindeki bilirkişi raporları ışığında çiftin tazminat davası ikinci kez reddedildi. Danıştay da bu kez kararı onadı. Çift, 11 Nisan 2019’da AYM’ye bireysel başvuruda bulundu. AYM 16 Kasım 2021’de yaşam hakkının ihlali iddiasını reddederken, makul sürede yargılanma hakkının ihlaline ve 50 bin lira manevi tazminata hükmetti.
AYM’nin ihlal kararı, yanlış tedavi iddiasıyla açtıkları davalar yıllarca sürüncemede kalan kişiler yönünden lehe örnek niteliği taşırken, maddi-manevi tazminat yolunu açıyor.
MAKUL SÜRE AŞILDI CEZASI
AYM kararı özetle şöyle: “Başvurucuya yapılan tıbbi uygulamaların tıp kurallarına uygun olduğu bilirkişi raporuyla belirlendi. Kişinin maddi ve manevi varlığını koruma hakkının ihlal edilmediği sonucuna varılmıştır. Başvurucuların 11/11/2005 tarihinde açtığı dava 6/2/2019 tarihinde sonuçlanmıştır. 13 yılı aşan yargılamanın makul sürede tamamlanmadığı sonucuna varmak gerekir. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.”