13 bitki türü yok oldu

Güncelleme Tarihi:

13 bitki türü yok oldu
Oluşturulma Tarihi: Ekim 26, 2006 10:44

Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Gökçeoğlu, Türkiye genelindeki 9 bini aşkın bitki türünden 13'ünün neslinin tükendiğini, çoğu endemik (yöreye özgü) bin 30 bitki türünün neslinin de yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu bildirdi.

Kirli sarı renkte gösterişli çiçeklere sahip Alkanna pinardii, daha çok denize yakın kayalıklarda görülen Onosma strigosissimum, kalkerli yamaçların pembe çiçekli güzelliği Origanum solymicum... Halk arasında bilinen isimleriyle havaciva otu, emzik otu ve mercanköşk, Türkiye'nin nesli yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan bitki türlerinden sadece birkaçı...

Sanayileşme, plansız şehirleşme, çevreyi dikkate almayan turizm yatırımları ve tarım alanlarının plansız genişlemesi gibi faktörler, Türkiye'nin sahip olduğu 9 bini aşkın bitki türünden bazılarının varlığını tehdit etmeye başladı.

Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı ve AÜ Biyolojik Çeşitlilik Araştırma Geliştirme ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Mustafa Gökçeoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin sahip olduğu 9 bini aşkın bitki türü arasında eski flora kayıtlarına göre Türkiye'nin sahip olduğu 13'ünün yok olduğunu, çoğu endemik olan bin 30 bitki türünün de neslinin tehlike altında olduğunu bildirdi.

Gökçeoğlu, bin 30 bitki türünden 186'sının ise “çok tehlike altında” kategorisinde yer aldığına dikkati çekerek koruma altına alınmazlarsa bu türlerin kısa zamanda yok olacaklarını vurguladı.
Çok tehlike altında olan 186 türün 24'ünün Antalya'da yetiştiğini belirten Prof. Dr. Gökçeoğlu, bitki türlerinin yok olmasında pek çok etken olduğuna dikkati çekti.

“DENGEYİ KURMAK ZORUNDAYIZ”

Gökçeoğlu, bilinçsiz turizm yatırımlarının bitki türlerinin varlıklarını sürdürmelerine zarar verdiğini vurgulayarak, “Turizm tabii ki bölgemiz için önemli. Ama sadece turizm yönünden bakarsanız biyolojik zenginliklerinizi kaybedersiniz. Dengeyi kurmak zorundayız” dedi.

Turizm ve doğanın terazinin iki kefesinde yer alması gerektiğini belirten Prof. Dr. Gökçeoğlu, şöyle konuştu:
“Burada biraz da doğanın lehine davranmamız gerekiyor. Doğanın dengesini bozarsak geri getirmemiz zor ama turizmde yatırımlar başka yerlere kaydırılabilir. Her tarafı turizm yatırımlarıyla kapatmayı doğru bulmuyoruz. Doğal korunan yerler turizm için tercih nedeni oluyor. Çevrenin turizm için korunması gerekiyor.”

Prof. Dr. Mustafa Gökçeoğlu, tehlike altında olan türlerin devamlılığını sağlamak için tabiatı koruma alanları ve botanik bahçeleri oluşturulması gerektiğini, bitkilerin yayılışlarına bağlı olarak rakım yönünden alçak ve yüksek dağ botanik bahçeleri kurulmasının uygun olacağını söyledi.

Kullanım için doğadan sökülen tüm bitkilerin, yararlanan kişi ve kuruluşlarca üretiminin teşvik edilmesi gerektiğini belirten Gökçeoğlu, “Doğanın sürdürülebilir kullanımı ancak böyle sağlanabilir” diye konuştu.

SANAYİLEŞME, TURİZM, TARIM...

Mustafa Gökçeoğlu, sanayileşme, plansız şehirleşme ve yol yapımının bitki türlerinin varlığını tehlikeye düşüren etkenler arasında yer aldığını, özellikle kent merkezleri çevresindeki yapılaşmalara ek olarak orman içi ve yayla evlerinin bu türlerin yetiştiği yeri bozduğunu ve yok olmasına neden olduğunu kaydetti.

Tarım alanlarının plansız genişletilmesi ve aşırı otlatmanın rekabet gücü zayıf türlerin yok olmasına neden olduğunu vurgulayan Gökçeoğlu, bilinçsiz tarım uygulamalarının bitkilere zarar verdiğine dikkati çekti.

Prof. Dr. Gökçeoğlu, yurtdışı ve yurtiçi kullanım amaçlı, özellikle soğanlı ve yumrulu bitkilerin doğadan bilinçsizce toplanmasıyla da doğanın tahrip olduğunu söyledi.

Çorak alanların ıslahı ve göllerin kurutulması çalışmalarının doğal dengeyi bozduğunu belirten Gökçeoğlu, bilinçsiz şekilde yapılan ağaçlandırmanın da ”monokültür” yaratarak biyoçeşitliliği bozduğunu savundu.

Gökçeoğlu, sebeplerinin büyük çoğunluğu insan faktörü olan yangınların da birçok türün yok olmasında büyük etken olduğunu vurguladı.

NESLİ TÜKENEN TÜRLER

Türkiye'de geçmiş yıllarda kayıtlara girmiş fakat nesli tükenmiş, bir kısmına halkın yerel ad verdiği türlerin isimleri ve kayda girdikleri iller şöyle:

Serratula aznavouriana (Amasya)
Minuartia corymbulosavar.breviflora (Ankara)
Onosma affine (Erzincan)
Onosma discedens (Erzincan)
Barbarea auriculatavar.auriculata (Erzincan)
Teucrium leucophyllum (Erzincan)
Astragalus pseudocylindraceus (Erzincan) (Keven)
Onobrychis nitida (Erzincan)
Verbascum calycosum (Erzincan) (Sığır kuyruğu)
Alkanna viscidula (Malatya) (Kökboyası otu)
Urtica haussknechtii (Malatya) (Isırgan)
Silene surculosa (Tunceli)
Triticum parvicoccum (Toplandığı il belirsiz) (Yabani buğday)
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!