Güncelleme Tarihi:
Arnavut Havva Reha, 1880 yılında baÅŸkent Tiran'ın 60 km güneyinde küçük bir köyde dünyaya geldi, köyünden hiç ayrılmadı. Â
122 yaşını dolduran Havva ninenin gözleri, 8 ay önce görmez oldu, ama hafızası canlılığını koruyor. Ãœlkesinin geçirdiÄŸi savaÅŸlar, deÄŸiÅŸik uygarlıklar, ölümler, acı ve ıstıraplar, mutluluklar... Tüm yaÅŸamının öyküsü, sanki Havva ninenin yüzüne ve yumuk ellerine yansımış. Osmanlı dönemi, monarÅŸi, Ä°talyan iÅŸgali ve Enver hoca yönetimi... Â
14 yaşında incecik bir fidanken kendisini 60'ında bir adamla zorla evlendirdiklerini anlatıyor Havva nine..."Sert bir adamdı... Bana hayatı zehretti.." Sonra birden feri sönmüş gözlerinden yaÅŸlar boÅŸalıyor. El yordamıyla su bardağını arıyor... "Ama yine de kocamdı.." diye fısıldıyor.Â
Havva nine, ömründe bir kez evlendiğini anlatıyor. Sonra kronolojik sıralamaya aldırmadan, belki bunun farkında bile olmadan, 1928'de 1. Zog olarak tahta çıkan Arnavut kralı Ahmet Zogu'dan söz ediyor, sonra Birinci Dünya Savaşı'na dönüyor. "İtalyanlar gelip evimizi yıktılar. İkinci Dünya Savaşı'nda da Almanlar geldiler, ama Suşiç'den geçmediler. Daha sonra da komünistler geldiler. Camileri kapattılar..."
1946'da komünist rejimin verdiği nüfus cüzdanını bulduruyor Havva nine. Orada belirtilen doğum tarihi 14 Ağustos 1880.  Sonra 6 çocuk dünyaya getirdiğini anlatıyor. "Çocuklarımın dördü küçük yaşlarda öldü. Kocam da 1950'de rahmetli olunca yalnız kaldım, ama başka biriyle evlenmedim. Evin her işi benim elime bakıyordu..."
Uzun yaşamanın sırrı? Havva ninenin özel bir reçetesi yok. Hatta yıllarca sigara ve bol bol kahve içtiğini anlatıyor. "Ama peynir ve tereyağını pek severim. Soframdan hiç eksik etmem. Ben Müslüman kadınım, ağzıma içki koymadım.."
Ömründe bir kez doktora gittiğini söylüyor Havva nine..."Birkaç ay önceydi. Gözlerim görmez olmuştu, bacaklarım tutmuyordu.."
 Torununun oÄŸlu Musa Koçi, "Doktor penisilin verdi. Hayatında aldığı ilk ilaç o olmuÅŸtu.." diyor söze karışarak. Â
80 yaşındaki büyük oÄŸlu Vule de, annesinin bir yıl öncesine kadar yün çorap ördüğünü, ağıla inip hayvanlara yem verdiÄŸini, evde torunlarına yemek piÅŸirdiÄŸini anlatıyor. Â
Havva nine, "Allahıma şükürler olsun..." diyor. "Bugünlere gelebildim..."Â