Güncelleme Tarihi:
Kilise, 1846 yılında Ayvalık’ın Kazım Karabekir Mahallesi’nde Altınova Caddesi’nde inşa edildi. Yapı sade kütlesi, plan organizasyonu, mekânsal karakteri ve iç mekânı süsleyen ahşap ve alçı süslemeleriyle dikkat çekiyordu. 1923’te Türkiye-Yunanistan Mübadele Anlaşması’ndan sonra Ayvalık’daki kiliseler de ya farklı işlevlerde kullanıldı ya da boş bırakılarak kaderlerine terk edildi. Bu kiliselerden 13’ü günümüze kadar geldi. Altısı kent merkezinde, üçü Cunda Adası’nda, ikisi Ayvalık dışında, biri de Küçükköy’de bulunuyor. Mübadeleden sonra kentteki diğer kiliselerde olduğu gibi Hagia Triada Kilisesi de bir müddet cami yapısı olarak işlevlendirildi. Halk arasında Biberli Cami olarak anıldı. Daha sonra bir süre boş bırakılan yapı, 1953’den itibaren Tekel Müdürlüğü’ne tahsis edilerek tütün deposu yapıldı. Kilisenin bu kullanımı 2004 yılında sona erdi. Yapı aynı yıl Kültür ve Turizm Bakanlığı’na tahsis edildi.
TİNERCİ YUVASI OLDU
Kültür ve Turizm Bakanlığı ise 2007’de kiliseyi kültür merkezi olarak kullanılması amacıyla Ayvalık Belediyesi’ne tahsis etti. Ancak tarihi yapı o tarihten itibaren bakımsızlığa ve ilgisizliğe mahkûm oldu. Ayvalık Belediyesi’ne sağlam olarak teslim edilen yapının bugünkü durumu içler acısı. Kilisenin bütün ahşap mimarisi tinerciler tarafından yakılıp yıkıldı. Tinercilerin geceleri barınma noktası haline gelen kilisenin en güzel işlemeleri, ikonaları parça parça söküldü. Çevre sakinleri tarafından defalarca belediye ve kaymakamlığa şikâyet edilmesine rağmen önlem alınmadı. Ayvalık Belediyesi yapının restorasyon projesinin hazırlandığını ve Balıkesir Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’na sunulduğunu, yıllardır kuruldan bir türlü çıkmadığını savunuyor. Ancak yapıdan geriye 4 duvar bile kalmadı.
RUM ORTODOKS KİLİSELERİNİN SON TEMSİLCİSİ
- Balıkesir Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nden Hatice Uçar’ın kiliseyle ilgili araştırmasında şunları söylüyor: “18 ve 19. yüzyıllarda Ayvalık’ta etkili olan neo- klasik üslupta ve yöresel malzemeler kullanılarak, yöresel yapım tekniğiyle inşa edilen yapı, Batı Anadolu’ya ait kilise mimarisinin oluşmasına katkı sağlayan kiliselerden biri olup Batı Anadolu’daki Rum Ortodoks kiliselerinin son temsilcilerindendir. Ayrıca inşa edildiği dönemin ahşap sanatını günümüzde belgeleyen, ahşapla kaplı düz tavanı bakımından Ayvalık kent merkezindeki kiliseler arasında da tek örnektir. Alt katı düzgün kesme taşlardan yığma teknikle, üst katı bağdadi teknikle inşa edilmiş neo-klasik üsluplu cephelerde kapı ve pencere boşlukları ile simetri oluşturulduğu gözlenir.”