Güncelleme Tarihi:
Koruma kararı alınan 145 tanık ve yakını, kimsenin bilmediği adreslere yerleştirilirken, 12 tanığın görünümü estetik ameliyatla değiştirildi. 109 tanığın kimliği değiştirilirken, 58 tanık ve tanık yakını fiziki koruma talep etti ve 24 saat yakın korumaya alındı. Bakanlık, 122 tanık ve tanık yakınına geçici maddi yardım sağlarken, okul ya da iş yerinin değiştirilmesini talep eden 38 tanık ve yakınına yeni okul veya iş imkanı sağladı.
SAKIK’TAN SONRA TARTIŞMA
Türkiye’de gizli tanık uygulaması 2008’den itibaren uygulamaya konuldu. Eleştirilen gizli tanık uygulaması, Ergenekon davasında ‘Deniz’ adıyla ifade verip daha sonra kimliğini açıklayan Şemdin Sakık nedeniyle tartışılır hale geldi. İçişleri Bakanlığı, tanık koruma sisteminin iyileştirilmesi için AB destekli projeler yürütüyor. Adalet Bakanlığı ve Alman Uluslararası Hukuk İşbirliği Vakfı ile ortak yürütülen 1 milyon euro bütçeli Tanık Koruma Kapasitesinin Güçlendirilmesi AB Eşleştirme Projesi kapsamında, mevzuatın iyileştirilmesi ve bir tanık koruma rehberi hazırlanması hedefleniyor.
ÜSTSOY VE ALTSOYA KORUMA
Emniyet’e göre, 2008’de 7, 2009’da 42, 2010’da 20, 2011’de 90, 2012’de 87 ve bu yıl da 27 kişi Tanık Koruma Kanunu’ndan yararlandı. Kanuna göre, tanık olarak dinlenenler ile tanık olarak dinlenen suç mağdurları, dinlenenlerin nişanlısı, evlilik bağı kalmasa bile eşi, kan hısımlığından veya kayın hısımlığından üstsoy veya altsoyu, 2’nci derece dahil kan veya 2’nci derece dahil kayın hısımları ve evlatlık bağı bulunanlar ile yakın ilişki içerisinde olduğu kişilere koruma tedbiri uygulanıyor.
En ünlü gizli tanık
MAHKEMELERDE ‘gizli tanık’ uygulaması 2008 yılında başladı. En çok Ergenekon, KCK ve benzeri davalarda soruşturma gizli tanıklar üzerinden yürütüldü. Gizli tanıklara ilk başlarda A, B, C, X, 6, 15, 17 gibi kod harf ya da numaralar veriliyordu. Soruşturma dosyalarında da anlatımları bu şekilde yer alıyordu. Daha sonra bu isimler, iddianamelerde “Dilovası, Kartal-Aydos, Selçuk, X, Poyraz ve Efe” olarak yer aldı.
‘OSMANIM’
Gizli tanıkların aynı davada sanık olarak da yargılandıkları duruşmalar sırasında ortaya çıkmıştı. Danıştay cinayeti ve Cumhuriyet gazetesine bomba atılması olaylarından sorumlu tutulan Osman Yıldırım, ifadeleriyle Danıştay cinayetinin Ergenekon davasına bağlanmasına neden olmuştu. Davanın hem sanığı hem de gizli tanığı olan Yıldırım, 12 Mart 2008 tarihinde Sincan F Tipi Cezaevi’nde Ergenekon davası savcıları Mehmet Ali Pekgüzel ile Zekeriya Öz’e ifade vermişti. Gizli tanık 9 olduğu ortaya çıkan Osman Yıldırım Danıştay cinayetinin Ergenekon davasına bağlanmasını sağladı. Bu sayede Ergenekon davası bir şiddet eylemiyle anılarak ‘terör örgütü’ tanımına sokuldu. Polisin, Osman Yıldırım’dan bahsederken, ‘Osmanım’ dediği iddia edilmişti. Bingöl’de 33 askerin katledilmesi emrini veren PKK’nın eski üst düzey yöneticisi ‘Parmaksız Zeki’ kod isimli Şemdin Sakık’ın da Ergenekon davasında gizli tanıklık yaptığı ortaya çıkmıştı. Davanın 2012 yılı Kasım ayındaki duruşmasında, iddianamedeki ‘Deniz’ isimli gizli tanığın Şemdin Sakık olduğu açıklanmıştı. Duruşmada orijinal sesi ve görüntüsü salondaki ekranlara yansıtılan Sakık, Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese’nin sorularını yanıtlamıştı. Özese, “Yalçın Küçük ve Doğu Perinçek hakkında beyanlarda bulunmuşsunuz. PKK içinde yıllarca bulunduğunuz söylemişsiniz. PKK ne zaman, nasıl kuruldu, dosyamız sanıklarıyla ilgisi bulunan var mı, PKK’ye nasıl girdiğiniz anlatır mısınız?” diye sormuş, Sakık da iddialarını tekrarlamıştı.
GİZLİ TANIK SAVCI
Ergenekon davasında gizli tanık Efe’nin Erzincan’ın bir ilçesinde cumhuriyet savcısı olarak görev yaptığı ortaya çıktı. Savcının bir davada gizli tanık olarak görev alması sanık avukatlarınca sert dille eleştirildi.