Güncelleme Tarihi:
Adli Yıl, Cumhurbaşkanı ve Başbakansız, ama gergin başladı
Yargıtay Başkanı Selçuk, 115 sayfalık uzun konuşmasında, 1982 Anayasası'nı ‘polis tüzüğü'ne benzetti. Demokrasi önerilerini sıralayan Selçuk'un konuşmasında ‘irtica’ya değinmemesini, ardından kürsüye gelen TBB Başkanı Eralp Özgen sert ifadeyle eleştirdi.
CUMHURBAŞKANI Ahmet Necdet Sezer ve Başbakan Bülent Ecevit'in katılmadığı adli yılın açılış töreni gergin bir havada geçerken, Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Prof. Dr. Eralp Özgen ile Yargıtay Başkanı Sami Selçuk'un, ‘söz düellosuna' sahne oldu.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun, ‘‘Fethullahçılar yargıya sızdı’’ sözleri ile başlayan irtica tartışmalarının gündemin birinci sırasında oturduğu bir dönemde, Selçuk'un, 115 sayfalık konuşmasında bu konuya hiç değinmeyip, tek kelime ‘İrticadan' bahsetmemesi dikkat çekti. Selçuk konuşmasında, ‘Demokrasi, anayasa, insan hakları, yargı bağımsızlığı, erkler arası eşitlik, düşünce özgürlüğü, laiklik, Avrupa Birliği, Atatürk ve Atatürkçülük, af, hukuka uyma bilinci, yolsuzluklar, memurların yargılanması, kamu denetçiliği , istinaf mahkemeleri, işkence, infaz sistemi, ölüm cezası, hukuk öğrenimi, trafik ve çevre sorunu' konularına değindi. Her konu başlığın altına bazı düşünürlerin sözlerine yer verirken, konuşmanın neredeyse yarısı dipnotlardan oluştu.
AB DÜŞ DEĞİL
Selçuk, AB'nin bir düş olmadığını, geçmişinde engizisyon, ırk ayrımı olmayan Türkiye'in önünde engel bulunmadığını savundu. Selçuk, AB'nin ‘düş' Kopenhag ölçütlerinin ‘Doğaötesi kurallar' olmadığını vurgulayarak, ‘‘AB değişmezlerini ortaya koymuştur. Yanılmayalım, kuruntularla avunmayan AB kendini değiştirmeyecek. Kendini A'dan Z'ye yeniden yapılanarak değiştirecek olan Türkiye'dir’’ diye konuştu.
Siyasilerin laiklik tartışmalarına son vermelerini isteyen Selçuk, 1982 Anayasası'nın artık değiştirilmesini istedi. Selçuk, Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'ün mimarı olduğu Memur Yargılama Yasası'nı, ‘‘Bir tek Kongo'da kaldı. Yolsuzlukla mücadeleyi engelliyor’’ diye eleştirdi. Selçuk, askerlerlerin bile artık karşı olmadığını belirtip, ‘‘Sıra bizde’’ diyerek, idam cezasının kaldırılmasını da istedi. Selçuk, affın çıkarılması gerektiğini de söyledi.
312 KALKSIN
Türk halkının özgürlük istediğini, bunun başında da düşünce özgürlüğü geldiğini kaydeden Selçuk, yazılı hukukta hálá düşünce özgürlüğünü tehdit eden, Türkiye'yi uluslararası ve AB düzleminde zor durumlara sokan ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde bir günde 11 kez hüküm giyilmesine neden olan düzenlemeler bulunduğunu savundu. ‘‘Hukukumuzda kötülük çiçekleri gibi duran kötü huylu maddeler var’’ diyen Selçuk, 312. maddenin kaldırılmasını istedi.
‘Devletin değil birey yurttaşın öne alınmasını ve hoşgörülü olunmasını isteyen' Selçuk, etkili bir saydam yönetimin de zorunlu olduğunu savundu. Selçuk'un sözlerini, ‘‘Yaşasın Türkiye, yaşasın demokratik Cumhuriyet’’ diye tamamlaması da dikkat çekti.
VAROLAN DÜZEN YETMİYOR
Selçuk, Türk halkının isteğinin ‘optimal demokrasi' olduğunu, bu başarılırsa 21. yüzyılın ‘Türklerin yüzyılı olacağını', böyle bir dönemde kimsenin sloganlarla basma kalıp söylemlerle ve ‘Türkiye gerçeği' lafı ile vakit yitirmemesi gerektiğini vurgulayan Selçuk ‘‘Bir uygarlık tasarısı olan Atatürkçülüğün 'di'li geçmiş zamana mıhlanmış katı bir ideoloji değil, tam tersine dokunduğu her şeyi bilim testinden geçirerek, kendini durmadan yeniden kuran bir kalkınma yöntemidir’’ diye konuştu.
Sami Selçuk'un konuşmasından
POLİTİKA KİRLETİR
Yargı, tam anlamıyla bağımsız kılınmalı. Yargıya politika girdimi adalet kirlenir. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu bağımsız olmalı. Yargı Erki Ulusal Kurumu oluşturulmalı.
İDAM KALKMALI
Ölüm cezası yine geç kalan, Türkiye'nin gündemine en talihsiz zamanda gelip oturdu. Terörle ölümüne çarpışan Türk ordusu, bu konuda çağı iyi okuduğunu kanıtladı. Şimdi sıra hepimizde. İğrenç idam kaldırılmalı. Dünyanın dönüp dönmediği halkoyuna sunulmaz. Memurların izinsiz yargılanabilmeleri sağlanmalı.
İŞKENCE UTANDIRICI
Türkiye'de işkence önlenemiyor. İşkenceden utanç duyuyorum. Batı'da işkenceye çok sert tepki olur. AİHM, Fransa'yı işkenceden mahkum edince, mahkemeye karşı değil bu utancı yaşatan devlete karşı halk ve hukuk ayağa kalktı.
AF ÇIKARILMALI
26 yıl aradan sonra duyurulmuş bir afta kamu yararı tartışılabilir. Ama artık sorumluluk tartışılamaz, af çıkmalı. Af çıkarılırken kurallara uyulmalı. İlkin, devlet kendine karşı işlenen suçlarda af yetkisini kullanmalı. Ancak, bireysel değerlere karşı işlenen suçlarda devlet bu denli cömert olmamalı.
Hem İsa'dan, hem Nazım'dan alıntı
DOÇ. Dr. Sami Selçuk, konuşmasını geçen yılki gibi, uygarlık ve bilim tarihine yön veren filozoflara atıfta bulunarak gerçekleştirdi.
Selçuk, birbirine taban tabana zıt görüşlere sahip filozofların, yaşamla ilgili genel doğruları ifade eden sözlerinden alıntılar yaparak uzlaşma mesajı vermeye çalıştı.
Selçuk'un konuşma metnindeki alıntılarda, Hz. İsa'dan, Şair Nazım Hikmet'e; ‘üst insan’ anlayışıyla faşizmin felsefi temellerini oluşturan Nietzsche'den, insan olmayı ‘ortak payda’ olarak gören Mevlana'ya kadar uzanan ‘eklektik’ bir çizgi var.
Selçuk, geçen yıl büyük tartışma yaratan konuşmasında referans olarak gösterdiği varoluşçu (Existentialist) filozoflar olan Albert Camus ile Jean Paul Sartre'ı bu yılki konuşma metnine almadı. 2. Dünya Savaşı sonrasında Batılı demokrasilerin ‘insanın önemine’ dayalı hukuk sistemlerinin oluşmasında önemli etkisi bulunan Camus ve Sartre'ın, Selçuk'un referans isimleri arasında bulunmaması dikkat çekici oldu. Ancak, Descartes, Umberto Eco, Voltaire ve Sokrates geçen yılki gibi yine Selçuk'un görüşlerini dayandırdığı düşün adamlarıydı.
Selçuk, konuşma metninde 70'ün üstünde filozof, edebiyatçı, din ve bilim adamına yer verdi. Uç noktadaki felsefecilerin evrensel doğrularını alıntılayarak uzlaşma yaratmaya çalışan Yargıtay Başkanı, Hıristiyanlık ve İslam dinlerinin peygamberleri İsa ve Hazreti Muhammed'den de alıntılar yaptı. Selçuk, İsa'dan, ‘‘Kim günahsız ise ilk taşı o atsın’’ sözlerini konuşma metnine aldı. Doç. Dr. Selçuk, Hazreti Muhammed'den ise, ‘‘İnsanlar, tıpkı dokumacı tarağının dişleri gibi aralarında eşittirler. Beyazın zenciye, Arap'ın Arap olmayana üstünlüğü yoktur. İnsanlar arasında tek üstünlük bilgi açısındandır’’ sözlerini alıntıladı.
Sosyalist sanatın önde gelen isimlerinden ve Epik Tiyatro'nun temsilcisi Bertolt Brecht, ünlü Fransız romancılar Balzac ve Victor Hugo, Alman Yazar Goethe, ünlü devlet adamı Napoleon, Türk Tasavvuf Edebiyatı'nın önemli ismi Yunus Emre, Tragedya yazarı Dante, Selçuk'un gözde isimlerinden. Selçuk, Nazım Hikmet'ten de alıntılar yaptı ve ‘‘Sen yanmasan, ben yanmasam, biz yanmasak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa’’ dizelerini metnine aldı.
Sosyalistlerin sevgisini kazanan ve 12 Eylül Askeri Darbesi'nde idam edilen Erdal Eren'i şiirleştiren Gülten Akın da, Selçuk'un alıntı yaptığı şairlerden biri oldu.
Selçuk, Mustafa Kemal Atatürk'ten yaptığı alıntılara da konuşma metninde yer verdi. Selçuk, kendisini eleştiren çevrelere mesaj verirken, Atatürk'ün dört ayrı sözünü konuşma kitapçığının içine aldı. Selçuk, Atatürk'ten yaptığı şu alıntıyla kendisini eleştirenlere yanıt verdi: ‘‘Zayıf ama haklı olanların en güçlü durumda olmaları, adliyemizin en belirgin özelliği ve ülküsüdür...’’
Selçuk'un alıntılar yaptığı ve referans gösterdiği birbirinden farklı isimlerin bazıları:
Mevlana, Yunus Emre, Nietzsche, Hegel, Descartes, Umberto Eco, Spinoza, Seneca, İbn-i Sina, Popper, Russel, Arthur Miller, Pascal, Andre Gide, Memet Fuat, Azra Erhat, Erich Fromm, Martin Luther King J.R.
Ecevit'in, ‘mazeret bildirerek' katılmadığı adli yıl açılış törenine ABD'de bulunan Sezer de gelemeyince, bu yılki tören hem Cumhurbaşkansız, hem Başbakansız yapıldı. Sezer'i, TBMM Başkanvekili Ali Ilıksoy temsil etti. Törene Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli ve FP Lideri Recai Kutan katıldı.