114 no’lu izbe odada Liu’ya kimler ne yaptı?

Güncelleme Tarihi:

114 no’lu izbe odada Liu’ya kimler ne yaptı
Oluşturulma Tarihi: Şubat 09, 2002 22:15

Geçtiğimiz hafta Tayvan'lı bir turist kız Urfa'da tecavüze uğradı ve öldürüldü. Türkiye, Tayvan'ı sadece ucuz malları ile tanıdığından olsa gerek tecavüze uğrayıp öldürülen turistine pek itibar etmedi!

Liu Chien Ying ve ailesinin yaşadığı trajedi Türkiye'nin kalabalık gündeminde 'gümbürtüye' gitti. Ying cinayeti ile ilgili kafalarda onlarca soru var. Urfa Emniyeti suskun kalıyor ama bizim bildiğimiz cevaplardan fazlasını bildikleri muhakkak. Ve onlara göre bu iş çözülecek. Ve inanın şehirde herkes için bu bir onur meselesi. Naaşı bile ülkesine götürülemeyen Liu Chien Ying'in hikayesi ise çok trajik.

19 Ekim 1975'de, Çin'le kavgası hiç bitmeyen Tayvan'da doğdu Liu Chien Ying. Ev hanımı bir anne ve Denizcilik Akademisi'nde görevli bir babanın iki çocuğundan biriydi. Annesi ve babası onun sanata, tarihe ve kültüre, özellikle de müziğe çok yatkın olduğunu söylüyor.

ÇANTASINDAN FLÜT ÇIKTI

Urfa gibi bir tarihi şehre gelmesi, tecavüze uğrayıp öldürüldüğü odada çantasından bir flütün çıkması da bunun işareti. Liu, İngiliz ve Fransız Dili ve Edebiyatı okumuş başarılı bir öğrenci. Tayvan'da bir ihracat şirketinde sekreterlik ve özel ders vererek hayatını kazanıyor. Tek başına gezmek en büyük hayali. Nitekim bunu yaptı: Biriktirdiği 10.000 dolarla önce Hindistan'a gitti, yedi ay bu egzotik ülkeyi dolaştı. Onu, sonun başlangına götüren Türkiye seyahati ise 23 Aralık 2001’de Yeşilköy'de başladı. Öldürüldüğü tarih ise 28 Ocak 2002. Yani 38 gündür Türkiye'de geziyordu. Urfa'ya Kapadokya'dan geldiği biliniyor. Ama başka yerlerde kalıp kalmadığı, Kapadokya'da ne kadar süre geçirdiği bilinmiyor. Polis de henüz bu soruların cevabını bilmiyor. Kapadokya'dan erkek kardeşine gönderdiği e-mail de, ‘‘burada manzara mükemmel’’ diyen Liu, Kapadokya'dan bindiği Urfa İtimat otobüsüyle 28 Ocak 2001'de Urfa'ya gelmiş.

Urfa'ya vardığında sabah saatin 6'sı. Otobüs yazıhanesinde çalışan Ahmet isimli kişiye, Balıklı Göl civarına gitmek istediğini söylemiş. Göl'e yakın nerede kalabileceğini sormuş. Sabah çok erken olduğu için Liu'yu yazıhanede birkaç saat misafir etmişler. Zaten bir turizm ofisi arasa da bulamayacak. Çünkü Urfa Turizm Danışma'nın tabelası sadece Türkçe! Saat 8'e doğru Liu, tavsiye edilen otele doğru dolmuşla yola çıkmış.

ODA, RESEPSİYONUN BİTİŞİĞİ

Otelin duvarı, Balıklı Göl'ün avlusuna bitişik. Adı Park Otel. İki katlı izbe bir yer. Camı kırık, demir parmaklıklı kapısıdan girer girmez, karşınıza karanlık merdiven girişi çıkıyor. Merdivenleri tırmanınca sağda bir metrekarelik bir oda var, burası resepsiyon. Odalar resepsiyonun bitişiğinden başlıyor. Liu'nun odası hemen ikinci kapı. Yani oradaki bir sesin, arbedenin resepsiyondan duyulmama ihtimali yok.

BOYNU KIRIK, ELLİ KOLU BAĞLI BULUNDU

Liu Pazartesi sabahı 8'de otele gelmiş ve bir saat sonra da odadan çıkmıştı. Seyahat çeklerinden birini bozduracaktı. Bankaya gitti. Çeki bozdurdu ve resepsiyon görevlisinin söylediğine göre, saat 11.00 gibi geri döndü. Otelde 10 dakika kaldıktan sonra tekrar dışarı çıktı. Ve bir daha da onu kimse canlı görmedi. Ertesi gün odasında elleri kolları bağlı, tecavüze uğramış ve boynu kırılmış olarak ölü bulundu. Urfa'da bir gece kalmayı planlayan, sonra da Van ve Adıyaman'a geçmek isteyen Liu için son durak Urfa olmuştu. Oysa Liu bir hafta sonra ülkesine geri dönecek ve ailesi ile buluşacaktı. Ama trajik sonu onu ailesiyle Adana'da buluşturdu.

ÇELİŞKİLİ İKİ İFADE

Urfa'da Adli Tıp olmadığından Liu'nun cesedi Adana Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Urfa Emniyeti bu olayla ilgili 12 kişiyi gözaltına aldı ve yapılan mahkemede, otel sahibinin kardeşi Suphi Arslan (34) ve resepsiyon görevlisi Nuri Kuşçu (21) kasten adam öldürmekten tutuklandı.

Nuri, odasını açtım ağzından köpükler geliyor, dedi

SUPHİ ASLAN
(Otel sahibi, tutuklu):

Otelde 13.00-16.30 saatleri arasında görev yapıyorum. Ben geldiğimde Nuri topladığı paraları bana verir ve 16.30'dan sonra görevi tekrar o alır. Pazartesi günü otele 14.00'de geldim. Nuri bana o gün gelen turistten hiç bahsetmedi. Ertesi gün oteldeki turistten para almadığını, para bırakıp bırakmadığını sordu. Turisti hiç görmediğimi söyledim. Bu konuşma saat 15.45'de oldu. Otelden 16.00 gibi ayrıldım. 16.30 gibi Nuri telefon açtı. ‘‘Turistin odasını açtım. Ayağı bağlı, ağzından köpükler çıkıyor. Yanımda Mehmet Taştan var’’ dedi. Hemen geliyorum, dedim. Polise koştum ve polislerle otele gittim. Otelde bir asker kalıyordu. Onu pazartesi veya salı günü televizyon odasında Nuri'yle otururken görmüştüm.

Odasında askerin sigaralarından vardı

Nuri Kuşçu
(Resepsiyonist, tutuklu):

Turist pazartesi günü geldi. O gün sabah 11'00’den, onu odada ölü bulduğum Salı gününe kadar hiç görmedim. Pazartesi günü otelde turist olduğunu Suphi'ye söylemiştim. O gün birşey demedi. Bazen odada yemek yiyorlar, o yüzden aynı gün odaya temizlik için girdim. Kimse yoktu. Salı günü yanımda oturan Mehmet Taştan'a, otele turist gelmişti, öldü mü kaldı mı dedim. Bana odasını açıp bak, dedi. Yedek anahtarla kapıyı açtık. Turistin üstü battaniye ile örtülüydü. Battaniyeyi kaldırdığımda çıplak olduğunu ve ellerinin kollarının bağlanmış olduğunu gördüm. Üstünü kapatıp odadan çıktım. Suphi'yi aradım. Otelde bir asker kalıyordu. 26 Ocak'ta otele gelmiş ve iki günlük parasını peşin vermişti. Pazartesi günü otelde gördüğümü hatırlıyorum. Salı günü onu görmedim. Ölen kızın odasında bulunan sigaranın aynısını o askerin de içtiğini hatırlıyorum. Bal rengi ve koyu lacivert paketli bir sigaraydı. Poliste bana işkence yaptıkları için ilk ifademde otelde kalan Afganlılar'la turiste ilişki teklif ettiğimizi, ayaklarını ranzaya bağladığımızı söyledim. Ama böyle birşey olmadı.

Emniyet ketum

Urfa Emniyet Müdürü Kutlay Çelik, ‘‘Urfa'da, tek erkek ya da tek kadın hiç farketmez, hiçbir ilde görülmeyecek derecede yabancıya karşı saygı vardır. Bu olayda katil veya katiller olabilir. Adli Tıp'tan sonuçlar gelmeden cevap anahtarını şablonun üzerine oturtamıyoruz’’ diyor. Asayiş Şube Müdürü Mustafa Bağrıaçık ise 5 yıldır otellerde hırsızlık olayına bile rastlamadıkları Urfa için bu olayın çok şaşırtıcı olduğunu söylüyor.

Emniyetçiler soruşturmaya zeval gelmesin diye çok ipucu vermiyor ama söylediklerini şöyle tercüme edebiliriz: Bu işte Urfalı olmayanlar da olabilir! İşte bu noktada ifadelerde bahsi geçen yeni terhis olmuş asker akla geliyor...

TAYVANLI KIZ CİNAYETİNDE SORULAR

Niye Urfa'ya gitti?

Neden o izbe otel tavsiye edildi?

Yanında ne kadar para vardı?

Urfa'da kimlerle konuştu?

Otel dışında en son nerede görüldü?

Tecavüzcüler kim?

Neden öldürdüler?

Sesini duyan tek Allah'ın kulu yok mu?

Turizmciler ne diyor, ne yapıyor?

Katili bulacak DNA testi neden sıra bekliyor?

Ölü yüzünde nefret vardı

Tayvan'dan okuyucular arayıp katillerin bulunup bulunmadığını soruyor. Anne ve babası ile gazeteler röportaj yapıyor. Annesi Türkiye'ye gelip kızını cesedini gördüğünde,‘‘yüzün-de nefret vardı’’ dedi. Şoktaydılar. Parasızlık yüzünden kızının cesedini Tayvan'a götüremeyen babası, iki yıl sonra gelip kızının kemiklerini alacağını söyledi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!