11 yıl önce ölen öğretmen Ergenekon şüphelisi
Güncelleme Tarihi:
Ali DAĞLAR
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 11, 2011 00:00
EMEKLİ emniyet müdürü Hanefi Avcı’nın da aralarında bulunduğu 14’ü tutuklu 22 sanığı bulunan Devrimci Karargah davasının 1 numaralı sanığı Osman Baha Okar’ın irtibatlı olduğu Ergenekon şüphelisi, 11 yıl önce kanserden ölen öğretmen Sabriye Çağırıcı çıktı.
Avukat Mehmet Rahmi Kadıoğlu, İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’ne yaptığı tahliye başvurusunda, “Sabriye Çağırıcı, müvekkilimin Fransızca öğretmenidir. Son 4 yılını kanser tedavisiyle geçirip, 2000 yılında vefat etmiştir. Önce Sabriye Çağırıcı’yı Ergenekon terör örgütünün şüphelisi yapıp, sonra müvekkilimle irtibatlandırmak için, soruşturmacıların ya gerçekten çok çaresiz, ya da gözlerinin kararmış olması gerekmektedir” dedi.
Avukat Kadıoğlu tahliye başvurusunda, Ergenekon şüphelisi olarak müvekkiliyle irtibatlandırılan Sabriye Çağırıcı’nın müvekkilinin Fransızca öğretmeni olduğunu hatırlatarak, “Ölümünden sonra günlük ve anıları (Çağırıcı’nın), eşinin isteği üzerine müvekkilin çalıştığı yayınevi tarafından kitap haline getirilmiş, kitabın editörlüğünü de sanık (Okar) kendisi yapmıştır” dedi.
Çağırıcı için ‘örgüt mensubu’ ifadesi
Sabriye Çağırıcı’nın sözü edilen kitabı, “Kanserli Bir Devrimcinin Güncesinden Oğluna Mektuplar” adıyla basılmış. Polisin dosya arasında bulunan, fezlekeye ve iddianameye dayanak yapılan 23 Eylül 2009 tarihli “Dijital veri ön inceleme tutanağı-sayısal delil elde etme ve tespit tutanağı”nda 11 yıl önce ölen Sabriye Çağırıcı için “örgüt mensubu” ifadesi kullanılıyor.
Eşinin konuşması ortaya çıkardı
Ölü Ergenekon şüphelisi iddiası, ilk olarak Bilim ve Gelecek dergisinin tutuklu editörü Osman Baha Okar’ın eşi Suzan Yılmaz Okar tarafından dile getirildi. Okar, eşinin Devrimci Karargah davasından tutuklanmasına gerekçe gösterilen delillerin uydurma olduğunu iddia etti ve 11 yıl önce kanserden ölen öğretmeninin polis tarafından Ergenekon şüphelisi ilan edildiğini öne sürdü.
Avukat Mehmet Rahmi Kadıoğlu, İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’ne yaptığı tahliye başvurusunda, “Sabriye Çağırıcı, müvekkilimin Fransızca öğretmenidir. Son 4 yılını kanser tedavisiyle geçirip, 2000 yılında vefat etmiştir. Önce Sabriye Çağırıcı’yı Ergenekon terör örgütünün şüphelisi yapıp, sonra müvekkilimle irtibatlandırmak için, soruşturmacıların ya gerçekten çok çaresiz, ya da gözlerinin kararmış olması gerekmektedir” dedi.
Avukat Kadıoğlu tahliye başvurusunda, Ergenekon şüphelisi olarak müvekkiliyle irtibatlandırılan Sabriye Çağırıcı’nın müvekkilinin Fransızca öğretmeni olduğunu hatırlatarak, “Ölümünden sonra günlük ve anıları (Çağırıcı’nın), eşinin isteği üzerine müvekkilin çalıştığı yayınevi tarafından kitap haline getirilmiş, kitabın editörlüğünü de sanık (Okar) kendisi yapmıştır” dedi.
Çağırıcı için ‘örgüt mensubu’ ifadesi
Sabriye Çağırıcı’nın sözü edilen kitabı, “Kanserli Bir Devrimcinin Güncesinden Oğluna Mektuplar” adıyla basılmış. Polisin dosya arasında bulunan, fezlekeye ve iddianameye dayanak yapılan 23 Eylül 2009 tarihli “Dijital veri ön inceleme tutanağı-sayısal delil elde etme ve tespit tutanağı”nda 11 yıl önce ölen Sabriye Çağırıcı için “örgüt mensubu” ifadesi kullanılıyor.
Eşinin konuşması ortaya çıkardı
Ölü Ergenekon şüphelisi iddiası, ilk olarak Bilim ve Gelecek dergisinin tutuklu editörü Osman Baha Okar’ın eşi Suzan Yılmaz Okar tarafından dile getirildi. Okar, eşinin Devrimci Karargah davasından tutuklanmasına gerekçe gösterilen delillerin uydurma olduğunu iddia etti ve 11 yıl önce kanserden ölen öğretmeninin polis tarafından Ergenekon şüphelisi ilan edildiğini öne sürdü.