Güncelleme Tarihi:
ÖKK'daki FETÖ'cülerin darbe hazırlığına 11 Temmuz'da başladıklarına yer verilen raporda, o güne kadar hücre yapılanması şeklinde hareket eden örgüt mensuplarının 13 Temmuz'da birbirleriyle irtibata geçtiklerinin altı çizildi. 14 Temmuz'da "emin" evlerde toplanan örgüt mensuplarına, darbe girişimi sırasında üstlenecekleri görevler tebliğ edildi. Silah ve malzeme depolarındaki mühimmata ilişkin bilgi toplayan cuntacılar, silah dağıtımının nasıl yapılacağını da en ince ayrıntısına kadar planladı.
AA muhabirinin ulaştığı rapor, Albay Çağahan Yeğin başkanlığındaki 7 kişilik idari tahkikat heyeti tarafından hazırlandı. Tuğgeneral Ertuğrul Erbakan'ın onayıyla Genelkurmay Başkanlığı ve darbe girişimi soruşturmasını yürüten savcılara gönderilen 60 sayfalık rapor, kahraman Astsubay Ömer Halisdemir'in şehit edilmesine ilişkin hazırlanan iddianamenin delilleri arasında gösterildi.
Parola: "Halit'in selamı var"
FETÖ'nün yönetici konumundaki şahısların, ÖKK'daki darbeci askerlerle 13 Temmuz'da irtibata geçerek darbe talimatı verdikleri ifade edilen raporun giriş bölümünde, "Talimat alacakları personeli bildirdikleri, irtibata geçilmesi esnasında kullanacakları işareti (parola) verdikleri, müteakiben 14 Temmuz'da görevlendirecekleri personeli, 'emin' evlerde bir araya getirerek kompartmantasyonu (hücre yapısı) kaldırdıkları, ilk görevlendirme ve 15 Temmuz'da buluşma yerini verdikleri değerlendirilmektedir." ifadelerine yer verildi.
Darbeci askerlerin birbirlerini tanımaları ve karşılıklı güven telkin etmeleri için "Halit'in selamı var" parolasını kullandıkları kaydedildi.
İlk adım 11 Temmuz'da atıldı
Rapora göre cuntacılar, darbe girişimi için ilk adımı, 11 Temmuz'da, Yarbay Murat Korkmaz'ın "tugay lojistik denetlenmesi hazırlıklarını" gerekçe göstererek başka birinin kartı ile silah depolarına giriş yapmasıyla başladı.
12 Temmuz'da Yarbay Halit Kazancı, Binbaşı İ.S'den cephanelikteki mühimmatların listesini istedi. Aynı zamanda el bombası, saniyeli fitil ve C4 fünye patlayıcılarının bulunup bulunmadığını sordu. Binbaşı S, cephanelikteki mühimmatların listesini Kazancı'ya teslim ettiği sırada el bombası, saniyeli fitil ve C4 fünye patlayıcıların saymanlıktaki depoda bulunduğunun bilgisini aktardı.
Kazancı'nın emri ile 14 Temmuz'da, piyade tüfeklerinde kullanılan 3 bin 188 mermi, 2. Tugay cephaneliğinden çıkarılarak, 26. Tabur Komutanlığından görevli Samet Yıldız'a verildi. Yıldız da yanına aldığı iki uzman çavuşla bu mühimmatları şarjörlere basarak kullanıma hazır hale getirdi.
Cuntacı askerler daha önce planladıkları gibi görevli bulundukları timlerin silah depolarından, 14 Temmuz öğle saatlerinden 15 Temmuz akşam saatlerine kadar belli aralıklarla mühimmat çıkarmaya devam etti.
Darbe girişiminin bastırılmasından sonra yapılan araştırmaya göre tahrip gücü yüksek 3 bombaatar termobarik, 1 bombaatar, 129 piyade tüfeği, 49 tabanca, bir M-110 keskin nişancı tüfeği ile holografik nişangah, gece görüşlü gözlük, termal dürbün gibi 154 optik cihaz, 91 telsiz ile 23 kalem muhtelif malzeme ve teçhizat darbeciler tarafından alındı. Cuntacıların çaldığı mermi sayısı ile 4 bin 509 olarak kayıtlara geçti.
Depolardan çalınan silah ve mühimmatların bir kısmı, 21.43'te Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayına ulaştırılması için sivil bir araçla karargahtan gönderildi. Söz konusu silah ve mühimmatlardan bir kısmının kayıp olduğu kayıtlara geçti.
Bordo berelileri Ankara'da toplayacaklardı
15 Temmuz saat 19.00'da FETÖ'cü askerler, "mesaiye kalma" ve "servisi kaçırma" bahanesiyle kışlada darbe girişiminin başlamasını bekledi. Darbe talimatının bütün birliklere verilmesiyle ÖKK Harekat Merkez Vardiya Amiri Yarbay Mehmet Ali Çelik, Türkiye'deki görev bölgelerindeki bütün bordo berelilerin Ankara'ya çağrılmasını içeren mesajın birliklere gönderilmesini istedi. Ancak vardiya Astsubayı C.S, işi ağırdan alarak söz konusu emrin birliklere ulaşmasını geciktirdi.
Cuntacı Tuğgeneral Semih Terzi, 21.10'da Diyarbakır'daki 12. ve 16. taburlara; 21.15'te ise İskenderun’da konuşlu 32. Tabura hazırlanmaları için alarm verdi. 15 dakika sonra da Albay Ümit Bak, yine İskenderun'daki 34. Taburun tam teçhizatlı bir şekilde hazırlanmasını istedi. İlerleyen saatlerde, ÖKK
Komutanı Zekai Aksakallı'nın emriyle hareket eden Tuğgeneral Ömer Faruk Bozdemir'in komutasında toplanan bordo bereliler, karargaha girmeye çalıştıkları anda kobra helikopterlerinin ateşine maruz kaldı.
İlerleyen saatlerde, Semih Terzi intikal yapacakları uçağın kapasitesinin yeterli olmaması nedeniyle iki tabur askerden 24 kişiyi yanına alarak Diyarbakır'dan Ankara'ya hareket etti.
Terzi, kalan askerleri komuta eden Albay A.B'ye, "Net değil ama Genelkurmay biraz karışık, bize ihtiyaçları var. Kalan ekibi sonraki uçakla gönderirsin." dedi. Bunun üzerine Zekai Aksakallı'nın bundan haberinin olup olmadığını soran Albay B'ye Terzi, "Tabii ki var. Ankara'da ciddi bir terör tehdidi var" cevabını verdi.
Saatler 02.14'ü gösterdiğinde komutasındaki askerlerle Ankara'ya gelen Terzi, ÖKK'nın emir komutasını, kendisi gibi darbeci Albay Ümit Bak'tan almak için Gölbaşı'ndaki karargaha gitti.
Komuta binasının girişine kadar gelen Terzi, kahraman Astsubay Ömer Halisdemir tarafından vurularak etkisiz hale getirildi. Terzi'nin yanındaki tabur komutanı Binbaşı Fatih Şahin, olay yerinden sıyrılmaya çalışan Halisdemir'i silahla şehit etti. Bu gelişmeler yaşanırken saatler 02.16'yı gösteriyordu.
Terzi ile Diyarbakır'dan gelen ancak durumdan şüphelenerek Etimesgut Özel Hava Alayında kalan tim komutanı Yüzbaşı A.K.Y, Zekai Aksakallı'ya ulaşarak durumu anlattı, nasıl hareket edeceğine dair emirler aldı.
Bunun üzerine Yüzbaşı A.K.Y, Terzi'nin komutasında ÖKK'ya giden Üsteğmen M.A'ya telefonda Albay Ümit Bak, Yarbay Mehmet Ali Çelik ve Binbaşı Fatih Şahin'in hain olduğunu, bu isimleri bir an önce derdest etmesini emretti. Harekete geçen M.A. ve komutasındaki tim, söz konusu darbecileri gözaltına aldı.
Zekai Aksakallı'nın emri üzerine hareket eden Albay Fırat Çelik, beraberindeki 10 bordo bereliyle saat 05.07'de telleri aşarak karargaha ulaştı, Üsteğmen A. ile irtibat kurdu.
Saatler 06.03'ü gösterdiğinde Aksakallı, Hirfanlı'da konuşlu 37. Taburun tam teçhizatlı bir şekilde Gölbaşı'ndaki karargaha gitmesini istedi.
Bu saatten sonra bordo berelilere karşı direnemeyeceklerini anlayan cuntacılar, beyaz bez sallayarak teslim olmaya başladı. Saat 07.40'ta ÖKK karargahı tamamen dost kuvvetlere geçti.
10.38'de karargaha gelerek yeniden emir komutayı alan Aksakallı, vakit kaybetmeden Akıncı Üssü'nde rehin tutulan kuvvet komutanlarını kurtarması için Albay M.Y ve Hirfanlı'dan gelen 37. Taburu görevlendirdi.
Saat 13.30'da rehin tutulan komutanlar cuntacılardan alındı, Akıncı Üssü'nün ise kontrolü sağlandı.
146 ÖKK mensubu darbeye katıldı
Gölbaşı'ndaki ana karargahta görevli 146 askerin fiilen darbeye katıldıkları belirlendi.
Astsubaylar Ömer Halisdemir ve Bülent Aydın, darbe girişimini engellemeye çalıştıkları sırada şehit olurken, Yüzbaşı Burak Akın, astsubaylar İsmail Oğuz ve Kamil Işın ile Uzman Çavuş Osman Gül de yaralandı.
Darbecilerden Semih Terzi, Nedim Şahin, Gökmen Ata ve Ercan Şen de öldürülerek etkisiz hale getirildi.
Öte yandan raporda, 15 Temmuz darbe girişiminde yer alan askerler için "darbeci", "hain", "terörist" gibi ifadeler kullanılırken, görevde bulundukları sıradaki rütbelerine yer verilmedi.