Güncelleme Tarihi:
Anestezi konusunda başarılı olan eski Romalılar, ''cerrahi dikişler, çıkıkların yerleştirilmesi ve kol-bacak kesme'' işlemlerini biliyordu. Eski Romalılar, kemik yaralanmalarını ve kataraktı tedavi edebiliyor, mesane taşlarını çıkarabiliyor, karın cerrahisi ve bağırsaklarla ilgili işlemleri de başarıyla uyguluyordu.
Çukurova Ãœniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi tıp tarihi uzmanı Prof. Dr.Ä°lter Uzel, ''14. Türk Tarih Kongresi''nde verdiÄŸi bildiride, Anadolu'nun cerrahi tarihinde çok önemli bir yeri olduÄŸuna iÅŸaret ederek, ''Eski Yunan, Roma ve Geç Roma dönemlerinde, Anadolu'da üst düzeyde cerrahi uygulandığını kesin olarak biliyoruz'' dedi.Â
Aksaray yakınlarındaki Aşıklı Höyük'te çıkan bir kadın iskeletinin kafa kemiÄŸinde, kafa delgi operasyonu tespit edildiÄŸini anlatan Prof. Dr. Uzel, ''Kesin olmamakla birlikte günümüzden yaklaşık 11 bin yıl öncesine giden bu buluntunun, Anadolu'daki en eski cerrahi iÅŸlem olduÄŸunu söyleyebiliriz'' dedi. Prof. Dr. Uzel, iskelet buluntularına göre bu dönemde kemik travmalarının da baÅŸarıyla tedavi edildiÄŸini ifade etti.Â
Van'da, Dilkaya'da bulunan Urartu dönemi öncesine ait bir kadın iskeletinde de özel bir delgi yapılmış kafa delgi iÅŸlemi belirlendiÄŸini anlatan Prof. Dr. Uzel, ameliyatın baÅŸarılı olduÄŸu ve kadının bu operasyondan sonra yaÅŸamını sürdürdüğünün belirlendiÄŸini söyledi. Prof. Dr. Uzel, Assos'ta bulunan M.Ö. 6. yüzyıla ait bir baÅŸka iskeletin de alın kemiÄŸinde kafa delgi iÅŸleminin belirgin ÅŸekilde görüldüğünü kaydetti.Â
Ãœnlü Truva savaÅŸlarının, cerrahi tarihi açısından çok önemli olduÄŸuna iÅŸaret eden Prof. Dr. Uzel, Homeros'un Ä°lyada Destanı'ndaki savaÅŸta yaralananların tedavilerine iliÅŸkin tariflerde büyük bir anatomik doÄŸruluk bulunduÄŸunu belirterek, bunun da ''en eski cerrahi kayıtlar'' niteliÄŸi taşıdığını söyledi.Â
   Â
ÃœST DÃœZEYDE CERRAHÄ°
   Â
Eski Yunan, Roma ve Geç Roma dönemlerinde Anadolu'da üst düzeyde cerrahi uygulandığının kesin olarak bilindiÄŸini anlatan Prof. Dr. Uzel, antik çağın birçok ünlü hekim ve cerrahının Anadolu kökenli olduÄŸunu kaydetti.Â
Prof. Dr. Uzel, eski Romalıların anestezi konusunda başarılı olduklarını, damar bağlamayı bildiklerini belirterek, Zeugma'da bulunan çok ilginç bir ''damar bağlama aleti''nin bunu ortaya koyduğunu ifade etti. Prof. Dr. Uzel, şunları kaydetti:
''Eski Romalılar, hem agrafla hem de iplikle yapılan cerrahi dikişleri biliyorlardı. Bandajla ilgili olarak eser yazacak düzeyde bilgi düzeyleri vardı. Birçok cerrahi aleti isimlendirmişlerdi.
Vücut dışındaki yaraların bakımını biliyorlardı, kemik yaralanmalarını tedavi ediyorlardı. Kemik kırıklarında bir süre sonra ortaya çıkan kırık parçalarını temizliyorlardı. Kol-bacak kesme işlemini biliyorlardı. Hatta daha sonra, kesilen bu organlar için protez hazırlamışlardı. Çıkıkların yerleştirilmesini büyük bir beceri ile gerçekleştiriyorlardı. Ayrıca, karın cerrahisi ve bağırsaklarla ilgili işlemler yapıyorlardı. Fıtığtedavi edebiliyor, mesane taşlarını çıkarabiliyor, göz hastalıklardan kataraktı tedavi edebiliyorlardı. Dolaşım sistemi ile ilgili çalışmaları vardı. Bütün bunları, alet buluntuları ve hekimlerin çalışmalarından öğreniyoruz.''
   Â
CERRAH MEZARLARI
   Â
Özellikle cerrah mezarlarından çıkarılan objelerin de Anadolu'dakicerrahinin üst düzeyde olduğunu kanıtladığını vurgulayan Prof. Dr. Uzel, şunları kaydetti:
''20. yüzyılın başında Kolophon'da (Değirmentepe) bulunan ve halenABD'de John Hopkins Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Enstitüsü'nde saklanan cerrahi alet koleksiyonu ile 1905'de Efes'te Theodor Meyer-Steineg'in bularak Jena'ya götürdüğü koleksiyon, halen Mainz Roma Germen Müzesi'ndeki Efes Cerrahi aletleri ve birçok Türkiye müzesinde sergilenen aletler, Anadolu'nun antik çağda da cerrahi uygulamalarınınüst düzeyde olduğunu gösterir.''
Prof. Dr. Uzel, Efes'in cerrahi tarihi açısından büyük bir önemi bulunduÄŸunu belirterek, antik dönemde burada her yıl cerrahi alet yarışmaları düzenlendiÄŸini söyledi.Â