Güncelleme Tarihi:
İMZA törenine, Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan ile İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Ali Tuna Coşkun katıldı. İstanbul’un 39 ilçesinde 24 saat hizmet veren, ‘Aile içi ve kadına karşı şiddetle mücadele büro amirlikleri’ kurduklarını söyleyen Coşkun, bu bürolarda kadın personellerin de görevlendirildiğini söyledi. İstanbul’da koruyucu tedbirler kapsamında yıl içerisinde 460 kadının sığınma evlerine yerleştirildiğini, 364 kadına da hayati tehlikeleri bulunması sebebiyle koruyucu tedbir uygulandığını belirten Coşkun, 2017 yılında aile içi şiddet sebebiyle 13 bin 91, 2018 yılında 19 bin 300, son 11 bir ayda da 18 bin 37 başvuru aldıklarını kaydetti.
Kadına yönelik şiddetin bir insan hakları ihlali olduğunu söyleyen Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan da şunları söyledi:
“Şiddet uygulayanlar tıbbi takibe alınması gereken kişiler. Denetimli serbestlik gibi psikolojik tedavi sağlanarak kontrol altında olması gerekiyor. İlaçla tedavi, öfke kontrolü gerekiyor. Çoğu da önlenebilir vakalar. Şiddetin önlenmesiyle ilgili zihniyet dönüşümü çalışmaları yeterli miktarda yapılmıyor. Cezayla ilgili kişinin bir bedel ödemesi gerekiyor. Suçluluk ve pişmanlık oluşmadan serbest bırakılmaması gerekiyor. Örneğin öldürmekten zevk aldığını söyleyen Ceren Özdemir’in katilinin salınmaması gerekir. Bunu diyen bir kişiye azamiden ceza verilmesi, ıslah edilmeden topluma salınmaması gerekir. Ceza adalet sisteminin yeniden yapılandırılması lazım. Geçen günlerde Hollanda’da kadın cinayetinden mahkûm olan bir erkeğe, 14 yıl hapis, 20 yıl psikolojik tedavi zorunluluğu getirdi mahkeme. Bu kişilerin önemli bir kısmı da, tedavi gerektiren kişiler. Kişiye uzaklaştırma cezası verdikten sonra o kişinin ne yaptığını bilmiyorsunuz. O kişinin böyle bir durumda gözü hiç bir şey görmüyor. Rahatlıkla gidip evde cinayet işliyor. Bu nedenle bu kişilere öfke kontrolü yönetimi çalışılıyor. Bir kimse ceza aldıktan sonra o ceza ile ilgili bir bedel ödemesi gerekiyor. O ceza ile ilgili farkındalık oluşması gerekiyor. Suçlulukla pişmanlık uyanmadan cezaevinden çıkarılmaması gerekiyor. Bakıyorsunuz Ceren Özdemir olayındaki daha önce serbest bırakılan kişi, o kadar rahat konuşuyor ki, ’ben öldürmekten zevk alıyorum. Ben bundan hiç pişman değilim’ diyor. Yani ceza adalet sistemimiz kurulmuş olsa, bunu diyen kişinin cezası asgariden değil, azamiden verilir ve bu kişi ıslah olmadan bırakılmaz.“