Oluşturulma Tarihi: Aralık 28, 2007 00:00
Enerji sektöründeki liberalizasyon sürecini hızlandırmak gerektiğini vurgulayan TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, Enerji Strateji Belgesi’nde 90 milyar dolarlık enerji yatırımını özel sektörün yapmasının benimsendiğini hatırlattı. Rakamın şimdi 100 milyar dolara çıktığını belirten Arzuhan Doğan Yalçındağ, "Devlet, özel sektör yatırımı için uygun ortam yaratmakta geç kalıyor" dedi.
TÜRK Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) tarafından düzenlenen "Enerjide Arz Güvenliği: Fırsat ve Öneriler" konferansında, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler yaptıklarını anlatırken, TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, yapılması gereken yatırımların için özel sektörün önünün açılmasında geç kalındığını vurguladı. Yalçındağ, bu konuda 100 milyar dolarlık yatırım yapılması beklendiğine dikkat çekerken, bunun için liberasyon sürecinin hızlandırılarak, özel sektörün önünün açılması gerektiğini vurguladı.
YÜZDE 150 EK YATIRIM: Gelecek 25 yılda dünya enerji tüketiminin yüzde 50’nin üzerinde artacağının tahmin edildiğini aktaran Yalçındağ, "Bu tahmin, sürdürülebilir, rekabetçi ve güvenilir enerjinin sağlanmasını, tüm ülkeler için çok önemli kılıyor. Bu çerçevede Türkiye’nin çok boyutlu bir enerji politikasına sahip olması gerekiyor" dedi. Türkiye’nin dünya enerji piyasasında oynayabileceği rolü, gerçekleştirmesinin bazı koşullara bağlı olduğuna dikkat çeken Arzuhan Doğan Yalçındağ, bu koşulları "enerji kaynaklarını çeşitlendirmek", "Enerji sektöründeki liberasyon süreci hızlandırmak" ve "Kamu ve özel sektör arasındaki diyaloğu güçlendirmek" olarak sıraladı. Enerji Bakanlığı’nın 2002’ye kadar elektrik sektöründe 90 milyar dolarlık yüzde 150 ek kapasite yatırımı gerekeceği tahminin de bulunduğunu, 2004’te kabul edilen Enerji Strateji Belgesi’ne göre de bunun özel sektör tarafından yapılmasının benimsendiğini hatırlatan Yalçındağ, "Yeni yatırımlarının yapılmasının aciliyeti göz önünde bulundurulduğunda devlet, özel sektör yatırımları için uygun yatırım ortamı yaratmakta geç kalmaktadır" diye konuştu.
KAĞIT ÜZERİNDE BAŞLADI: Yalçındağ, Türkiye’de enerji piyasalarının serbestleşme sürecinin 2001’de yürürlülüğe girmiş olan Elektrik Piyasası ve Doğalgaz Piyasası kanunları ile kağıt üzerinde başladığını, geçen süre içerisinde başlangıçta öngörülenin çok gerisinde kalındığın ifade etti. Türkiye’de liberalizasyonun gecikmesinin ülkeyi gelecekte arz sıkıntısı riski ile karşı karşıya bıraktığını dile getiren Yalçındağ, "En pahalı enerji, olmayan enerjidir. Enerjiye rekabetçi fiyatlardan ve sürekli olarak erişim için liberalizasyon sürecine yeniden hız vermelidir" dedi.
KAMUNUN DÜZENLEYİCİ ROLÜ: "Kendi içindeki sorunları çözememiş bir ülkenin, bölgedeki enerji arz güvenliği sorunun çözmesi hiç kolay olmayacaktır" diyen Arzuhan Doğan Yalçındağ, sözlerine şöyle devam etti: "Enerji sektöründe gereken reformların yapılmasını sağlayacak somut ve uygulanabilir bir stratejinin oluşturulmasının ancak 100 milyar dolar civarındaki yatırımları yapması beklenen özel sektörün bu konudaki görüşlerinin dikkate alınması ile mümkün. Diğer yandan tam rekabetçi ve işleyen bir piyasa oluşturulmasının etkin denetim ve gözetim mekanizmalarının tesisini de zorunlu kılıyor. Kamunun gelecekteki rolü yatırımcı ve işletmeci olmaktan ziyade düzenleyeci fonksiyonunu etkin yerine getirmektir. Bugün ülkelerin en önemli hedeflerinden biri enerjinin arz güvenliğinin ve sürdürülebilirliğinin sağlanması. Bu ancak rekabet ve yatırım ortamını kuvvetlendirecek yapısal reformların gerçekleştirilmesi yönündeki siyasi irade ile mümkün olacak."
Zam yapıp parayı cebimize atmıyoruz
ENERJİ Bakanı Hilmi Güler, "Aldığımız paraları cebimize atmıyoruz. Zam konusunda bu para ne olacak? Bunların bir kısmı sistemi sürdürmeye, bir kısmı da yeni yatırımlara dönüşecek. Kimse bunu hesapsız kitapsız yapmıyor. Bu yapmak zorunda olduğumuz bir şeydi Bunu yapmazsak, zarar edersek yine cepten çıkacaktır" diye konuştu. Zammın enflasyona etkisi konusunda "Gayet tabii ki etkiler. Hepsi hesaplandı" diyen Güler, "Çok ciddi olarak da bir bütçe çalışması yapıldı. Şimdi bizim yapacağımız şey bu bütçeye göre hedeflerimizi tutturmak" dedi.
Nükleer enerji teşvik edilmeli
ENERJİ Bakanlığı’nın hem yurtiçinde hem de yurtdışında kaynak çeşitliliğinin sağlanması yönünde attığı adımları memnuniyetle karşıladıklarını söyleyen Yalçındağ, bu doğrultuda nükleer enerjinin ve yerli kaynakların kullanımının da teşvik edilmesi gerektiğini vurguladı. Türkiye’nin petrol ve doğalgaz enerji kaynakları bakımından sınırlı ve ithalatçı bir ülke olduğuna dikkat çeken Yalçındağ, "Nükleer Güç Santrallerinin Kurulması ve İşletilmesine İlişkin Kanu’nun gereklerinin bir an önce yerine getirilmesi, nükleer enerji yatırımların önünü açacak ve arz güvenliğine olumlu katkı yapacaktır" dedi.
Güler: Zamma rağmen elektriği ucuz ülkeyiz
ENERJİ ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, elektrik zammına ilişkin tepkilere "Dünyadaki fiyatlara da bakmasını tavsiye ederim" yanıtı verdi. Petrol fiyatlarının 21-22 dolardan 80-90 dolarlara çıktığını, elektriğin yarısından çoğunun doğal gazdan elde edildiğini ve bu fiyatların arttığını, geçen yıl bir kuraklık yaşandığını, bunların hepsinin bir maliyet olduğunu anlatan Güler, şunları söyledi: "Sanayicimize, ihracatçımıza, turizmcimize, dar gelirli vatandaşımıza uyguladığımız bu fiyat onları da göz önüne alarak yaptığımız çok hassas hesapların sonucunda ortaya çıkan bir nokta. Şu anda elimizde AB’nin rakamları var, diğerleri var. Bütün bu zamlara rağmen en ucuz elektrik ve doğal gazı kullanan ülkelerden bir tanesiyiz. Hayatımızda kullanılan ısıtıcıların, klimaların ne kadar pahalı olduğunu görüyorsunuz."
Petrolü olmayan ülke değiliz
ENERJİ Bakanı Hilmi Güler, "Enerji sadece elektrik, doğalgaz meselesi değil. Vergi, zam meselesi değil. Büyük resmi görmeliyiz" dedi. Güler, kömürden jeotermal enerjiye kadar çeşitliliği sağlayacak bir dizi çalışma yapıldığını hatırlattı. Rüzgar haritasından sonra jeotermal kaynakların da haritasını çıkardıklarını anlatan Güler, petrol konusunda ise TPAO’nun bütçesinin 7 kat artırıldığını, Karadeniz’in ardından Ege’de sismik çalışmaların yapıldığını anlatan Güler, "Ülkemiz petrolün, doğalgazın olmadığı bir ülke değil. Sondaj yapacak gemi bulmakta zorlanıyoruz. Ümit olmasa bunları yapmayız ama ilk matkapı vurmamız lazım" diye konuştu.