Güncelleme Tarihi:
Sağlık Bakanlığı Bulaşıcı Hastalıklar Daire Başkanı Dr. Ercan Bal, Türkiye'de domuz gribine ilişkin her 100 kişiden 30'unda salgının öngörüldüğünü söyledi. Dr. Ercan Bal, domuz gribi aşısının yan etkilerinin ise abartıldığını, zararlı olduğuna yönelik görüşlerin de doğru olmadığını söyledi.
H1N1 domuz gribi salgını ve aşısı, Uluslararası Hasta Hakları Kongresi'nde akademik olarak tartışmaya açıldı.
Kongrede Sağlık Akademisyenleri Derneği Başkanı ve Başkent Üniversitesi Hastaneleri Kalite Koordinatörü Prof.Dr. Seval Akgün'ün oturum başkanlığında ‘İnfluenza A Pandemisiyle Savaş ve Mesleki Ahlak' konulu panelde domuz gribi salgını ve aşısı tartışıldı.
Domuz gribi salgınına ilişkin son zamanlarda çok fazla bilgi kirliliği olduğunu ve halkımızın da ne yapacağımızı şaşırmış durumda olduğunu belirten Prof.Dr. Seval Akgün, “Dünya Sağlık Örgütü tarafından tanımlanmış bir pandemi ortada ve bulaşıcı. Mevsimsel gripten bir farkı var. Grip son derece yaygın. Mevsimsel grip sonbaharda yaşanıyor. Pandemik virüs ise Şubat 2009'da görüldüğünden beri kesintisiz devam ediyor. İkincisi, risk grubu değişiyor” dedi.
H1N1'in yeni bir virüs olduğunu ve özellikle çocuklar olmak üzere herkesi etkilediğini kaydeden Prof.Dr. Akgün, şunları söyledi:
“Bulaşmasını önlemek için neler yapılması gerektiği konusunda standart olarak her koşulda uyulması gereken kişisel hijyen, alanların dezenfekte edilmesi gibi uygulamaların sık sık yapılması lazım. Aşının tek başına yeterli olduğuna da inanmıyoruz. Mutlaka el yıkamamız gerekiyor. El yıkanması yeniden gündeme geldi ve tüm bulaşıcı hastalıklardan yüzde 99'unu önleyici faktör el yıkama. Yeni bir aşı, mutlaka yan etkileri olabilir, ama koruyuculuğu da yüzde 100 kanıtlanmış. ‘Bizde deneniyor' gibi iddialar var, dördüncü faz dediğimiz faz ile ilgili hedef veya gönüllü gruplarda uygulanıyor olabilir, ama yan etkileri de minimum düzeyde. Bu konuda çok fazla panik yapmak, örneğin bazı ülkelerde sınırların kapatılması gibi uygulamalar doğru değil. Şikayetlere çok dikkatli yaklaşmak gerekiyor. Panik yaratıyoruz, fakat en kötü sonuca göre de bazen planı yapmak gerekiyor. Bu salgınla ilgili 40 ölüm var ve onun için bir kenarda duramıyoruz. Bekleyelim demeden, sağlık personeli olarak kaynaklarımızı en etkin biçimde kullanmamız gerekiyor. Aşılar hakikaten etkin.”
TARTIŞMALAR HASTALIĞI GERİDE BIRAKTI
Panelde Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü Bulaşıcı Hastalıklar Daire Başkanı Dr. Ercan Bal, hastalığın seyrine ilişkin tartışmaların maalesef hastalığın gerçek boyutunu gölgede bıraktığını söyledi.
Domuz gribine karşı aşı alan 18 ülke olduğunu belirten Dr. Ercan Bal, Kanada'nın nüfusu 33 milyon olmasına rağmen öngörülen aşı sayısının 50 milyon doz olduğunu dile getirdi. Aşı tedariki ile ilgili sorun yaşayan 90'a yakın toplam 3 milyar nüfuslu ülke olduğunu ve bu ülkelerin de aşı için Dünya Sağlık Örgütü'nün hibesine ihtiyacını dile getiren Dr. Ercan Bal, “Günden güne vaka sayısı artıyor. Türkiye'de 40 ölüm yaşandı ve vakaların en çok görüldüğü yerler Ankara, İstanbul, Antalya. Bu illeri Bursa, Muğla ve Diyarbakır takip ediyor. Özellikle genç kişilerde ve organize gruplarda yayılım bekliyorduk. Okullarda salgınlarla artış devam ediyor ve buna karşı izolasyon tedbirlerini ortaya koyduk” diye konuştu.
Pandemide ilk dalgada her 100 kişiden 30'unun hasta olmasını öngördüklerini kaydeden Dr. Ercan Bal, “Henüz bu virüsün nasıl dağılacağı riskini de görmüş değiliz. Seçilmiş 14 ilde o yılki hakim virüs tiplerine yönelik araştırma yürütülüyordu. Bu çalışma bugün pandemike ilişkin 81 ilde yürütülüyor. Yatan hastalardan ve ölüm olaylarından da numuneler alınarak araştırmalarda yapılıyor. Dünyada mevsimsel gribe karşı yıllık 800 milyon doz aşı üretiliyor, ama pandemik için ihtiyaç 4 milyar doz gibi öngörülmekte” dedi.
Asıl amaçlarının ölümlerin önüne geçmek ve hastalığın bulaşıcılığını önlemek, yayım hızını yavaşlatmak olduğunu dile getiren Dr. Bal, şunları söyledi:
“Dünyadaki hiç kimsenin serbest piyasadan aşı temin etme şansı yok. Dolayısıyla eczanelerde satış olmayacak ve risk gruplarına göre aşı yapılacak. Türkiye'de 39 milyon kişiye aşı uygulaması yapılması planlanıyor. 2009 yılında 19.5 milyon, 2010 yılında ise 23.5 milyon doz olmak üzere 3 tane firmadan temin yapılacak. Okullar sayesinde ebeveynlere bulaşma riski var. Milli Eğitim Bakanlığı ile işbirliği halinde bir eğitim programı başlatıldı ve ilköğretim üçe kadar, üçten temel eğitimler alan sınıflara kadar ayrı ve ortaöğretim ayrı olmak üzere çeşitli aşamalar var.”
Spekülasyonların çok arttığına da dikkat çeken Dr. Ercan Bal, “Ne olduğundan hafif göstermek, ne de abartmak kimseye bir fayda sağlamaz. Sistemin içerisinde paniği oluşturmayla yönelik çalışmalar ve bilim adamlarımızın da buna kaynak oluşturduklarını görüyoruz. Toplumda bir aleyhte bir lehte konuşan çıkınca bilim adamlarımız da yüzde 50 yüzde 50 ayrılıyor. Birçok kurulun sitesinde aslında korunma yolları ile ilgili genel alınacak önlemler arasında aşı da yer alıyor” diye konuştu.