10 yılda bir ilin nüfusu kadar kaçak yakalandı

Son 10 yılda yasa dışı yollardan sınırı geçmek isteyen 129 bin 792 kaçağın yakalanmasına karşın en az bu kadarının da sınırı geçerek Avrupa ülkelerine gittikleri tahmin ediliyor.

YILLARA GÖRE KAÇAKLAR

Edirne'de polis, jandarma ve sınır devriyelerince yapılan kontrollerde 1998 yılında 14 bin 510, 1999 yılında 21 bin 869, 2000 yılında 16 bin 437, 2001 yılında 8 bin 298, 2002 yılında 10 bin 398, 2003 yılında 6 bin 887, 2004 yılında 8 bin 387, 2005'te 12 bin 263, 2006'da 13 bin 664 yabancı yakalanırken 2007'nin 11 ayında sınırda yakalanan yabancı sayısı da 17 bin 79'e ulaştı.

Sınırda yakalanan yabancılar, haklarında yasal işlemlerin yapılması için Edirne Emniyet Müdürlüğü Pasaport ve Yabancılar Şubesine gönderilirken, bu kişiler için yapılan harcamaların büyük maliyet çıkardığı belirtildi.

KAÇAKLARIN MALİYETİ

Yetkililer, 2007'de yakalanan kaçakların gıda, barınma ve ülkelerine gönderilme gibi masrafları için 1 milyon 500 YTL, 2006 yılında 1 milyon 11 bin 304 YTL harcama yapıldığını bildirdi.

2005 yılında ise 749 bin 125 YTL harcama yapıldığını belirten yetkililer, barınma evinde üç öğün yemek yiyen kaçakların maliyetinin yüksek olduğunu kaydetti.

GEÇEN YIL IRAKLILAR İLK SIRADA

Emniyet yetkilileri, 2007 yılının 11 ayında sınırdan yasa dışı yollardan geçmek isterken yakalananlar arasında Irak vatandaşlarının 5 bin 65 kişiyle ilk sırada yer aldığını, bunları 5 bin 50 kaçakla Filistinlilerin, bin 668 kaçakla da Moritanyalıların izlediğini kaydettiler.

2007'de yakalananların 7 bin 637'i sınır dışı edilirken, 8 bin 794'üne 2 aylık geçici ikamet verildiği, aynı dönemde Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'ne 92 kişinin sevk edildiği, 556'sının ise adli işlemlerinin sürdüğü öğrenildi.

80'E YAKIN ÜLKEDEN KAÇAK

Bu arada, sınırdan yasa dışı yollardan geçmek isterken yakalananlar arasında 80'e yakın ülkeye mensup kişiler bulunuyor.

Savaş ve iç karışıklık yaşanan ülkelere mensup kişilerin yanı sıra sınırı kaçak geçmek isteyenlerin arasında gelişmiş ülke vatandaşları da bulunuyor. Ancak, gelişmiş ülkelerin vatandaşlarının daha iyi bir yaşama kavuşmak için değil başka nedenlerle sınırdan yasa dışı geçmeye kalkıştıkları ifade ediliyor.

Uyruklarına göre dağılımda, son 10 yılda yakalanan kaçakların şu ülkelerin vatandaşları oldukları görülüyor:

“Arnavutluk, Azerbaycan, ABD, Angola, Afganistan, Almanya, Bangladeş, Bulgaristan, Belçika, Burma (Miyanmar), Bhutan, Bruney, Bosna-Hersek, Cezayir, Çad, Çin, Rusya-Çeçenistan, Dominik Cumhuriyeti, Erite, Ermenistan, Ekvator, Endonezya, Etiyopya, Fas, Filipinler, Güney Afrika, Gambiya, Gana, Güney Kore, Gine, Gürcistan, Filistin, Fransa, Fildişi Sahili Cumhuriyeti, Hindistan, Hollanda, Irak, İngiltere, İran, İsveç, İsrail, Kamboçya, Kongo, Kenya, Komor Adaları, Sırbistan-Kosova, Kamerun, Liberya, Litvanya, Lübnan, Libya, Makedonya, Malezya, Mali, Mısır, Moldova, Moritanya, Nepal, Nijerya, Maldiv Adaları, Özbekistan, Pakistan, Peru, Ruanda, Polonya, Romanya, Rusya, Senegal, Somali, Sierra Leone, Sri Lanka, Suudi Arabistan, Sudan, Suriye, Tunus, Türkmenistan, Ukrayna, Uganda, Ürdün, Yunanistan ve Zimbabve.”

UMUDA YOLCULUK UZUN VE MEŞAKKATLİ

Kaçakların çoğunluğu, amaçlarının Avrupa'da özellikle İtalya, Almanya, Fransa, Hollanda ve Belçika'da bulunan yakınlarının ve arkadaşlarının yanına ulaşarak, burada iş bulmak olduğunu belirtiyorlar.

Ülkelerinden ayrıldıktan sonra insan kaçaklığı yapanlara kişi başına 500 ile 1500 dolar ödeyerek, dağlık alanlardan veya deniz yoluyla hayatlarını ortaya koyuyor. Türkiye'ye ulaşan kaçaklar, İstanbul'da Laleli, Çağlayan, Aksaray gibi semtlerde daha önceden burada bulunan yakınlarının ve tanıdıklarının yanlarına yerleşiyorlar. Burada gündelik işlerde çalışarak para biriktiren kaçaklar, daha sonra kendilerini sınıra ulaştıracak kişilere adam başına 500 ila bin dolar verdikten sonra Türkiye ile Yunanistan arasında sınırı oluşturan Meriç Nehri civarına getiriliyorlar.

Yunanistan'a geçmeyi başaranlar bu ülkedeki görevlilere de yakalanmazlarsa Avrupa'nın çeşitli ülkelerine doğru yollarına devam ediyorlar. Umuda yolculukta yeni ve yaşadıkları ülkeye göre çok daha iyi yaşama ümidi taşıyan kaçaklardan bazıları ise bu yolculuğu tamamlayamadan yakalanıyor ya da nehri geçerken boğuluyor, soğuk havada donarak can veriyor. Yaşamını yitirenlerden, üzerlerinden tanıtıcı belge çıkanların cenazesi ülkesinin diplomatik temsilciliğine teslim edilirken, kendilerini tanıtıcı belge çıkmayanlar ise kimsesizler mezarlığına defnediliyor.

“ÜLKEMİZDE ÖLÜMÜN NE ZAMAN GELECEĞİ BELLİ DEĞİL”

Sınırı yasa dışı yollardan geçmek isterken yakalanan Iraklı Mesut Hüseyin, ülkelerinde her gün çok sayıda kişinin kimin tarafından yapıldığı bile belli olmayan saldırılar sonucunda hayatını kaybettiğini belirtti.

Annesi, babası ve kardeşlerini Irak'ta bırakarak Avrupa'ya gitmek üzere yola çıktığını anlatan Hüseyin, “caddede yürürken, pazardan alışveriş yaparken meydana gelecek bir patlamada canınızı kaybedebilirsiniz. Gözaltına alınanlarla ilgili anlatılan ürkütücü hikayeler var. Tek umudum daha önce Avrupa'ya ulaşmış tanıdıklarıma varmaktı. Hayatımın geri kalanını daha iyi şartlarda yaşamak istiyorum. Yakalandım ama yine bu yolu deneyeceğim. Başka şansım yok” dedi.
Sınırda yakalanan Afganistan vatandaşı Ziya A. da Afganistan'da kaos ve belirsizliğin devam ettiğini, yoksulluk ve perişanlığın ülkeyi yaşanılmaz hale getirdiğini belirtti.

Daha iyi koşullarda yaşamak için çok sayıda kişinin ülkeye terk ederek Avrupa ülkelerine gitmek için yollara düştüğünü ifade eden Ziya A, Avrupa'nın değişik ülkelerindeki yakınlarının yanına gidene kadar mücadelesini sürdüreceğini bildirdi.

Filistinli İbrahim K. ise ülkesini çatışmalar nedeniyle terk etmek zorunda kaldığını kaydetti.